Her geçen gün azgınlaşan Kapitalizmin günümüz dünyasına etkisi ve bu vahşi ahbap-çavuş kapitalizminin sözüm ona alternatifi diye pazarladığı devrimci-sosyalist Che Guevara...

Trajikomik olan 'Kapitalist düzeni yıkmak için che gibi devrimci olmak şarttır', 'Cche'nin felsefesi Kapitalizme karşı insanlığın umududur' diyerek bize bu sosyalist gerillayı pazarlayanların, bizzat vahşi kapitalist düzenin ağababaları ve baronları olması...

Guevara gibi silahlara ve savaşa tapan; barbar ve zalim bir ikon, kapitalizmin alternatifi diye pazarlandıkça her zaman mevcut çarpık ekonomik düzenin kazanacağını biliyorlar bu baronlar.

O yüzden che tişörtleri, saatleri, şapkaları, kitapları, şarkıları, görselleri, filmleri ve daha birçok 'Che ürünü' bizzat dev amerikan firmaları tarafından üretilip, satılıyor. Kapitalist çevreler Che'den güzel geçiniyor. akıl tutulması yaşayan zavallı solcular da bu tezgâha su taşıyor.

Üzerinden rant elde edilen ve solcular tarafından çok sevilen bu katilin bilinmeyen yönlerini ise kimse pek dillendirmiyor.

Meclis Başkanı İsmail Kahraman`ın ''Küba`da faaliyette bulunan bir eşkıya, katil kişilik benim liseli gencimin yakasında, göğsünde olamaz.'' sözleri yeni bir tartışma başlattı.
Kahraman'ı solcular sert sözler ile eleştirdi.

Hâlbuki Che Guevara'nın ardında meclis başkanının dediği gibi karanlık gerçekler yatıyor.

İsterseniz silahlara ve savaşa tapan bu acımasız katilin hayatı ve yaptıklarını biraz daha irdeleyelim…

Bir moda fotoğrafçısı olan korda, 5 Mart 1960'ta havana'daki bir balkonda castro'nun yanında ayakta dururken Che'yi çektiğinde, che evrensel bir poster karakterine dönüştü.

1970 yılında tişörtlerde, çantalarda, kartpostallarda yer alan fotoğraf, 20. yüzyılın en büyük ikonlarından biri haline geldi.

Che lakabını sonradan alan ernesto guevara, 1928'de aristokrat ama radikal bir ailenin oğlu olarak arjantin rosaria'da doğdu.

1954'te CIA destekli bir darbeyle Guatemala'da sosyalist hükümetin yıkılışına tanık oldu.

Ardından, sürgündeki fidel castro'yla tanıştığı meksika'ya gitti. Kübalı diktatör Fulgencio Batista'ya karşı bir devrim planlayan castro'nun ekibine doktor olarak ve gerillaları eğitmek üzere katıldı.

Küba'da devrim başarılı olmuştu. Che kahraman ilan edilmişti, üst düzey görevlere getirildi.

Ancak "Che'nin sözde kahramanlık hikâyelerinin ardında aslında vahşi bir tarafı vardı.

Somut örnekler ile açıklayalım. Che'nin gerilla arkadaşı Regis Debray'ın kitabından örnek. debray anlatıyor:

'Che bölük komutanıydı ve kısa zamanda sertliğini herkesin görmesini sağladı. Bölüğünden çok genç bir gerilla biraz yiyecek çalmıştı. Che hiç mahkeme yapmadan hemen o gün kurşuna dizdirdi o genci...'

Bir başka yerde debray, binlerce muhalif Kübalı'nın telef edildiği zulüm kamplarının fikir babasını da açıklıyor:

'1960 yılında guanaha yarımadası'nda devrimci çizgide olmayanlar için ilk zorunlu çalışma kampını, resmi adıyla 'çalışma yoluyla ıslah kampı'nı kuran fidel değil Che'dir.'
her şey bir yana che'nin vasiyeti gözümüzün önünde duruyor. Şu satırlar kendisine ait:

'İnsanı verimli, şiddetli, seçici ve soğukkanlı bir öldürme makinesi haline getiren etkili nefret devrim için çok gereklidir'

Evet, ortada 'Bir bebekten katil meydana getiren karanlık'ı öven, insanın bir 'Cinayet makinesi'ne dönüşmesini alkışlayan profesyonel bir barbar, cabana hapishanesinde hem başsavcılık hem de hâkimlik yaparken bu barbarlığını da uygulamaya geçirmiş, binlerce insanı kurşuna dizdirmiş bir zalim var.

İnfazların birçoğunda bizzat orada bulunmuş, ölü bedenleri 'devrimin zaferi' olarak gören, 5 şubat 1959'da Luis Paredes Lopez'e yazdığı mektupta 'İnfaz mangalarının idamları küba halkı için bir zorunluluktur' diye kendini soğukkanlı biçimde savunan bir katil...

İşte Meclis Başkanı bu yüzden haklı… o sözleri birkez daha hatırlayalım…

''Bolivya`da, Küba`da, Güney Amerika`da faaliyette bulunan bir eşkıya benim liseli gencimin yakasında, göğsünde olamaz. olmamalı. Bağı yok benimle... köküm bir değil. tarihim bir değil. Benim kendi tarihim ve insanlarım var. Onlarla övüneceğim.

İnsanlığın umudunu Che'de görenler, bu barbarlığı alkışlayanlar hiç mi utanmıyorlar?

rehber tv / analiz haber