PKK/HDP tarafından başlatılan çukur siyaseti, aylarca süren sokağa çıkma yasağının sona ermesinin ardından ilçe merkezinde başlayan PKK infazlarının engellenmemesi ve son olarak Emniyet Müdürlüğü Çevik Kuvvet Birimine yönelik gerçekleşen bombalı saldırı, beraberinde dikkat çekici sorular ile iddiaları gündeme getirdi.
Cizre'de PKK/HDP tarafından 2015 yılı sonlarında başlatılan çukur siyasetinin ardından 14 Aralık 2015`te Cizre'de başlatılan operasyon ve sokağa çıkma yasağının 2 Mart 2016`da sona ermesinin ardından PKK, ilçe merkezinde kendisi gibi düşünmeyenleri infaz etmeye başladı.
Sokağa çıkma yasağını ve çatışmalı ortamın sona ermesinin ardından kolluk kuvvetleri tarafından ilçede neredeyse her köşe başında bir güvenlik noktası kurulmasına rağmen gerçekleştirilen infazların PKK tarafından üstlenilmesi de dikkat çekiyor. Cizre'de işlediği cinayetleri 90'lı yılların aksine üstlenmeye başlayan PKK'nin infazlarının engellenmemesi, operasyonlarda darbe yiyen örgüte yeniden alan hâkimiyeti mi açılmak isteniyor sorusunu ve farklı iddiaları da beraberinde getiriyor.
Yaşanan infazlar, akıllara geçtiğimiz yıl ilçede Abdullah Budak adlı bir kişinin aynı gerekçelerle (ajanlık!) infaz edilmesi ve bunun propagandasının yapılmasının ardından çukur siyasetiyle çatışmaların şehir merkezlerine taşınmasını getiriyor.
İnfazları gerçekleştiren tetikçiler neden yakalanmıyor?
Başlatılan çukur siyasetiyle halk desteğini kaybeden PKK, gün ortasında gerçekleştirdiği infazları üstlenerek halka korku salıp yeniden baskı kurmaya çalışıyor. İşin ilginç tarafı ise cinayetleri PKK üstlenirken, infazları gerçekleştiren tetikçilerin yakalanamaması akıllarda soru işaretlerinin belirmesine neden oluyor. Tetikçilerin yakalanmaması, cinayetlerin aydınlatılmaması ilçe halkını kaygılandırıyor.
İnfazlarla muhalif olanların susturulması hedefleniyor
PKK`nin Cizre`de halkı hedef altığı ilk saldırılarda 60 yaşlarındaki Hüseyin Binzet hayatını kaybetti. Nisan ayında oturduğu apartmanda PKK tetikçileri tarafından infaz edilen Binzet, Tayyan Kerevan Aşiretine mensup kanaat önderlerindendir. Binzet`in, son dönemlere kadar HDP'ye oy verdiği ancak çukur siyasetinin ardından PKK/HDP'yi eleştirdiği ve çatışmaların devam ettiği günlerde Cudi Mahallesi'nde bulunan evine giren PKK'lilerle tartıştığı da biliniyor. Yaşanan bu olay gösteriyor ki PKK, Binzet cinayetiyle kendisine muhalif olanların susturulmasını hedefliyor.
PKK, infazları ajanlık yaftasıyla meşrulaştırmaya çalışıyor
PKK'nin üstlendiği cinayetlerden biri de geçtiğimiz Haziran ayında 35 yaşlarındaki Sadık Boyacı'nın katledilmesi olayıdır. Cizre'nin tanınan ailelerinden Boyacı ailesinden olan 7 çocuk babası Sadık Boyacı'nın cesedi Cizre Konak Mahallesinde bulundu.
Ajanlık kılıfının içerisinde 15 bin örgüt içi infaz var
Sosyal paylaşım sitelerinden cinayetin görüntülerini paylaşan PKK, yaptığı açıklamayla da hem infazı üstlendi hem de Boyacı'yı, tıpkı örgüt içi 15 bin iç infaza ajanlık kılıfı geçirdiği gibi, ajanlıkla suçladı. PKK cinayeti üstlenip muhalifleri tehdit ederek ilçede yeniden korku ortamı oluştururken tetikçilerin yakalanmaması, cinayetlerin üzerine gidilmemesi PKK`yi daha da pervasızlaştırıyor.
Tamamen kontrol altındaki küçük bir ilçede PKK tarafından üstlenilen bir cinayeti çözemeyen devletin, olayla ilgili olarak şimdiye kadar ailenin bilgisine başvurmadığı iddiaları da yine farklı soruları gündeme getiriyor.
15 Temmuz'dan sonra da PKK infazları devam etti
Darbe girişiminin ardından süren cinayetlerde katledilenlerin PKK çizgisinde olmaması yine dikkat çekiyor. Temmuz ayı sonlarında Nur Mahallesinde Doğan Dal'ın katledilmesini üstlenen PKK, Dal'ın ajan olduğu için infaz edildiği propagandasını yapmış, böylece muhalif olarak gördüğü Kürtleri baskı altına alma çabasına devam etmişti.
Yatağında bıçakla katledildi
15 Temmuz darbe girişiminin ardından işlenen ve henüz faili yakalanmayan infazlardan biri de 45 yaşlarındaki Haydar Saçu cinayeti oldu. Saat 23.00'ten sonra sokağa çıkma yasağının devam ettiği ilçede 24 Temmuz gece saatlerinde Saçu'nun evine giren katil veya katiller, Saçu'yu bıçak darbeleriyle katledip kayıplara karıştılar.
Sokağa çıkma yasağının olduğu saatte ev basılıp infaz gerçekleştiriliyor
Sokağa çıkma yasağının devam ettiği saatlerde rahatlıkla maktulun evine kadar gelip içeride cinayeti işleyen katil veya katillerin, birilerinden destek aldığına işaret ediyor. Diğer infazlar gibi bu cinayetin de hâlâ aydınlatılması dikkat çekiyor.
Olayın üzerine gidilmemesine tepki gösteren Saçu'nun ailesi, "Bizi kahreden suçsuz olmakla beraber bugüne kadar Haydar'ın failleri niye ortaya çıkartılmıyor. Cizre`de sokağa çıkma yasakları 23.00`te başlıyor. Nasıl oluyor da gece 03.00 sıralarında adam öldürülüyor, cinayet işleniyor ve fail yakalanmıyor." diye soruyor.
15 Temmuz'dan sonra gerçekleşen dikkat çekici infaz girişimlerinden biri de Mehmet Zeki Macartay'a düzenlenen silahlı saldırıdır. Bir dönem ikamet ettiği Kale Mahallesi'nde muhtarlık yapan Macartay aynı zamanda Cizre Muhtarlar Birliği başkanlığı yapmıştı. İlçede Muhtar Zeki olarak tanınan Macartay, Cizre Devlet Hastanesinde çalışıyordu.
Macartay, darbe karşıtı eylemlerde ön saftaydı
15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilçedeki darbe karşıtı eylemlerin ön saflarında yer alan Macartay, 10 Ağustos'ta saat 19.30 sıralarında Kale Mahallesi`ndeki evinin önünde uğradığı silahlı saldırıda ağır yaralandı. Batman`da tedavisine devam edilen Macartay`ın hayati tehlikesi ise hâlâ devam ediyor.
Halk, PKK tahakkümüne boyun eğmeye zorlanıyor
Bölgede başlattığı çukur siyasetiyle halkın desteğini büyük ölçüde kaybeden PKK'nin son saldırı ve infazları engellenmediği gibi aydınlatılmaması da ilçe halkını PKK tahakkümüne boyun eğmeye zorluyor.
PKK/DBP'nin özerklik ilanları ve çukur siyaseti başta olmak üzere bölgede sahnelenen birçok oyun için Cizre'nin pilot bölge olarak seçildiği biliniyor. Yaşanan bu infazlarla beraber yeni senaryoların hazırlandığı da belirtiliyor.
Tüm bu gündeme gelen soru ve iddialarla beraber dün Cizre Emniyet Müdürlüğü Çevik Kuvvet Birim Amirliğinin bulunduğu bina girişine patlayıcı yüklü hafriyat kamyonu ile bir saldırı gerçekleşti. Saldırıda 11 polis hayatını kaybetti, 4`ü ağır 78 kişi de yaralandı.
Bu saldırının ardından da yine İlke Haber Ajansı`nın (İLKHA) ulaştığı bilgiler çerçevesinde birçok soru ve FETÖ/PKK işbirliğine işaret eden iddialar gündeme geldi.
Dün gerçekleşen Çevik Kuvvet`e yönelik saldırının ardından bugün yaşanan dikkat çeken olay ise ABD destekli FETÖ/PDY darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında, Şırnak İl Jandarma Komutanı Albay Sami Özturhan`ın gözaltına alınması oldu. (İLKHA)