RİYAD MAKAEV – DOĞRUHABER/ANALİZ

Eskiden insanlar; inançlar için kutsal topraklar için savaşıp dururken hiç olmazsa bir şerefe ve haysiyete sahip olurlardı. Aralarında net çizgiler olurdu. Herkes kendi inancı çerçevesinde hareket etmek için uğraşıp duruyorlardı. Düşmanı belli, dostu belli idi. Bugün geldiğimiz noktaya bakıyorum, düşmanı belli değil, dostu belli değil. Hiç kimsenin belli çizgide hareket ettiğine dair bir niyeti veya dünya görüşü de yok. Vuran vurana, kıran kırana birbirimizi öldürüp adeta dünyanın sonunu getirmek için uğraşıp duruyoruz. Bakalım, dünyada belli toplumlar hangi haldeler…

BATI DÜNYASI

Avrupa Birliği bir felsefe üzerine kurulmuş bir topluluktur. Avrupa Birliği`ne ve ABD ile birlikte Batı topluluğu diyoruz. Ve bugün modernizmle geldikleri nokta ise içler acısı. Her türlü özgürlüklerin olduğunu sandığımız Batı`da yine kendi düşüncesinden olmayanlara farklı gözle bakıldığı artık bir sır değildir. Batı topluluğu artık bir kültüre ve inanca sahip değil. Kendilerinin getirdikleri özgürlük anlayışının ortaya koydukları sapık inançlar yüzünden bugün bir dağılım yaşamaktalar. İnançtan sadece bir haç kalmıştır. Onu da ticarete dönüştürmüşlerdir. Aile birliği dağılmış, ahlak anlayışı bozulmuştur. Allah insanı diğer tüm varlıklardan üstün ve şerefli kılmışken, Batı toplumu hayvanları insandan üstün görmeye başlamıştır. Sömürge anlayışı hiç değişmemiştir. Dünyanın tüm problemlerinin arkasında Batının parmağı vardır. Adalet anlayışı sadece kendileri için, diğer toplumları ise insan olarak bile görmeme zilleti içindeler. Artık dünya menfaatlerinden başka kutsal saydıkları hiçbir şey kalmamıştır. Kendi aralarında son verdikleri savaşları ise diğer toplumlara taşımışlardır ve katliamlar yapmaktadırlar. En acı verici olan şey de kendi anlayışlarını tüm dünyaya bir kurtuluş reçetesi olarak sunmalarıdır. Oysa kendileri tüm ahlaksızlığı yaşıyor ve dağılmaya mahkûm olmuşlardır.

ARAP DÜNYASI

Arap dünyası Sünni`si ve Şia`sıyla bir facia içerisindeler. Bölgesel olarak Allah`ın (C.C.) en çok peygamber gönderdiği bir bölge. Ancak, o peygamberlerin getirdiği mesajları ellerinin tersiyle itip yeniden kendi cahiliye adetlerine dönmeyi başaran tek topluluktur. Vardır elbette aralarında güzel ve imanlı insanlar. Burada genel ahlaki durumundan bahsettiğimiz için istisna kaideyi bozmaz. İlk inen “İKRA`” emrine kulak vermeyenlerin akıbetine benzer halleri. Bin parçaya bölünmeyi başarmış ve ayrıca dinini de bin parçaya bölmüşlerdir. Sorarsan kendilerini Müslümanların efendileri sanırlar. Aralarında yaşanan savaşlar ise Peygamber Efendimizden beri hiç durmamıştır. Demek ki Peygamberin getirdiği mesajı hiç anlayamamışlar. Aynı Batı topluluğu gibi ahlakını ve şerefini kaybetmiş ve taklitçi bir hayat yaşamaktalar. Dünyanın yer altı enerjisinin yarısını elinde tutan Arap dünyası varlık içinde yokluk çekmektedir. Müslümanlar bir kardeş ayetini neshetmişlerdir ve birbirini kırmaya ve katletmeye devam etmekteler. Aralarında seçmeye çalışsan da ciddi ve güçlü bir devlet bile çıkaramazsın. Elinde Kur`an gibi yüce bir kitap olduğu halde ağzı açık Batı`nın söylediklerine bakıp kölesi haline gelmiştir. Bugün Arap dünyası Batı`nın oyun sahası haline gelmiştir. İslam bu topluma geldiği gibi adeta hiç dokunulmamış şekilde kalmıştır. Hakkını vermek gerekir ki istedikleri zaman İslam`ın hükümlerini alıp istedikleri şekilde yorumlayıp, yaptıklarını meşrulaştırmak için elbette kullanmışlardır. Allah (C.C.) ise: düşünmeyen akletmeyen topluluklar üzerine pislik yağdıracağım diyor.

UZAK-DOĞU DÜNYASI

Sanmayın ki Uzak-Doğu`da hayat güllük gülistanlık. Şirk dünyası diyebiliriz. Ençok insanın bulunduğu dünya bölgesi. Merhametin hiç olmadığı, insanların insanları yedikleri bölge. Hareket eden her şey orada yeniliyor. Öyle sanıyorum ki orada bir gün, tüm dünyaya en büyük problemi çıkaracak ve vahşetin en vahşisini yaşatacak toplumlar mevcuttur. Müslümanlara ise Batı`da gösterildiği kadar bile bir hoşgörü gösterilmez. Gün geçtikçe güçlenen ve belli bir inanca sahip olmayan bu topluluklar kendi aralarında savaşmayı da hiç bırakmamışlardır.

AVRASYA DÜNYASI

Avrasya dünyasında neler yaşanıldığına bakarsak çok şey yazıp çizebiliriz. Diğer bölgelerden pek farkı yok. Rusya ahlaksızlığın en tepesine çıkmış, savaş üzerine savaş çıkarıyor. Kan emiciler gibi insan kanıyla besleniyorlar. Din kalmamış, bin türlü mezhep ve sapık anlayışlar ortaya çıkmıştır. İnsanlar artık bir köle haline getirilmiştir. Birkaç insan tüm bölgenin geleceğine karar verip yaşam standartlarını belirleyebiliyorlar. Çok devlet barındırdığı halde Rusya hepsinin efendisi durumda. Suriye`deki katliamlarını burada anlatmaya gerek yok. Çeçenistan, Dağıstan, İngüşetya, Gürcistan, Ukrayna`daki savaşlar Avrasya`nın ne kadar çıldırdığının alametlerindendir.

TÜRKİYE

Türkiye denince anlatmaya gerek yok. Herşey ortada. Her 20 senede bir darbe olan ve toplum olarak hala kim olduklarını tespit etmeye çalışan bir dünyaya sahiptir. Çok şey yapmak isteyen ama bir türlü bunu gerçekleştiremeyen, problemlerle boğuşan ve tüm diğer anlattığımız bölgelerin tam ortasında olan hassas bir bölgedir. İslam`a yine çeşit çeşit yorumlar getiren, Kur`an`dan uzaklaşan ve çeşitli cemaatlerin anlayışına göre dinini yaşayan, ahlaki olarak ise diğer dünya Müslümanlarına nazaran biraz daha iyi korunabilmiş bir topluluktur. İslam dünyasına göz atarsak en iyi diyebileceğimiz bir topluluk da yine Türkiye`de bulunmaktadır. Yardım anlayışı; kardeşlik; vicdan gibi anlayışın tamamen yok olmadığı bir toplumdur. İslam birliğini kurmak isteyen ve Batı`nın pençesinden kurtulmak için çaba gösteren tek toplum da Türkiye toplumudur. Tek derdi, Batı demokrasinin bir türlü toplumda yerini bulamaması ve bu demokrasi yüzünden bölünen toplumu yeniden bir araya getirebilmeyi amaçlıyor. 

SONUÇ

Dünyaya göz attığımızda her konuda bir kriz yaşanmaktadır. Her bölgede çatışma, terör, ekonomik kriz, katliam, adaletsizlik, sömürge, hırsızlık, ahlaksızlık, dinsizlik yaşanmaktadır. Acaba bu durum nereye kadar böyle devam edecek. Dünya toplumu bunu kaldırabilecek mi? Üçüncü dünya savaşı dersek zaten bunu yaşıyoruz daha ne savaşı olacak ki? Buna benim anlayışıma göre İlahi bir müdahale kaçınılmazdır. Umumi bir bela gelmeden çekidüzen vermezsek çok geç olacak. Allah, insanlığa akıl versin…