Hêvidar Seid

Tarihte nice defalar camilerde katliamlar işlenmiştir. Susa Camisinde işlenen katliam da tarihin sayfalarındaki yerini aldı. Mürted örgüt tarafından kanları akıtılan on Müslümanın kanı kendilerinden sonra gelenlere ışık oldu. Onlar rahmetle anılırken, katilleri dünya zulüm tarihinde yerlerini alarak lanetlendiler. Masum, mazlum ve mustaz’af Müslümanlara reva görülen katliam unutulmayacak, tarihin hafızasından silinmeyecektir.

Bölgede başlatılan İslam’a dönüş hareketini kendi çıkarlarına aykırı gören karanlık zihniyet yüzlerce Müslümanı şehid etti. Susa katliamı da İslam`a ve Müslümanlara tahammülsüzlüğün, sembolü haline geldi

SUSA NEREDEDİR?

Susa Köyü (Türkçe’de Yolaç Köyü)  Diyarbakır’ın Silvan ilçesine bağlı bir köydür. Diyarbakır’ın 80 km. doğusunda Silvan ilçesine 5 km. uzaklıktadır. Silvan çok eski bir yerleşim yeridir. Silvan nasıl ki Diyarbakır’ın en yeşil ilçesi ise Susa da Silvan’ın yeşilliğiyle en meşhur köyüdür. Susa’da üç aşiret vardır. Ancak bir aile gibidirler. Bu aşiretler Şexbızıni, Şevleri ve Boşatilerdir.

 

SUSA KÖYLÜSÜ GAYRİ İSLAMİ HİÇBİR ÂDETE İZİN VERMEZDİ

Susa’da cami katliamı olmadan önce 90 ev vardı. Susa eskiden beri dindar ve namaz ehli bir köydür. Gayri İslami hiçbir âdetin köylerine girmesine izin vermezlerdi. 1990 yılına kadar davullu-zurnalı düğün yapılmazdı. Televizyon da o yıllarda köye girebildi. Köylüler çoğunlukla çocuklarını okumaya verirlerdi. Köyün İslami ahlakından dolayı hiçbir gayri İslami ahlakın köye girmesine izin verilmezdi.

 


ŞEHİD M. SALİM MÜCADELENİN TOHUMLARINI ATIYOR

Köy gençlerinden İslami dava ile ilk tanışan M. Salim idi. İslami kitaplar okuyarak kendisini geliştiren M. Salim, çobanlık yapmaya giderken bile heybesine aldığı kitapları okurdu. Silvan ilçe merkezinde İslami mücadele veren gençlerle diyalogu olan M. Salim, akraba ve köylü arkadaşlarını İslam’a davet etmeye başladı. Bir zaman sonra bu kervana gençler akın etmeye başladı. Bu gençlerden biri de Hüseyin’di. M. Salim Silvan’da bir bakkaliye dükkânı açınca oraya gidip geldi. Bu arada köydeki gençlerle Hüseyin ilgilendi. M. Salim’in dükkânı Susa köylülerinin konak haline getirdiği bir yer olmuştu. M. Salim ilçedeki köylülerin ihtiyaçlarını gidermelerine yardımcı oluyordu. Burada okuyan köylü çocuklarıyla ilgileniyor ve İslami kitaplar okumalarını sağlıyordu.

SUSA GENÇLERİ İSLAMİ DAVADA KENETLEŞTİLER

Gün be gün Susa’da dava için çalışanlar güçlendi. Öyle ki gece gündüz davadan bahsedilmeyen ev yoktu. Köydeki gençler haftada bir kere toplanıyor, hizmet ve çalışmalarının muhasebesini yapıyor, davanın daha fazla insana nasıl ulaşabileceğinin hesabı yapılıyordu. Camide bir araya gelenler Kur’an’ı ve Siyeri anlamaya yönelik dersler yapıyorlardı.

MÜRTED ÖRGÜT İSLAMİ MÜCADELEYİ YOK ETMEYE ÇALIŞTI

Bu çalışma ve hizmetler İslam dinine düşman olan bazı insanların huzurunu kaçırdı. Bütün bölgede olduğu gibi Susa’da da fikri tartışmalar başladı. Bu tartışma günbegün sıcaklaştı ve ayak ayak çatışmaya doğru gitti. Çünkü Mürted örgüt bölgede kendi dışında hiçbir çalışmayı kabul etmiyordu. Bundan dolayı bölgenin her yerinde Müslümanların evlerine ve işyerlerine roket, bomba ve keleşlerle saldırıyorlar ve onlarcasını şehid ediyorlardı.

HACI BİÇER VE M. SALİM ŞEHİD EDİLDİ

Silvan’da Ramazan ayında İslam davetçisi Hacı Biçer şehid edildi.  Birkaç gün sonra M. Salim bayram gecesi şehid edildi. M. Salim iftara bir saat kala camide hatmini teslim edip eve doğru gelirken 100-200 kişi tarafından linç edilerek şehid edilmişti. Bu iki Müslüman’ın şehadeti özellikle M. Salim’in şehadeti Susa’daki gençleri çok üzdü.

ŞEHADETE ADIM ADIM

26 Haziran 1992 Cuma gecesi her zaman olduğu gibi Hüseyin ve arkadaşları akşam yemeklerini yediler ve camiye gittiler. Akşam ve yatsı namazı arasında oturup ders yaptılar. Yatsı ezanının okunmasıyla cami cemaatinden bazı sofular camiye geldi. Kamet getirildi, namaza başlandı. M. Abdulhalık caminin resmi imamıydı, öne geçti ve namazlarını cemaatle kıldılar.

CAMİ KUŞATILIYOR

Mürted örgüt caminin etrafını kuşattı. Türkçe olarak, “Biz askeriz, teslim olun.” Gecenin bu vaktinde gelenlerin asker olmayabileceğini düşünen Hüseyin ve arkadaşları telsiz sesini duyunca ikna oluyorlar. Camiye girenler cemaate saldırmaya başlıyor. Ellerini kaldırıyorlar, onları tehdit ediyorlar ve “Siz burada toplanıp ders yapıyorsunuz haa… hele bir karakola gidelim de toplanıp ders yapmanın ne demek olduğunu size gösteririz.” Bu tarz sözler sarf ederek kendilerini kamufle etmeye çalışıyorlar. Aynı zamanda hem İslami mukaddesata hem de cami cemaatine ağır küfürler etmeye başlıyorlar.

HÜSEYİN’İ ARKADAŞLARINDAN AYIRIP GÖTÜRMEK İSTİYORLAR

Tek tek hepsinin elini bağlayıp onları caminin önüne çıkarıyorlar. Daha sonra Hüseyin’i arkadaşlarından ayırıp onu beraberlerinde götürmek istiyorlar. Hüseyin bakıyor ki hem tipleri asker tipine benzemiyor hem de dışarıda bekleyenlerden birisinin ayağında Mekap marka bir spor ayakkabı var. Bu durumu fark eder etmez arkadaşlarına; “Bunlar asker değil, bunlar Mürted örgüt elemanları” diye bağırıyor. Bunun üzerine Hüseyin’i dipçiklemeye ve vurmaya başlıyorlar ve Hüseyin’i beraberlerinde götürmek için sürüklüyorlar. Hüseyin sokaktaki elektrik direğine tutunarak tekbir getirmeye başlıyor.

“ASKER CAMİDEN NE İSTİYOR”

Askerlerin camiyi bastıkları camiye yakın evlerde yayılıyor. Bunun üzerine Hacı Ahmed, “Asker camiden ne istiyor, camide ne var ki asker camiye baskın düzenliyor” deyip camiden taraf yürümeye başlıyor. Mürted örgüt elemanları Hacı Ahmed’i yakalıyor ve onu caminin kapısında oğlu M. Emin’in yanına götürüyorlar.

ŞEHADET ŞERBETİ İÇİYORLAR

Duvarın dibine dizilen Müslümanlar kurşunlardan çıkan mermi ile katledilmeye başlanıyor. Silah sesleri ile birlikte elektrikleri de kesiyorlar. Caminin etrafı kan gölüne dönmüş, içinde on beş mazlum yatıyordu. Bunlardan 4-5 tanesi yaralı, 10’nu ise şehid olmuştu.

BİNLERCE İNSAN ŞEHİDLER İÇİN SUSA’DA TOPLANIYORDU

“Allah’a yemin olsun ki, bu Susa camisinin şehitlerinin kanı bir nur gibi bütün yeryüzünü önüne katacaktır. Ve gün gelecek ki binlerce insan bu şehitler için Susa’da toplanacaklar. Zira hiçbir kan Susa Camisinin kanı gibi mazlumca akıtılmış değildir…” Ümmet şehidlere sahip çıkmış ve her sene binlerce Müslüman kilometrelerce ötelerden Susa şehidliğini ziyarete gitmiştir.