Hac İdare Merkezinde gerçekleşen bayramlaşmada konuşan Diyanet İşleri Başkanı Görmez, “Kurban Bayramınız mübarek olsun, haccınız mebrur olsun” dedi.

Kurban Bayramının Hz. İbrahim tarafından İslam ümmetinin kuruluş bayramı olduğunu kaydeden Başkan Görmez, Mekke’de hac dönemi boyunca görev yapan Türk basın mensuplarının katıldığı bayramlaşma töreninde şu hususlara değindi;

“Kurban Bayramı, İslam ümmetinin Hz. İbrahim tarafından kuruluşunun bayramıdır…”

Hz. İbrahim’in milletinden olmak, vahyin doğduğu yerde bulunmak, hac ibadeti yapmak, renkleri, ırkları farklı Müslüman kardeşlerimizle buluşmak Allah'ın bizlere bir lütfudur. Şükürler olsun. Her insanın farklı bir çalışma alanı var. Siz hem bir hizmeti yapmak üzere hem de haccetmek için geldiniz. Allah haccınızı mebrur eylesin. Bugün bayram. Müslümanların iki büyük dini bayramı vardır. Ramazan Bayramı, vahyin yeryüzünü şereflendirdiğinin bayramıdır. Kurban Bayramı ise İslam ümmetinin Hz. İbrahim tarafından kuruluşunun bayramıdır. Biz her sene bu kuruluşu idrak ediyoruz. Bir taraftan sevinç diğer yandan hüzün yaşıyoruz. Müslüman kardeşlerimizden bayram yapamayan, bayramı sevinçle yaşayamayanlar var.

Bayramın inanç, ibadet ve muhteşem bir tarih boyutu var. İnanç, ibadet ve tarih. Bu üçü birlikte bir bayram sevincinde buluşarak Müslümanlara tarih sahnesinde süreklilik kazandırıyor. Bayram, sevinç atmosferinde Müslümanları buluşturuyor. Yeter ki biz Müslümanlar, bayramları hakkıyla idrak edelim. Allah Müslümanlara bu bayramları en güzel şekilde yaşamayı nasip etsin.

“Diyanet’in hac organizasyonu diğer ülkelere göre  iyi bir yerde  ”

Diyanet İşleri Başkanlığı 70’li yıllardan itibaren hac organizasyon görevini resmen üstüne aldı ve bugüne kadar getirdi. Her yıl da biraz daha gelişiyor. Diğer ülkelerin hac organizasyonlarıyla mukayese edildiğinde çok iyi bir noktada olduğumuz görülüyor. Bunun yanında her yıl da biraz daha ileri gidiyor. Bu yıl da çok güzel bir hac ibadeti yaptık. Görevlerimizi en güzel şekilde tamamladık.

“Suudi Arabistan yetkililerine, haccı kolaylaştırmak adına gösterdikleri gayretten dolayı teşekkür ederim…”

Bu yıl hac organizasyonunda teşekkür etmek istediğim iki husus var. Birinci teşekkürüm Suudi Arabistan’a. Geçen sene iki büyük üzücü hadise yaşadık. Vinç kazası ve Mina’da yaşanan elim olay. Bu sene çok daha büyük önlemlerin alındığını gördük. Her sene haccın yükünü büyük oranda artıran ülke içinden gelecek hacıların sınırlandırılmasına ve haccı kolaylaştırmak için büyük gayretlerin sarf edilmesine şahit olduk. Haccın kolaylaştırılmasına yönelik çabalardan dolayı Suudi Arabistan yetkililerine ben teşekkür ediyorum. On binlerce insan her şeyi bırakıp dünyadan gelen hacılara seferber oluyor müteşekkiriz.

“Arafat’ta klima ve yüksek çadır sistemi, hacılarımızın ibadetlerini sağlıklı ve huzurlu bir şekilde yapmalarını sağladı…”

İkinci teşekkürüm ise, Arafat'taki yeni düzenlemelerle ilgili Diyanet İşleri Başkanlığı hac organizasyonunda görev yapan arkadaşlarıma. Diyanet İşleri Başkanlığı hac organizasyonu, bu yıl büyük yenilikler getirdi. Suudi yetkililerle gerçekleşen ikili görüşmeler neticesinde bu sene Arafat’ta kurduğumuz klimalı ve yüksek çadır sistemiyle yaşlı hacılarımızın çok daha rahat ibadet etmelerini sağladık. Bizim dinimizde ibadet içerisinde vücuda eziyet ederek ibadet etmek yoktur. Biz Müslümanlara meşakkatleri ortadan kaldırmak görevi verilmiştir. İbadeti kolaylaştırmak için her türlü vesileye başvurmak İslam’ın bize öğrettiğidir. Usûl ve esas içerisinde kolaylık sağlamak İslam’ın prensibidir. Bunları yaparken haccın asıl mahiyetini asla unutmamak gerekiyor. İbadet boyutunu ihmal etmememiz gerekiyor.

“Irkları, renkleri farklı Müslümanların yan yana tavaf etmesi en büyük kardeşlik gösterisidir…”

Hac ibadeti bütün dünyaya büyük mesajlar taşıyor. Renkleri farklı, ırkları farklı Müslümanlar burada buluşuyor. Arafat'ta toplanıyor. Sembollerle, bir araya ihramlarını giyerek toplanmaları dünyaya büyük mesajlar veriyor. Dünyaya, börtü böceğe dokunmayacağımızın mesajını veriyor. Cana kıymadan bir dünya kuracağımızın, tabiata saygımızın mesajını veriyor. Kabe’nin etrafında ırkları, renkleri farklı Müslümanların yan yana tavaf etmesi en büyük kardeşlik gösterisidir.

“Müslümanlar haccın hikmetini hakkıyla kavrasa kimse kimseyi incitmez…”

Müslümanlar için en büyük tehlikelerden biri, ibadetlerin şekillere indirgenmesi. Hatalarımızın, kusurlarımızın tamamı buradan kaynaklanıyor. Eğer bir Müslüman haccın hikmetini hakkıyla kavrasa Hacerül Esved’i öpmek için dahi kimse kimseyi incitmez. Haccın bizi birre ulaştırması gerekiyor. Haccı bir mektebe dönüştürerek, bir talebe gibi adeta diplomamızı almış olarak dönmemiz gerekiyor. Diyanet olarak biz hac organizasyonunda haccın eğitim ve irşad yönüne yoğunlaşıyoruz. Haccı bir seyahate dönüştürmek en büyük yanlışlıktır. Hac, ihram ile nasıl eşitlendiğimizi öğreten bir ibadettir. Haccın her aşamasının gönül dünyamızı, dünya hayatımızı ve ahiret hayatımızı tanzim eden bir ibadet olduğunu öğrenmemiz gerekiyor.

“Sınır ötesine geçen askerlerimize Allah yardım etsin…”

Mekke'den bayramın ikinci gününde milletimizin, yurtdışındaki millet varlığımızın, gönül coğrafyamızın ve İslam aleminin bayramını tebrik ediyorum. Bayramımız mübarek olsun. Allah bizlere gerçek bayramlar yaşamayı nasip etsin. Ülkemizde hala zorluklar var. Terör belası devam ediyor. Milletimizin dünya mazlumlarının umudu olmaktan çıkmasını isteyenlerin doğrultusunda çaba gösteren terör şebekelerinin sona ermesi dileğimizdir. Ülkemiz ateşle kuşatıldı. Bu ateşle kuşatmayı ortadan kaldırmak için sınır ötesine geçen askerlerimize Allah yardım etsin. Can kaybı yaşamadan barışı, adaleti, huzuru bölgede tesis etmeyi Allah’ın İslam alemine nasip etmesini diliyorum.

“Bayram, sevinci ibadet kılan zamandır. Bütün yüreklere sevinç taşımalıyız…”

Bayramda yapmamız gerekenler var. Ben buna ‘bayram ilmihali’ diyorum. İlk kural, bayram sevincini tatmaktır. Bayram, sevinci ibadet kılan zamandır. Kalbimizde sevinçleri hissetmeliyiz. Evlerden evlere sevinç taşımalıyız. En büyük sadaka müminlerin kalplerine sevinç taşımaktır. Bayram sevinç zamanıdır. Bayramda sevinç taşımalıyız. Hastane köşelerinde yatan hastalara, bir şekilde hata işlemiş ve mahkûm olmuş kader mahkûmlarının yüreklerine sevinç taşımalıyız. İslam beldesinde her ev huzur evidir. Yaşlılar torunlarından ayrılmaz. Bütün huzur evlerine sevinç taşımalıyız. Komşularımıza sevinç taşımalıyız. Yüreklere sevinç taşımalıyız. Allah nice bayramları huzur içinde yaşamayı nasip etsin.

“Hac ibadetinden sonra da Allah’ı anmaya devam etmeliyiz…”

Hac ibadetinin bütün gereklerini yerine getirdikten sonra Allah’ı anmaya devam edin. Rabbinizi unutmayın. Rabbimizi sadece tavafta, Arafat'ta değil hayatın her alanında hatırlayacağız. Yaptığımız işleri yürütürken Allah’ı hatırlamaya devam edeceğiz. Allah’ı zikretmek dört duvar arasında kendimizle baş başa kaldığımızda dahi Allah bizi görüyor diye davranmaktır.

“Hz. İbrahim'e millet olmuş, Hz. Muhammed’e ümmet olmuş bir topluma ayrımcılık yakışmaz…”

Millet olarak milletimizin istikbalinin inşasına yönelmeliyiz. Bu aziz milletin 15 Temmuz’daki soylu direnişi bir adalet ve merhamet direnişiyle taçlandırırsak tarihteki yerimizi alabiliriz. Ülkemizin yüzde doksan dokuzu Müslüman. Dindar olanlar ve olmayanlar diye tasnif etmeyi doğru bulmayız. Din ile dindarlık aynı şeyler değildir. Dindarlık din dediğimiz okyanustan avuçlamaktır. Herkesin dini hayatı kendine özgüdür. Hiç kimse kendi dini tecrübesinden başka insanın dindarlığını sorgulamaya kalkışmamalıdır. Türk, Kürt, Arap, Çerkes diye bir ayrımcılık Hz. İbrahim'e millet olmuş, Hz. Muhammed’e ümmet olmuş bir topluma yakışmaz. Dünyada ırkçılık belası varken biz hiçbir ırk ayrımı yapmamışız. Biz millet olarak tarihte üç dört asır başka toprakları da yönetmişiz ancak arkamızdan beddua almamışız. Aksine hep dua almışız. Alevi, Sünni ayrımını kabul etmiyoruz. Türkiye'de tarih boyunca birlikte yaşadığımız dindarlığa Sünnilik adı verilecekse bu Sünnilik ehli beyt mektebinin zıddı olmamıştır. Aleviliğin zıddı Emevilik’tir o da tarihte kalmıştır. Farklı dünyalarda bu ihtilafı körüklemek için mühendislikler yapıldığını biliyoruz. Bunlara itibar etmemeliyiz. Sünni, Alevi, Türk, Kürt  hepimiz, bizi biz kılan yüksek değerler tarafında buluşarak yolumuza devam etmeliyiz.

“15 Temmuz’dan sonra devlet adalet üzere duracak, biz millet olarak ihsan üzere duracağız…”

Devletler hukuk ile ayaktadır. Adalet mülkün temelidir. Oradaki ‘mülk’ ‘devlet’ manasındadır. Bir millete karşı bir suç işlenmişse elbette karşılığını görecektir. Allah adaleti ve ihsanı emreder. Adalet cezanın karşılığını bulmasıdır ihsan ise affetmektir. Devlette adalet, bireyler arasında ihsan üstündür. Aile hayatında, komşular ve bireyler arasında ihsan üstündür ancak devlette adalet üstündür. 15 Temmuz’dan sonra devlet adalet üzere duracak, biz millet olarak ihsan üzere duracağız. Biz din üzerinden bölünme ve parçalanmanın Müslümanları dünyada ne hale getirdiğini görmeliyiz ve bu hataya düşmemek için her türlü önlemi almalıyız.

Başkan Görmez, hac organizasyonunda görev yapan bütün ekip personeli ve kafile başkanlarıyla da bayramlaşma töreninde bir araya geldi. Programa, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, Hac ve Umre Hizmetleri Genel Müdürü Dr. Dursun Aygün, Cidde Din Hizmetleri Ataşesi Süleyman Sarı ve hac organizasyonu yetkilileri katıldı.  (İLKHA)