Feyzullah Zerey
ÜSTAD MUHAMED SIDDIK EL - MİNŞEVİ
Son asrın ender kâri ve hafızlarından olan, tilavette “Nâbiğa-i Zaman” ( Zamanın eşsizi) diye isimlendirilen Üstad Muhammed Sıddık El-Minşevi, 1920 tarihinde Mısır’da dünyaya geldi.
8 YAŞINDA HAFIZ OLDU
Şeyh Muhammed Sıddık El-Minşevi, Kur’an öğrenimine 4 yaşında iken babasının yanında başlar. Ve hafızlık eğitiminin önemli bir bölümünü babası Sıddık Seyyid’in yanında yapar. Minşevi, kendisine Cenab-ı Hakk tarafından verilen ifrat derecedeki zekâsı ve kuvvetli hafızasıyla henüz 8 yaşında Kur’ân hafızlığını tamamlar.
AİLECE KUR’AN ÂŞIKLARIYDI
Minşevi’nin, başta dedeleri ve babaları olmak üzere tüm aile efradı güzel sesleriyle meşhur olmuşlardı. Lakin içlerinden Muhammed Sıddık, gerek tatlı ve güzel sesi, gerekse muhteşem ve hüzün dolu okuyuşu ile hepsinden daha ziyade tanınmıştır. Minşevi hiçbir kâri’nin yetişemediği bir dereceye erişmekle, müstesna bir kıraat metodu takip ederek hakkıyla ‘Bedi’ül kurrâ’ (Asrın emsalsiz okuyucusu) unvanına layık görülmüştür.
KUR’AN’I ÇOK HÜZÜNLÜ OKURDU
Minşevi’nin icrâ ettiği nağmeler âyetteki mânâya uygun oluyordu. “Fecr” sûresi’nin 23-24’üncü âyetlerinde, “O gün cehennem getirilir, insan yaptıklarını birer birer hatırlar. Fakat bu hatırlamanın ne faydası var! (İşte o zaman insan) ‘Keşke hayatım için bir şeyler yapıp gönderebilseydim!’ der.” ayetinde “keşke” kelimesindeki pişmanlık ve çaresizlik ifadesini öyle bir terennüm ediyordu ki, o sahneyi yaşıyor ve yaşatıyordu. Şeyh, hayatında en ziyade okuduğu surelerden biri Yusuf suresidir. Zira bu sure onun için apayrı bir mana içeriyordu. Onun bu sureyi okuyuşunu her kim dinlese diyordu ki: “Bu zat Yusuf aleyhisselamın hüznünü sinesinde saklıyor.” Her kim Yusuf suresini ondan dinleyip manayı da anlıyorsa, kendisini adeta Yusuf Aleyhisselam’ın yaşadığı devirde hissederdi.
SAKİN BAŞLAYIP COŞTURARAK BİTİRİYORDU
Kur’ân tilâvetine ağır ağır başlardı. Bu da uzun müddet okuyacağı durumlarda daha yüksek sese çıkmasını ve daha fazla makam seyrinde bulunmasını sağlıyordu. Gâyet sâkin başladığı tilâvetin ortalarına doğru iyice coşmaya ve coşturmaya başlıyordu. İnfitâr Sûresi’ne başlarken sâkin başlayıp, sonuna doğru coşmasıyla da -ki âyetin bu kısmında kıyâmet günü anlatılır- âdetâ kıyâmeti koparırcasına o günün dehşetini, acıklı hâlini nağmeleriyle anlatıyordu.
EN BÜYÜK ÖZELLİĞİ HATASIZ KUR’AN OKUMASIYDI
Muhammed Sıddık Minşevi’yi diğer kârilerden ayıran özelliklerinden biri, Şeyh’in tilavet esnasında hata yaptığının görülmemiş olmasıdır. Arap ülkelerinde biri daha güzel Kur’an okuması için kesinlikle Minşevi’nin mürettel yani düz okumasını, dinlemek için de Abdülbasit’in mücevved yani sesini güzelleştirerek okuduğu Kur’anı dinler. Şeyh, kendisine has ve emsalsiz olan kıraat şekliyle kendisinden sonra gelecek olan hafız ve kâri’lere bir model teşkil ederek, milyonlarca kişiyi Kur’an’a hayran bırakmıştır. Mısır’da Kur’an okumada tertil ekolünü başlatan ilklerdendir.
MÜTEVAZI BİR İNSANDI
Şeyh, hayatında gayet mütevazı ve sade görünümlü bir insandı. Gösteriş, şöhret ve riyadan hayatı boyunca şiddetle uzak durmuş, “Ben, ecir ve mükâfatımı yalnızca Allah’tan bekliyorum” olan Peygamber düsturunu kendine rehber edinmiş ve halktan kat’iyyen bir karşılık beklememiştir. Şeyh 20 Haziran 1969`da 49 yaşında iken vefat etti. Allah rahmet eylesin.
ÜSTAD AABDULBASIT ABDUSSAMED
İslam âleminin medarı iftiharı Davudi ses
Abdulbâsit Muhammed Abdussamed 1927 yılında Mısır’da doğdu. Dedesi ve babası, hafız ve tecvit ilminde saygıdeğer kimselerdi. Kardeşleri Mahmûd ve Abdulhamîd de hafız idi. Abdussamed altı yaşında hafızlığa başladı. On yaşında Kur’ân’ı tamamıyla ezberledi.
SESİNİ DİNLEMEK İÇİN RADYO ALINIRDI
Peygamber Efendimizin ehl-i beytini ve Onu temiz neslini ziyarete gittiği Hz. Zeyneb Mescidi’nde okuduğu Kur’an genç Abdussamed’in önünü açtı. Kendisine sesinin yayınlanması teklifi geldi. Bu teklifi kabul eden Abdussamed ailesiyle birlikte Kahire’ye taşındı. Mısır radyosunda Kur’an okumaya başlayan Abdusamed’in o güzel sesini dinlemek için radyosu olmayanlar radyo almaya başladılar. Evlerin ve köylerin çoğunda radyo çoğaldı.
HER TARAFTAN DAVETLER ALDI
Abdussamed bütün dünyada Kur’ân okumak için yolculuğa 1952 yılında başladı. Dünya’nın farklı farklı yerlerinden ona birçok davetler geldi. Özellikle de Ramazan aylarında çağrılıyordu. Öyle ki, Pakistan devlet başkanı onu karşılardı. Endonezya Devleti de onu çağırır, en büyük camilerinde Kur’ân okurdu. Gittiği her camide, cami dolar ve insanlar caminin birkaç kilometre dışında ayakları üzerinde Abdussamed’i dinlemek için dururlardı. Mescid-i Harâm ve Medine-i Münevvere’de okuduğu Kur’an âdete insanları büyülerdi. Mescid-i Aksâ ve Şam Emevî Mescidi’nde de okudu. Asyâ, Afrika, Suriye, Lübnan, Senegal, Londra, Hindistan’da insanlar gözyaşlarıyla onu dinliyordu. Böylece Şeyh Abdüssamet, Kur’ân’ı güzel okuması ile unutulmayan bir kimse olarak hafızalara kazınmıştı.
HASTALIĞI VE VEFÂTI
Şeyh, diyabet hastalığına yakalanmıştı. İçme ve yemede sıkıntı çekiyordu. Doktorlar Londra’ya gitmesini istediler, O da bunu kabul etti, Londra’ya gitti. Bir hafta orada kaldı. Ömrünün günlerinin bittiğini anlamış gibi, kendisi ile beraber gelen oğlu Tarık’tan kendisini Mısır’a götürmesini istedi. Şeyh Abdulbasit, 30.11.1988 vefat etti. Allah rahmet eylesin.