Babanızın ve iki abinizin şu ândaki durumu hakkında bilgi verir misiniz?

Konuşmaya başlamadan önce, Allah`a hamd, Rasul`üne, sahabesine ve bütün mü`minlere salat ve selâm olsun.

Babam şu ânda Kuzey Irak`ın Erbil kentinde bir cezaevinde bulunmaktadır. Bulunduğu cezaevi şartları kendisiyle yaptığımız telefon görüşmelerinde söylediği üzere çok kötüdür. Hele bir de sebebsiz yere bu durumların içinde olması bizleri derinden üzmektedir. Abilerim de Gaziantep`te bir cezaevindedir.

Babanızın ve abilerinizin şu ânda içinde bulunduğu hâl kamuoyunda gündeme getirilmeye calışılan bir durumdur. Bu konuyu bir de sizden dinleyelim isterseniz.

Malum olduğu üzere babam ve onun gibi birçok müslüman inandığı gibi yaşama gayret ve çabasından dolayı FETÖ denilen örgüt tarafından, bu örgütün amaç ve gayesine engel olacağı endişe ve korkusuyla kumpas mağduru olmuşlardır. Babam ilmiyle âmil bir ilim adamıdır. Onun gayesi insanların İslâm`ı öğrenmesi ve her şeyin hesabının sorulacağı günde defteri sağından verilenlerden olması gayret ve çabasından başka bir şey değildir. Peygamber`in varisi olmanın ağır yükünü taşımaya çalışan ve bu uğurda çaba gösteren, insanların huzur ve güven ortamını elde etmesinin tek yolunun İslâm`ı yaşamak olduğunu anlatmaya çalışan bir kimsedir. Bütün insanların ezelde Allah`a söz verdiği A`râf Sûresi 172-173. âyetlerde sabittir. Bugün insanların çoğu verdiği söze uygun bir hayat yaşamamaktadır. Babam, insanlara verdikleri bu sözü ve sözün gerektirdiği hayatı, o hayatın nasıl yaşanacağını anlatmayı kendisine şiar edinmiş bir kimsedir. Abilerimi ve diğer çoçuklarını da Allah`a verdiği bu söze uygun bir hayatı yaşama konusunda eğitmeye çalışan bir babadır.

Yetkililerin babanızın durumunun değişmesi, uğradığı iftiraların ortadan kalkması ve iade-i itibar için attıkları adımlar konusunda şu ânda gelinen nokta hakkında bizleri bilgilendirir misiniz?

Silahlı bir terör örgütü olduğu ayan beyan ortaya çıkan FETÖ`cü hâkim ve savcıların verdiği kararlar neticesinde cezaevine girdiği, ve hâlen sebepsiz yere cezaevinde tutulduğu sabit olduğu hâlde iade-i itibar hakkında bir adım atılmaması bizleri üzmektedir. Kuzey Irak`taki yargılama sürecinde hiç mahkeme yapılmaması ve sürekli mahkemenin ileri bir tarihe ertelenmesinin sebep ve nedenleri hâlen bilinmezliğini korumaktadır. Kuzey Irak`taki Türkiye Cumhuriyeti Konsolosluğu çalışanlarının büyük bir kısmının FETÖ`cülerden olduğu hâlde devletin buradaki yapılanmaya karşı sessiz kalması açıklanır bir tarafı olmayan bir durumdur. Bizler bu duruma müdahale edilmesini istiyoruz. Suçsuzluğu, yaşı ve sağlık durumu dikkate alınarak gerek Türkiye gerekse Kuzey Irak`taki yargılama ve cezalarının kaldırılmasını talep ediyoruz.

Son olarak, kamuoyuyla paylaşmak istediğiniz duygu ve düşünceleriniz nelerdir?

Bir baba, ailesi için önemlidir ama söz konusu olan bir âlim ise bu ümmet için önemli olması gereken bir durumdur. Zamanımızda ilim ehli yok denecek kadar azdır. Bizlere Allah`ı tanıtacak, O`nun rızasının kazanılmasının yollarını gösterecek ilim ehline şiddetli ihtiyacın olduğu bir dönemde Şahımerdan Sarı gibi âlimlerin toplumun uzağında değil, içerisinde olması gerekiyor. Bunun gerekliliği hepimizce malumdur. Yapmadığı, hattâ haberi dahi olmadığı bir olayı gerekçe göstererek senelerce bizlerden ayrı kalmasına sebep olanlardan bu dünyada olmassa bile âhırette hesabını soracağız! Bizler Rabb`imize güvenip dayandık. Hayat bir imtihandır, hayatın imtihan olduğunu gerek annem gerekse diğer kardeşlerim kabullenmiş kişilerdir.

Bir de son olarak şunu söylemek istiyorum: Yetkililerden özellikle 17-25 Aralık olaylarından sonra ve 15 Temmuz darbe girişimiyle beraber artan bir talep vardır. Bu talep FETÖ`nün elemanlarının yargıladığı ve sebepsiz yere ya da komik gerekçelerle cezaevine konulan kişilerin yeniden yargılanma talebidir. Fakat kamuoyunu takip edenler iyi bilirler ki, yetkililer tarafından sanki bu talep duyulmamaktadır. Bırakın bu talebe yönelik adım atmayı,söylemlerinde dahi dile getirmemektedirler. Bu talepleri yapanlar karşılarında bir muhatap görmek istiyorlar. Bizler beklentilerimizi dile getirdik, şimdi sıra yetkililerin adım atmasında. Bizler her şeyi gören, duyan, bilen Allah`a tevekkül ettik. Vekil olarak Allah yeter. Allah`ın selâmı, rahmeti ve bereketi bütün müslümanların üzerine olsun.

röportaj - ıslahhaber