ANKARA - Vakıflar Genel Müdürü Adnan Ertem, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile bağı bulunan 129 vakfın kapatıldığını ve bu kapsamda 2 binin üzerinde taşınmazın Vakıflar Genel Müdürlüğüne geçtiğini belirterek, bu taşınmazlardan sağlanacak gelirin tamamının vatandaşlar için eğitim, sağlık ve sosyal yardım uygulamaları gibi hayır işlerinde kullanılacağını bildirdi.
FETÖ ile bağı bulunduğu için kapatılan vakıfların listesi
Ertem, AA muhabirine, FETÖ ile bağı bulunduğu saptanan ve gerek 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) gerekse sonradan yapılan tespitlerle kapatılan vakıfların durumuna ilişkin bilgi verdi.
15 Temmuz'daki darbe teşebbüsünün ardından FETÖ'nün iktisadi ve sosyal bakımdan önemli bir güç merkezi olan vakıf ve dernek ayağının sona erdirilmesinin alınan en önemli tedbirlerden biri olduğunu ifade eden Ertem, vakıf kökenli taşınmazların Vakıflar Genel Müdürlüğüne devredilmesi noktasında hükümet nezdinde bir irade ortaya konulduğuna dikkati çekti. Ertem, "Buradaki incelik, 'Vakfa dokunmayalım. Vakfın vakfedilme amacı doğrultusunda yaşatılması noktasında da bir hassasiyet gösterelim.' Bu bize bundan sonraki yol haritamız noktasında bir incelik veriyor." değerlendirmesinde bulundu.
10'un üzerinde vakıf daha tespit edildi
Kapatılan vakıfların mülklerinin Vakıflar Genel Müdürlüğüne, vakıflara ait üniversitelerin de Hazineye geçtiğine işaret eden Ertem, "İlk KHK'da kapatılan 104 vakıf var. Daha sonra yaptığımız çalışmalarla birlikte Bakanın onayına sunarak kapatılması noktasında irade ortaya koyduğumuz 25 vakıf daha var, böylece 129 vakıf oldu." dedi.
Oldukça detaylı, hassas bir çalışmanın yürütüldüğünü ve vakıflarla ilgili inceleme sürecinin devam ettiğini vurgulayan Ertem, "Gerek valilikler gerekse başka birimler aracılığıyla bize ulaştırılıp soruşturmasını yaptığımız, 'irtibatı var' veya 'yok' noktasında mutmain olduğumuz vakıflarla alakalı çalışmalarımız devam ediyor. Yine bu mahiyette tespit ettiğimiz vakıflar var." ifadelerini kullandı.
Ertem, söz konusu çalışmalar neticesinde 10'un üzerinde yeni vakıf tespit edildiğini belirterek, buraların kapatılmalarına yönelik araştırmalar sonuçlandıktan sonra Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak'ın onayına sunulacağını bildirdi.
Mülkler arasında restoran, tarla, mağaza ve değirmen de var
Kapatılan vakıfların taşınmazlarının neler olduğuna yönelik bilgileri paylaşan Ertem, şunları dile getirdi:
"Arsadan, tarladan başlayarak ticari fonksiyonları olan yapılara, dükkandan, mağazadan, markete kadar hatta küçük imalathanelere kadar birçok gayrimenkul var. Henüz ekonomik anlamda hiç kullanılmayan bir tarladan, arsadan ekonomik değeri çok olan, mal sahibi vakfına gelir getiren mülkler de var. Tarla, değirmen, yurt, okul, hastane bu mahiyette lokanta, market, mağaza, restoran gibi birçok gayrimenkul şu anda devredilenler arasında."
"Elde ettiğimiz gelirler hayır amaçlı kullanılacak"
Osmanlı döneminden itibaren tüm vakıfların vakfedenlerin iradesi doğrultusunda yaşatıldığının altını çizen Ertem, kapatılan vakıfların mülklerinin de yine vakfedildiği amaca uygun, hayır işleri için kullanılacağını açıkladı.
Kapatılan vakıfların kuruluş amaçlarında FETÖ ile ilgili bir ifadenin geçmediğini ve vakfiyelerinde eğitim, sağlık, hayır işleri gibi genel amaçların yer aldığını vurgulayan Ertem, "Bunların hepsi genel ifadeler olduğu için bizim de kendi vakfiye amaçlarımıza uygunluk arz ediyor. Yani sakın şöyle anlaşılmasın, 'Elde ettikleri gelirleri vakfiye doğrultusunda yine Fetullahçılara verecekler.' Yok öyle bir şey. Biz, oradaki genel amaç ne ise kendi amaçlarımızla da örtüştüğü için yol haritamız doğrultusunda o vakfiye gereklerini yerine getireceğiz. Temel bakış açımız bu." açıklamasında bulundu.
Ertem, Vakıflar Genel Müdürlüğüne kapatılan vakıflardan 2 binin üzerinde mülkün devredildiğini ifade ederek, şöyle dedi:
"Yıllık bütçemizi yaparken mutlaka gelirimizi dikkate alarak yapıyoruz. FETÖ'nün elindeki mallara el konulmasının belki de en hayırlı sonuçlarından birisi bu olacak. Ne kadar çok gelir elde edersek hayır bütçemizi de o kadar arttırıyoruz. Mesela biz bu sene 6 bin öğrenciye burs veriyoruz. Buradan elde edeceğimiz gelirlerle bunu 7 bine, 7 bin 500'e niye çıkarmayalım? Fakir fukaraya muhtaç yardımı, sağlık yardımı yapıyoruz bunları hep dikkate alacağız."
Vakıfların kuruluş felsefesinin hayır amaçlı olarak kullanılması olduğuna dikkati çeken Ertem, "Buradan elde ettiğimiz gelirler kesinlikle hayır amaçlı olarak kullanılacak. Ticari maksatla vakıf kurulmaz. O mülkü gelir getirici mahiyette kullanacağız ama o gelirin kesinlikle hayır şartına yönelik harcamasını yapacağız." diye konuştu.
"Yüzde 90'ı ticari amaçlı kullanılmış"
Genel Müdür Ertem, hayırsever vatandaşların bağışları ile söz konusu vakıflara geçen okul, yurt, hastane gibi mülklerin durumuna yönelik şu tespitleri paylaştı:
"Hayırsever vatandaşların hastane, okul gibi alanları bu vakıflara ticari maksatla bağışlamış olacağını düşünmüyorum. Baktığınız zaman bütün okulları, hastaneleri anonim şirket haline dönüştürülmüştü. Burada yüzde 90'lık bir oranı rahatlıkla söyleyebilirim.
Vakıf kökenli hangi vilayette okulu varsa mutlaka ticaridir. Özel okullar yönetmeliğine tabi, öğrencilerden para alınarak işletilmektedir. Hangi hastanesi varsa ya üniversite hastanesi olmuştur, ticaridir ya da bir özel hastane statüsünde Sağlık Bakanlığından veya Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından anlaşmalı hastane mahiyetindedir. İnanıyorum ki onların tamamı hayır amaçlı verilmiştir, ya arsası hayır amaçlı verilmiştir, arsası verilmemişse arsanın üzerindeki bina hayırseverlerden toplanan paralarla inşa edilmiştir. Tamamı böyledir."
"Vakıf kültürünü iğfal etmiştir"
Ertem, tamamen hayırsever bir amaç doğrultusunda kurulan vakıfların terörist faaliyeti destekleyen bir pozisyona bürünmesine yönelik olarak da, "Vakıf anlayışının bir terörist faaliyeti destekleyen bir fonksiyona, pozisyona bürünmesi gerçekten vakıf kültürünü en hafif ifadesiyle iğfal etmiştir. Siz hayır amaçlı bütün insanları organize edeceksiniz. Onlardan elde ettiğiniz bağışları bir terör örgütünü destekleyen mahiyete dönüştüreceksiniz. Hele hele bunu da bir vakıf adı altında yaparsanız bu vakıf anlayışını zedeler. Zedelemiştir de." değerlendirmesinde bulundu.
Vakıf kültürünün bu süreçten en az şekilde etkilenmesi konusunda ellerinden geleni yapacaklarını söyleyen Ertem, "Hayır, vakıf böyle yapılmaz. Vakıf kültürü bu değildir. Bu kurulan vakıflar da hayır amaçlı kurulmuştur. Onun için elde ettiğimiz gelirleri hayır amaçlı harcıyoruz. O mülkler bu insanlarımızın alın teriyle elde edilen mülklerdir, yani vatandaşındır yani kamunundur. Bizim yapmamız gereken o alın terini, sahibi olan gerçek insanların niyetlerine uygun değerlendirmek." dedi.
Kapatılan vakıflardan alacağı olanların durumu
Kapatılan okullardaki öğrencilerin okul paralarının Vakıflar Genel Müdürlüğünce ödenmediğinin ve bu sürecin KHK'da net bir şekilde açıklandığının da altını çizen Ertem, "Bir şekilde vakıftan alacaklı olanlar olabilir. Örneğin, restoran işleten, vakfın mülkünde kiracı olan birisi vakıftan alacaklı olabilir veya bu vakıf bir bankadan kredi kullanmış olabilir, bir başkasına çek, senet vermiş olabilir. Eğer vakıftan kaynaklanan bir borçsa onların Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından ödenmesi gerekiyor. Ödeme de namütenahi değil o vakfın elindeki mülkün değeriyle uyumlu olması lazım. Eğer onun değerini aşıyorsa bizim artı bir borç yüklenmemiz söz konusu değil." sözlerine yer verdi.