Vahiy, sıradan bir ileti olmaktan çok uzak olan bir hayat kitabıdır. Hayat kitabında insana ve varlığa dair önemli görülen çoğu mesele ele alınmıştır. Özelde peygambere indirilen ilahi hükümler, genelde bütün ümmeti muhatap almaktadır.
Peygamberi inşa eden İlahi Mushaf, onun (asm) ahlakının Kur’an olmasını sağlamıştır. Peygamberin şahsiyetini belirleyen bir kitabın müellifi de elbette insan değil, alemlerin Rabbi olacaktır. O Rab ki, insanın başıboş yaratılmadığını belirtir. Bu mana da şunu anlıyoruz ki insan amaçsız, hayat anlamsız olamaz.

Kur’an, ‘’ka-re-e’’ fiilinin fulan veznindeki bir mastarı olup kelime anlamı itibariyle okumak anlamına gelir. Yani okunmayı bekleyen bir kitaptır. Eğer evimizde bulunan Kur’an okunmuyor ise o kitabın, yazılı kâğıttan farkı kalmaz. Çünkü mahiyet itibariyle biz Kelamullah’tan istifade etmeliyiz. İstifade etmek için de elbette okumalıyız. İlk ayetlerin ‘’ikra’’ ile başlaması herhalde boşuna değildir. Buradaki okuma yaşamaktır. Kur’an-ı yaşamak ve anlayabilmek için de 3 ana unsur olan lafız, mana ve maksat durumunda dikkat etmeliyiz. Hayatımıza tatbik ettiğimiz emirler bütününden netice alabilmek için yaklaşma tarzı da önemli bir husustur. Dolayısıyla lafız, mana ve maksat düzlemini iyice idrak edip hayatımızı tanzim etmeliyiz.

İnsanı çok iyi bilen yegâne Rabbimiz, ayetleri de onun anlayabileceği seviye de buyurmuştur. Tenzil makamı, insan nedir sorusunu bilen en iyi makamdır. Bu nedenle insana, yararlı/zararlı, doğru/yanlış, hak/batıl, iyi/kötü gibi ahlaka yönelik her türlü kavramı doğru bir zemine oturtmuş, insanlığın kılavuzluğunu üstlenmiştir. Bu kılavuzlukta, insanoğlunun üzerinde etkili bağ kurmak istemesi neticesinde Rabbimiz bizleri adeta ilahi rehberlik olan, Hidayete çağırmaktadır. Bu hidayet, kulun ancak ona (c.c) yönelmesiyle/tövbeyle gerçekleşir.

Düşüncelerin ana rahmi olan tasavvur, insanın bilinçaltındaki bütün bilgi sistemlerini ifade eder. Tasavvurumuzda eğer Allah(c.c) yoksa tasavvurumuzu biçimlendirmemiz gerekecektir. İşte İlahi Kelam, insanın tasavvurunu biçimlendirir. Tasavvurumuzda yalan, yanlış, kötü vs. Hangi durumumuz mevcutsa onu pozitif hale getirerek muhatabının algısı üzerinde etkin bir rol oynar. Kendimizi anlayabilmemizin tek şartı Rabbimizi bilmektir. Aynı şekilde, Rabbimizi anlayıp bilmemizin tek şartı, yine kendimizi bilmektir. Bir başka biçimde haddimizi bilmektir. Mürebbi olan Yegâne Rabbimiz, terbiye makamına layık olan en büyük otoritedir. Rab olması münasebetiyle de tasavvurumuzu terbiye eder ve şekil verir.

İlahi kelam, denge kitabıdır. Müslümanlardan denge üzerine olmasını ister. Denge, müminin aşırılık, abartı durumunu düzeltir. Kur’an, birçok ayetinde zımnen denge durumundan bahseder. Örneğin, cimrilik yapmak ile malı saçıp savurmak gibi olumsuz durumlar karşısında zekat ve infak gibi önemli reçeteler sunar. Kur’an, Havf ve reca yani ümit ve korku durumunu Müslümanın gündemine taşıyarak kâmil bir müminin tarifinin yapan bir kitaptır. Nitekim Allahtan gereği gibi sakınırsak ve Allah’ın rahmetinden de ümidimizi kesmesek nitelikli bir hayat yaşamış olur ve de Allah’ın izniyle kurtulanlardan oluruz. Kur’an muhatabını önemser. Önemsediği için uyarır(nezir) önemsediği için müjdeler.(mübeşşir) İtidal/denge, Müslümanın hayatının her safhasında olması geren bir durumdur.

Ruh karartıcı ve kafa karıştırıcı ideolojilerden beri olabilmek için Kur’an’ın iklimine ihtiyacımız
var. Birbirine tepki olarak doğan bu mendebur düşünce akımlarından kurtulabilmek için yine vahye ihtiyaç duyuyoruz. Çünkü Müslümanlar olarak şunu bilmekteyiz: Kurtuluş ancak İslam’dadır. İslam’ın en büyük kaynağı da şüphesiz Kur’an’ı Mübin’dir.

Kur’an, ebetteki bu kadarla sınırlı değildir. Onu anlayabilmek için yüzlerce, binlerce makale yetersiz kalır. Sınırlı ve kısıtlı aklımızla ne Allah’ı ne de Kur’an’ı tanıyabiliriz. Ancak bize bildirildiği kadar bilebiliriz. Çünkü el-Alim ve el-Habir olan şüphesiz ki yüce yaratıcıdır.

Yüce rabbimiz ilahi kelamında: Bu kitap, yücelerden indirdiğimiz bereketli bir ilahi kelamdır. Öyleyse ona tabi olun. Ve sorumluluklarınızı hatırlayın ki; onun rahmetine layık olabilesiniz. (En’am süresi 6/155)
Tasavvurumuzu doğru biçimlendirmek ve doğru yaşamak dileğiyle…
Vesselam…

Ömer ÖZDAĞ / Doğruhaber