Şiddetle esen rüzgâra aldırmadan uçurumun uç kısmına doğru ilerlemiş. İçinden `eğer rüzgâr biraz şiddetli eserse kesin aşağı düşerim` demiş. Rüzgâr biraz şiddetli esmiş bizim çoban düşmekten son anda kurtulmuş. Çoban tekrar `biraz daha şiddetli eserse bu sefer kesin aşağı düşerim` demiş. Çoban daha bunu içinden geçirince rüzgâr bir öncekinden daha şiddetli esmiş. Tabi çoban bu sefer düşmekten kurtulamamış.

Aşağıya doğru düşen çoban, bir dal çıkıntısına takılmış ve ölmekten son anda kurtulmuş. Çoban, buradan kurtulurum ümidiyle avazı çıkıncaya kadar `kimse yok mu?` diye bağırmış. Bağırmış ama nafile kimsecikler yokmuş. Çoban ümidini kaybetmeden bağırmaya devam etmiş. Bu bağırma birkaç saat sürmüş. Çoban artık dayanmakta güçlük çekiyormuş. Gaipten bir ses gelmiş: "ey çoban tutunduğun dalı bırak seni cennete alalım" demiş. Çoban bunu duyunca `başka kimse yok mu? Demiş.

 

Şu kısacık hayatımızda Allah (c.c)`ın bizlere vermiş olduğu nimetleri düşündüğümüzde ne kadar da kısmetli olduğumuzu görürüz. Bu nimetlerin en başında geleni imandır. Dünya nüfusu yedi milyara yaklaşıyor. Bu yedi milyar insanın sadece iki milyara yakını bu iman nimetine sahip. Sadece bu nimet için Allah (c.c)`a ne kadar şükretsek azdır. Allah (c.c)bizleri bu milyarlarca insanın içinden seçti ve bizleri Müslüman bir aileden dünyaya getirdi. Aynı zamanda Müslümanların çoğunlukta olduğu bir ülkede yaşamaktayız. Allah (c.c)`ın bize verdiği iman nimetini anlatmaya ne bu sayfa yeter ne de ciltlerce kitap...

Peki, bizler bu imanın gerekliklerini yerine getirebiliyor muyuz? Bu iman nimetinin elimizden gitmemesi için ne kadar çalışıyoruz? Böyle büyük bir nimetin hesabının da büyük olduğunu hiç düşünmüyor muyuz? Yoksa bizler de çoban gibi böylesine büyük nimete karşı başka kimse yok mu? Diyoruz.

Belki bize gaipten bir ses gelmiyor. Ama cennet nimetini kazanmak o kadar da zor değil. Allah (c.c) işlediğimiz her hayırlı amel için bazen yedi, bazen yetmiş, bazen de yedi yüz kat mükâfat veriyor. İşlediğimiz her kötü amel içinde sadece karşılığını veriyor. Yani bizlerde en az çoban kadar şanslıyız. Yeter ki iman nimetini hakkıyla değerlendirelim.

 

Bizler bu iman nimetine sahip olduk (elhamdülillah). Bu nimetten başkalarının da faydalanması için ne kadar çalışıyoruz? `Bir insanı kurtarmak bütün insanları kurtarmak gibidir` hadisinin ve `içinizde iyiliği emreden, kötülüğü men eden bir topluluk bulunsun` ayetinin muhatapları bizler değiliz de kimlerdir? Demek ki sadece iman ettik demekle insanın vazifesi bitmiyor. Hem Allah (c.c) `sadece "İman ettik" demeleriyle bırakılıvereceklerini mi sandılar? Buyurmuyor mu? O zaman ne bekliyoruz. Birilerinin çıkıp ta sihirli bir değnekle bütün insanları kurtarmasını mı bekliyoruz?

Tüccar gibi olmalıyız. Gördüğümüz her insanı bir alıcı gibi görüp ona yanaşmalıyız. İslam`ın, imanın güzelliklerini anlatmalıyız. Anlatmalıyız ki yaşanmaz hale gelen beldelerimiz Medine`ye dönsün. Anlatmalıyız ki Mekke`yi fetheden mücahitler gibi gönülleri fethedelim.

 

İslam davasını anlatmaktan hiç çekinmemeliyiz. Çünkü bizim davamız haktır. Diğer batıl davalarla kıyaslanmayacak kadar mükemmeldir. Bizler de davamız gibi mükemmel olmaya gayret edersek inşallah kazanan bizler olacağız. Aynı zamanda bizler kendimizi değiştirmedikçe yaşadığımız beldelerin değişmeyeceğini unutmamalıyız.

Allah bizleri iman nimetinden hakkıyla faydalananlardan eylesin. İslam davası için mücadele eden ve bu uğurda canını hiç çekinmeden feda eden şehitlerin yolundan gitmeyi bizlere nasip etsin. Âmin.

Muhammed Dost / Erzincan - Yaş: 23

 

Sevgili Genç Kardeşlerimiz!
Bir ay boyunca gelen tüm yazılar içerisinde en güzel yazıyı gönderen kardeşimize bir kitap seti veya kaset vb. bir set hediye edeceğiz. Posta ile yazı gönderecek kardeşlerimiz yazılarının “Ayın Yazısı” seçilmesi durumunda, bizimle iletişime geçebileceği gibi bir mail adresi veya telefon numarası da yazabilirler. Fakat özellikle dikkat etmenizi istediğimiz iki nokta var. Birincisi; gönderdiğiniz yazıların tamamen size ait olması gerektiği, yazınızda alıntı cümleler varsa bunları belirterek göndermeniz. İkincisi ise yaşınızı mutlaka belirtmeniz gerekmektedir. Bu hayırlı çalışmaya (yarışmaya) tüm genç kardeşlerimizin katkıda bulunmasını bekliyoruz.
Doğrugenç sayfasında sizden gelecek karikatür ve mini bulmacalara da yer veriyoruz. İlginizi bekliyoruz.
Yayınlanmasını istediğiniz yazılarınızı dogrugenc@dogruhaber.com.tr e-posta adresine mail olarak veya posta yolu ile gönderebilirsiniz.