Mardin`in Kızıltepe ilçesindeki aşiret liderleri, 15 Temmuz ABD destekli darbe girişiminin ardından 2. kalkışmanın Güneydoğu`dan başlatılacağı ve İngilizlerin bölgedeki aşiretlerin borçlarını ödediği şeklindeki iddialara sert tepki gösterdi.
Hasan Atilla Uğur`un beyanatlarını skandal olarak değerlendiren aşiret liderleri İLKHA`ya yaptıkları açıklamada, 90`lı yıllarda ismi faali meçhul cinayetlerle anılan Uğur`un provokasyon peşinde olduğunu ve söylemlerinin yeni felaketlerin ayak sesleri olduğuna işaret ettiler.
“Kürt halkı hedef gösteriliyor”
Kahraman Aşireti Lideri Şeyh Abdurrahman Kahraman, Hasan Atilla Uğur`un sözleriyle Kürt halkını hedef gösterdiğini ve bunun da bir oyun olduğunu belirtti.
“Tarihten ibret alınırsa tarih tekerrür etmez.” diyen Kahraman, “Biz millet olarak tarihten ibret almışız ve tekerrürüne de meydan vermeyeceğiz. Bir zamanlar Şeyh Said Hazretleri hakkında da böyle uydurmalar yapıldı ve onu ipe kadar götürdüler. Biz bunu çok iyi biliyoruz. Şeyh Said hakkında ‘İngilizlerin adamıdır, İngilizler adına çalışıyor, İngilizlerden para almıştır.` diye o zamanlarda buna benzer tiyatrolar sahnelendi. O zaman belki tuttu ama şimdi Allah`ın izniyle tutmayacak.” dedi.
“Bu ithamı şiddetle telin ediyorum”
Kızıltepe`nin ileri gelenleri, aşiret liderleri, kanaat önderleri olarak birbirlerini çok yakından tanıdıklarını kaydeden Kahraman, iç içe büyüdüklerini ve inançlarının bir olduğunu söyledi. Kahraman, “Ben hiçbir Kızıltepe liderinin ve aşiret reisinin böyle kirli ve ihanet dolu bir oyunun içerisine gireceğine ihtimal vermiyorum. Bütün Kızıltepelileri tenzih ediyorum. Bu ithamı şiddetle telin ediyorum. Bütün Kızıltepe ileri gelenleri aşiretleri adına bunu lanetliyorum.” dedi.
“Birinci Dünya Savaşına bütün aşiretiyle katılmış bir liderlerin torunlarıyız”
Kızıltepe`de çok güzel bir birlik ve beraberliklerinin olduğunu söyleyen Kahraman, hiçbir zaman satılmadıklarını ve buna izin vermediklerini belirtti. Kahraman, “1914`te o zaman Zati olarak adlandırılan aşiret liderleri kendi akrabalarıyla, atlarıyla, silahlarıyla, Birinci Dünya Savaşına katıldılar. Benim dedem Şeyh Muhammed o zaman yüz başı rütbesiyle savaşa katılmıştır. Biz Birinci Dünya Savaşına bütün aşiretiyle katılmış bir liderlerin torunlarıyız. Bugün İngiltere`nin veya böyle uydurma bir sözle, böyle bir hareketin içine girmemiz kesinlikle doğru değildir.” diye konuştu.
“Söylediği sözleri abartıp büyütürsek Atilla da kendini çok büyük zanneder”
Atilla Uğur`un mazisinin karanlık olduğunu ifade eden Kahraman, sözlerine itibar edilmemesi gerektiğini vurguladı. Hasan Atilla Uğur`un zamanında bölgede çok faali meçhul cinayetlerin işlendiğini de hatırlatan Kahraman, bunun sorgulanması gerektiğini dile getirdi.
Kahraman, “Eğer Atilla Uğur`un her söylediği söz ciddiye alınır ve televizyonlara çıkartılırsa bu onun için bir övünç kaynağı olur. Onun söylemlerine itibar edilmemesi gerekir. O`na bu kadar değer vermenin anlamı yok. Söylediği sözleri bu kadar abartıp büyütürsek Atilla da kendini çok büyük zanneder.” dedi.
“Atilla Uğur ismi faili meçhul dönemi hatırlatır”
Kendisinin 12 Eylül darbesinin mağduru olduğunu ve yaklaşık 27 yıl yurt dışında yaşamak zorunda kaldığını belirten Kiki Ğelecan aşiretinin önde gelen isimlerinden Hamit Kılıçaslan ise Atilla Uğur`un iddiaları hakkında şöyle konuştu:
“Atilla Uğur ismi hepimize 1990 yıllarının faili meçhul dönemlerini hatırlatır. Kürdistan`da bunların geçmişi zaten malumdur. Hasan Atilla Uğur`un o değerlendirmesinin altında saklı bir takım şeyler var. Ben bu söylemleri bir felaketin, yeni provokasyonların habercisi olarak yorumluyorum. Çünkü Hasan Atilla Uğur, bir çarkın bir düzenin simgesi haline gelen bir isimdir ve bu simge içerisinde olan bir sürü insandan biridir.”
“Bu söylemler felaketin ayak sesleridir”
90`lı yıllarda bölgede yaşananlardan dolayı generallerin veya kimi askerlerin yargılanmadıklarını kaydeden Kılıçaslan, 90`lı yıllarda bölgede karanlık işler yapan askerlerin yargılanması gerektiğini ve Hasan Atilla Uğur`un da bunlardan biri olduğunu ifade etti.
Kılıçaslan, “Bu adamın söylemleri çok provokatif ve toplumun dokusunu bozmaya yönelik söylemlerdir. Bunları doğru bulmuyorum, bana göre bunlar yanlıştır. Felaketin ayak sesleridir.” (M. Salih Keskin/Mehmet Aslan – İLKHA)