Ergenekon ve Balyoz gibi Kemalist ulusalcı kesimin yargılandığı kimi davalarda yargılanıp ağır cezalara mahkum olanlar yeniden yargılama yoluyla beraat ettirilirken, İslamî camialara yönelik FETÖ/PDY komploları ısrarla görmezden geliniyor.
15 Temmuz darbe girişiminin ardından terör suçlamasıyla açığa alınan yargıçların ellerinden geçen ve adeta PKK ile işbirliği yapılarak açılan komplo davalarından biri de 2013 yılında Dicle Üniversitesi Bilge Gençlik Kulübü üyesi öğrencilerine yönelik olarak gerçekleştirildi.
Bilge Gençlik Kulübü üyesi öğrenciler 2013 Nisan ayında Dicle Üniversitesi'nde Kutlu Doğum Etkinliği düzenledikleri için dönemin bazı BDP milletvekillerinin de provokasyonuyla PKK tarafından saldırıya uğradı. Bazı üyeleri ağır yaralanan Bilge Gençlik Kulübü, PKK saldırısının ardından FETÖ/PDY komplosuna maruz kalarak mağdur edildi. Resmi izinlerle düzenlemek istedikleri Kutlu Doğum etkinliği dolayısıyla saldırıya maruz kalan öğrenciler açılan komplo ürünü davayla mahkûm edildi.
Cezalara imza atan mahkeme başkanı Ali Girgin (40141) daha sonra FETÖ/PDY'den tutuklanırken üye Abullah Karamete (150972) aynı gerekçeyle açığa alındı. Öğrencilere operasyon düzenleyen birçok polisin de daha sonra açığa alındığı davada ceza verilen öğrencilerin mağduriyeti devam ediyor.
"Verilen cezalar hukuka aykırıdır"
Bilge Gençlik Kulübü üyelerine verilen cezaların hiçbir delile dayanmadığını belirten HÜR DER Başkanı Av. Şaban Dalgın, mahkeme üyelerinden bir tanesinin olayda suç unsuru bulunmadığına yönelik muhalefet şerhine rağmen başkan ve diğer üyenin oy çokluğuyla ceza verdiğine dikkat çekmişti. 15 Temmuz sonrası ceza kararı alan heyet üyesi 3 hâkimden 2'sinin FETÖ/PDY'den terörist suçlamasıyla açığa alınması alınan kararın şaibeli olduğunu da ortaya koyuyordu.
PKK'liler saldırdı polis izledi
Bilge Gençlik Kulübü üyesi öğrencilere yönelik komplo PKK'lilerin saldırılarıyla başladı. Rektörlükten alınan izinle 2013 Nisan ayında Kutlu Doğum Etkinliği için çalışmalarını sürdüren kulüp üyesi öğrenciler, kampüs alanında çok defa saldırıya uğramalarına rağmen sağduyulu davranarak olayların büyümesini önlemişti.
Son olarak Mimarlık Fakültesi kantininde Kutlu Doğum Programı için afiş asan Bilge Gençlik Kulübü üyeleri güvenlik kameralarının kayıtlarında da görüldüğü gibi PKK'li grubun saldırısına uğradı. Kameralara yansıyan görüntülerde kendilerini savunarak bina dışına çıkan Bilge Gençlik Kulübü üyeleri olayların büyümemesi için oradan ayrılıyor. Ancak gerginliğin devam ettiği üniversitede Diyarbakır Emniyetinden hiçbir polis bulunmazken Batman Çevik Kuvvetine ait bir TOMA ve Batman Emniyetine ait araçların bulunduğu dikkat çekiyordu.
Diyarbakır polisi saldırıdan 2 saat sonra olay yerine geliyor
Daha sonra toplanarak saldırıya geçen (emniyet kaynaklarına göre 500-800 kişi) PKK'liler, yaklaşık 30 kişilik Bilge Gençlik Kulübü üyesini linç etmek istiyor. PKK'li grubun ölüm kastıyla geldiğini gören kulüp üyeleri kendilerini savunarak saldırıyı püskürtüyor. Ancak yaklaşık 2 saat süren gerginlik ve saldırılar sırasında olay yerinde hiçbir polisin olmaması dikkat çekiyor. Polisin, Bilge Gençlik Kulübü üyelerinin saldırıları püskürtmelerinden sonra olay yerine gelmesi emniyet içinde birilerinin olayların daha da büyümesini hatta bazı ölümlerin olmasını beklediğine işaret ediyordu.
"Batman Emniyeti olayları önceden nasıl bildi?"
Olayların yaşandığı günlerde yaptığı açıklamayla oynan oyuna dikkat çeken mağdur avukatlarından Abdulgani Orhan, şu dikkat çekici ifadeleri kullanmıştı:
"Olaylar çıkmadan önce Batman Emniyeti olaydan haberdarmış gibi hareket ediliyordu. Bir kavga yaşanacak kalabalık grup, küçük grubu dağıtacak çarşıya kadar yürüyüş yapılacak ve çarşıda dindar esnafa saldırılar düzenlenerek olaylar üniversite dışına yansıtılacak gibi bir hava vardı. İşin asıl garip tarafı ise Batman Emniyeti üniversiteye konuşlanmışken, Diyarbakır Emniyeti ise dindar esnaflara saldırı yapılacakmış gibi şehrin içinde bekleyerek adeta olayların üniversite dışına çıkmasını bekliyordu."
Polis: Biz PKK'lilerin Dicle Nehrine dökülmesini engelledik
Bilge Gençlik Kulübü üyesi öğrencilerin oynanmak istenen bu kirli oyunu bozduklarını ifade eden Orhan, "30'a yakın dindar genç bu hesabı bozuyor. Geriye dönüp o kalabalığı püskürtmesi, Eğitim Fakültesinin içerisinde onları sıkıştırmaları, bu planı değiştiriyor. Planın değişmiş olduğunu gören Diyarbakır Emniyeti yangından mal kaçırırcasına Diyarbakır'ın merkezini terk edip üniversiteye koşup gelmiştir. Bir polisin, 'Biz üniversiteye yetişmeseydik PKK'li olan grubu, küçük grup Dicle Nehrine dökecekti. Biz PKK'lilerin Dicle Nehrine dökülmesini bir anlamda engellemiş olduk.' Söylemleri, kirli senaryoları tüm çıplaklığıyla gözler önüne sermekte." demişti.
Oyunu bozan öğrenciler FETÖ/PDY komplosuyla mahkûm edildi
15 Temmuz sonrası FETÖ/PDY-PKK işbirliğiyle hazırlandığı anlaşılan oyunun bozulması üzerine yargı içindeki unsurlarıyla harekete geçen FETÖ/PDY, oyunu bozan Bilge Gençlik Kulübü öğrencilerini "yasadışı örgüt adına hareket ediyor" suçlamasıyla mahkeme önüne çıkardı. Ancak mahkeme boyunca bu suçlamayı ispatlayıcı delil ortaya konamazken rektörlükten alınan izinle yapılmak istenen Kutlu Doğum Etkinliği ve bu etkinlik için afiş asma ve bildiri dağıtma suç olarak gösterildi. Mahkeme heyeti, davada yeterli delil bulamamış olacak ki, öğrencilere bir de izinsiz gösteri yapmaktan ceza verdi. Oysa bu ceza bile hukuki olarak sorunluydu. Çünkü PKK saldırılarından kurtulan öğrenciler yeni bir saldırıya uğramamak için topluca olay yerinden ayrılmak zorunda kalmıştı.
PKK saldırısında yaralanan öğrencileri de açılan davaya dâhil eden FETÖ/PDY unsurları, bununla da yetinmeyerek yaralı arkadaşlarını görmeye giden öğrencileri de 'Yaralıların arkadaşı' diye gözaltına aldırdı.
Savcı beraat istedi, hâkim ceza verdi
Savcının beraat istemesine rağmen müvekkillerine ceza verildiğini ifade eden Orhan, "Yasada, toplantı gösteri yürüyüşüne muhalefet etmek için toplu bir şekilde toplanmaları, Polisin kamera kayıtları önünde yasal bir şekilde ihtarda bulunması, ihtara rağmen belli bir makul sürenin geçmesi, makul süre geçtiği halde bu grubun direnmesi ve dağılmamakta ısrar etmesi şartı aranmaktadır. Ama kayıtlara baktığımızda Bilge Gençlik Kulübü üyelerinin hiçbirinin bunları yapmadığı ortadadır. Mahkeme üyelerinden birisinin beraat etmeleri yönünde görüş bildirmesine rağmen, başkan ve bir tane üye ne hikmetse hukuka aykırı bir şekilde, hukuku ayaklar altına alarak ceza verdi." diyerek yaşanan hukuksuzluğu gözler önüne serdi.
Komplo mağduru öğrenciler adalet bekliyor
15 Temmuz'la başlayan süreçte yaşadıkları haksızlıkların FETÖ/PDY komplosu olduğunun ortaya çıktığını belirten mağdur öğrenciler, terör örgütü üyesi olmakla yargılanan hâkimlerin verdiği kararların geçersiz sayılarak haklarındaki mahkûmiyet kararlarının kaldırılmasını bekliyor. Öğrenciler ayrıca adı geçen FETÖ/PDY hâkimleriyle beraber açığa alınan polislerden Dicle Üniversitesi olaylarında ihmali olanların da yargı önüne çıkarılarak hesap vermelerini istiyorlar.
(Fırat Arslan- İLKHA)