Doğruhaber

Yıllar parmaklarımızın arasından dökülüverdi. Zaman sardı yüreğimizin kanayan yerlerini. 24 sene evveli… 24 yaşındayken buluştu şehadetle… Pamukçuluk ile uğraşan yoksul bir ailenin en büyük erkek çocuğuydu. Kendi tarlaları yoktu. Hep başkalarının tarlalarında çalışıyorlardı. Hiç okula gitmemişti fakat okumayı çok istiyordu. Bu sebeple gece okuluna gitmeye başladı. Her akşam oturur ders çalışırdı. Gösterdiği gayret ve çaba ile gittiği gece okulundan okur-yazar belgesi aldı. Askerlikten evvel evlenmişti şehid. Bir eczanede çalışmak üzere İstanbul`a gitmiş, işler istediği gibi gitmeyince 10 gün sonra Ceylanpınar`a geri dönmüştü. Yeniden pamuk tarlasında çalışmaya başlamıştı. 24 Eylül 1992 seherinde tarlaya giderken çalıştığı tarlanın yanında pamuk eken Hacı Ali Çiçek`in yanına gidecekti. Hacı Ali bir tas çorba ikram edecek, şehid yemeden kalkacak, bakkala gidecekti. Bakkalın önünde iki kişinin saldırısına uğrayacak, iki kurşun iki kanat olup şehidi cennete uçuracaktı. İçtiği şerbete öyle kanmıştı ki; dünyaya yeniden dönüp, yeniden şehid olmak isteyenler arasına katılacaktı.