DİYARBAKIR - 23 Kasım 2010 tarihinde Diyarbakır merkez Bağlar ilçesi Sento Caddesi üzerinde bulunan Veysel Apartmanı`nın kalorifer kazan dairesinde patlama meydana gelmişti. Patlamada bir kişi hayatını kaybetmiş, 4 kişi de yaralanmıştı. Patlama sonrası bina sakinleri, yetkililerin isteği üzerine evlerini boşalttı. Kış ortasında evlerini terk etmek zorunda kalan vatandaşlar büyük mağduriyet yaşarken, kendilerine verilen yardım sözleri ise unutuldu.
 
Bina Sakinlerinden 358 Bin TL İsteniyor
Bina sakinleri, büyük uğraş sonucu apartmanlarını ancak bir yıl sonra "Deprem Yönetmeliği"ne göre güçlendirdiler. Apartmanın zemin katındaki boyacı dükkânını ile evin arka tarafında bulunan bir aracın zararı farklı sigorta şirketleri tarafından karşılandı. Binalarının güçlendirme işi tamamlanır tamamlanmaz sigorta şirketleri ödedikleri yüklü miktardaki parayı patlama nedeniyle büyük mağduriyet yaşayan bina sakinlerinden istedi. Diyarbakır 4. Asliye Hukuk Mahkemesi`nde dava açan Sigorta Şirketi, bina için "İhtiyati Tetbir Kararı" aldı. Sigorta şirketlerinden biri, bina sakinlerinden 350 bin TL, diğer şirket ise 8 bin TL istiyor.
 
Meydana gelen patlamadan sonra olay yerinde giden İtfaiye ekiplerinin raporlarında sigorta şirketi tarafından açılan davada gerekçe olarak gösterilen yangının yer almaması dikkat çekti.
 
Kimimiz Banka Kredisi Aldık, Kimimiz Akrabamıza Borçlandık
Patlamadan sonra binanın tahliye edildiğini anlatan bina sakinlerinden Şeyhmus Karakuzu, bina sakinlerinin sokaklarda kaldığını ve hiçbir yetkilinin kendilerine yardım eli uzatmadığını söyledi. Karakuzu sözlerini şöyle sürdürdü; "Bina sakinlerinden yüzde sekseni, doksanı sokaklarda kaldı. Hiçbir devlet yetkilisi gelip bize `nerede kalacaksınız, yeriniz var mı, yemeğiniz var mı? Demedi. Ne yerel yönetimler, ne de devlet bize hiçbir zaman destek olmadı. Herkes kendi akrabasına veya otele gitti. Devlet diyor ki; biz vatandaşın yanındayız. Ya devlet devlet değil ya da biz vatandaş değiliz. Muhakkak birimizde kusur vardır. Batıda bu tür olaylar olduğu zaman valilik olsun yerel yönetimler olsun hemen vatandaşın yanına koşup yer tahsis ederler. Maalesef kimse bize destek olmadı. Bina sakinleri olarak 490 bin TL ödeyerek binayı güçlendirdik. Ayrıca her daire sahibi kendi masraflarını karşıladı.
 
Bina altındaki işyeri sigortalı olduğu için yaklaşık 300 bin TL tazminat aldı sigorta şirketinden… Şu an bizim dairelerimizde ihtiyati tedbir kararı vardır. Bu şekilde daireni ne kiraya verebilirsin ne de satabilirsin. Onun haricinde dışarıda park eden araçlar yolun kenarına park edilmiş ya da arka tarafa park edilmiş hasar görmüş onlar da sigortalı olduğu için sigorta şirketi bize ayrıca dava açtı. Sanki biz burayı ücretli otopark olarak işletiyoruz. Vatandaş cadde üzerinde aracını park ediyor, hasar görüyor sanki bizdenmiş gibi bize mal ediyor. Bina sakinleri olarak hepimiz mağduruz. Kendi çocuğunun kumbarasını açıp para getiren insanlar vardır. Zararı karşılamak için kimisi banka kredisi aldı, kimisi akrabasında borç aldı.
 
Diğer bir konu ise yangın çıktığını söylüyorlar. İtfaiye raporlarında yangın ile ilgili bir tabir geçmiyor. Şayet yangın çıkmış ise itfaiye bu yangını söndürürdü. Görüyorsunuz duvarlar ve tavan sanki yeni boyamış gibi temiz duruyor şayet yangın çıkmış olsaydı bir iz kalırdı. Sigorta şirketi bir araştırma yapmadan yangın çıktı diye rapor hazırlamış. Ve işyerine ödediği parayı da bizden çıkartıyor."
 
Bilseydik Bu Kadar Masraf Yapmazdık
İbrahim Dönmez adlı bina sakini ise, "Biz binaya ipotek getireceğini bilseydik bu kadar masraf yapmazdık. Bina sakini şimdi ne yapacağını bilmiyor. Şayet icra geleceğini bilseydik binaya dokunmazdık. Değeri masraf ettiğimiz kadar para etmezdi. N e yapacağımızı bilmiyoruz hangi kapıyı çaldıysak hangi kapıya gittiysek yüzümüze kapandı. Yitiklilerden, bina sakinleri olarak her taraftan borç etmişiz masrafları karşılamak için ama bunu nasıl ödeyeceğimizi bilmiyoruz bu konuda bir çözüm getirmesini istiyoruz" dedi.
 
Suçumuz Nedir?
Veysel adlı bina sakini de şunları söyledi; "Bina kendi çabası ile ayakta durduktan sonra bize bazı icralar gelmeye başladı. Bina altında bulunan işyerinde bize 300 TL icra geldi. Arkada park eden araçların sahipleri de bizden davacı oldu. Bunu merak ediyorum; arka taraf park yeri değil ki! Bu sigortalı olan araç sahipleri bize dava açmış. Ve sigorta şirketi bu parayı bizden istiyor. En önemli şeyde sigorta bu işyerine tazminat olarak verdiği parayı bizden istiyor. Biz binada bir kapıcı çalıştırıyoruz ve sigortalıdır yani biz sigortalı çalıştırdığımız bu işçinin hatasını hepimize mal ederek sigorta şirketi bu parayı bizden almak istiyor."
 
Yangın Çıksaydı Bina Havaya Uçardı
Zeynep Mudanlıoğlu adlı bina sakini ise patlamada herhangi bir yangının çıkmadığını ifade ederek, "şayet yangın çıkmış olsaydı bina havaya uçardı. Çünkü bina altındaki işyeri plastik malzeme satıyor, tiner satıyordu, boya satıyordu" dedi.
 
Her Daire 30 Bin TL Zarar Etti
Veysel Apartmanında kalorifer kazanı patlamadan 13 gün önce söz konusu binada ev aldığını ifade eden daire sahiplerinden Raif Acar, Veysel Apartmanı`ndaki evinde bir gün dahi oturmadan patlamanın olduğunu belirtti. Acar, "Bina sakinleri olarak büyük uğraş sonucu binamızı güçlendirdik. Bu süre içersinde büyük mağduriyet yaşadık. Her daire sahibi patlama nedeniyle yaklaşık 30 bin TL zarar etti. Bizler Apartmanın güçlendirme masrafları altında ezilirken binamızın zemin katındaki inşaat malzemeleri satan işyerinin zararlarını karşılayan Sigorta Şirketinin söz konusu işyerine ödediği parayı bizden istediğini öğrendik" dedi.
 
Mağduriyet, Mağduriyet Yaratarak Giderilemez"
Sigorta şirketinin belli bir meblağ karşılığında hizmet verdiğini ifade eden Acar, "Sigorta Şirketlerinin bu türden riskleri göz önüne alarak hizmet verdiklerini söyledi. Sigorta Şirketine tepki gösteren Acar sözlerini şöyle sürdürdü: "Aynı binada mağdur olmuş bir vatandaşın zararını, diğer vatandaşın mağduriyetine mağduriyet katarak tazmin edeceksin. Böyle bir şey olamaz. Mağduriyet, mağduriyet yaratarak giderilemez. İlla bir suçlu arayacaksan o zaman binanın kalorifer kazanından sorumlu olan sigortalı ve sertifikalı olan kapıcıya yönelmen lazım" şeklinde konuştu. Acar, sigorta şirketinin apartman kapıcısından bu meblağı tazmin edemeyeceğini bildiği için kendilerine dava açtığını ifade etti.
 
Bu Vicdansızlıktır
Bina sakinlerinden Mücahit Çelik ise, kendileri aleyhine açılan bu davanın haksız olduğunu ifade ederek, bu kadar mağduriyet yaşamış bu insanlardan bu paranın istenmesinin vicdansızlık olduğunu söyledi.
 
M. Salih Keskin, Osman İçli - İLKHA