Başbakan Binali Yıldırım, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından açıklama yapıyor. Suriye'deki iç savaşın durdurulması ve istikrarın sağlanmasının bölgedeki en önemli konu olduğunu belirten Yıldırım, darbe girişiminin ardından 7 Ağustos'ta düzenlenen Yenikapı Mitingi'nin ülkeye büyük katkı sağladığını ifade etti.
Yıldırım, Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunması gerektiğini ifade ederek, Türkiye'nin duruşunu "Hiçbir etnik gruba avantaj sağlayacak bir yapılaşmaya izin verilmemesi" olarak açıkladı.
Yıldırım'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:
"Çocukları kullanarak katledip bu alçak terör örgütlerini en ağır kelimelerle lanetliyoruz. Vatandaşlarımızın acılarını paylaşıyoruz. Basın mensupları bu sabah bildiğiniz gibi resmi konutta CHP ve MHP genel başkanları sayın Kemal Kılıçdaroğlu ve sayın Devlet Bahçeli ile bir araya geldik. 15 Temmuz darbe girişimi sürecinde başlattığımız dayanışma ve işbirliğinin konusunda o günden bugüne kadar büyük bir kararlılıkla devam ettiriyoruz. 7 Ağustos`ta Yenikapı`da yaşanan ve Türkiye`ye yeni kapılar açan o birlik beraberlik uzlaşma ruhunu devam ettirmek, ülkemizin terörle mücadelesinde, ülkemizin iç ve dış sorunlarını kolayca aşmasında temel konularımızla beraber hareket etmek tabiatı ile her bakımdan milletimize ve ülkemize büyük bir katkı sağlıyor.
"Özellikle uzun süreden beri devam etmekte olan PKK terörüyle yaptığımız mücadelede geldiğimiz noktayı ve bundan sonra hareket tarzımızı anlatma fırsatı bulduk. Bazı detayları da kendileriyle paylaştık. Bunun yanı sıra yine Türkiye Suriye ve Irak`ta uzun süreden beri devam eden istikrarsızlık nedeniyle büyük bir zorlukla karşı karışıyayız. 1250 kilometre ortak sınırımız var, bu sınır boyunca teröre destek anlamında Türkiye`ye taşınma riski anlamında yaşanan gelişmeler var. Bunlarla ilgili düşüncelerimizi ve bundan sonraki hareket tarzımızı da paylaşma fırsatı bulduk.
"Özellikle Suriye konusunda bundan sonraki süreç için neler yaşanacağı konusunda fikir alışverişinde bulunma fırsatımız oldu. Türkiye`nin duruşu çok nettir. Suriye 6 seneyi bulan iç savaşla enerjisini günden güne kaybediyor, milyonlarca masum vatandaşı ülkelerini terk etmek zorunda kaldı. 500 bin civarında masum insan da o anlamsız iç savaşta hayatını kaybetti.
Artık akan kanın daha fazla sürmemesi Suriye`de huzurun ve istikrarın tekrar sağlanması bizce bölge için yapılacak en öncelikli ve en önemli işler arasında yerini almış durumda.
"SURİYE'DE ETNİK GRUPLARA GÖRE YAPILANMAYA İZİN VERİLMEMELİ"
"DAEŞ, PYD, YPG gibi terör grupları var. Diğer taraftan da koalisyon güçleri var ve rejimin davet ettiği Rusya var. Bütün bu tarafların İran ve Suudi Arabistan`ı dahil edebiliriz. Bütün bu tarafların Suriye`de akan kanın durdurulması ve bütün Suriyelileri temsil edeceği bir yönetim şekli esastır. Bu bağlamda bizim önemle üzerinde durduğumuz konu çok nettir.
Suriye`nin bölünmemesi, toprak bütünlüğünün muhafaza edilmesi. Etnik gruba avantaj sağlayacak yapılaşmaya izin verilmemesi. Bazı gayretler var Türkiye`nin güneyinde bir Kürt oluşumu meydana getirilmek. Bu Türkiye olarak bizim kabul edebileceğimiz bir şey değildir. Suriye`nin toprak bütünlüğü korunmalı. Etnik temele dayalı olmayan bütün grupların içinde yer aldığı bir yönetimin oluşturulması ve böylece husumetlerin ortadan kaldırılması.
"Komşu ülke olarak Türkiye yine yakından ilgili İran başta olmak üzere Rusya ABD artık daha fazla zaman kaybeden Suriye`de yeni bir sayfanın açılması hayati öneme sahip. En güncel bilgileri ve yapılan çalışmaları ifade ettik. Irak`la da keza toprak bütünlüğü ve üniter yapının muhafaza edilmesi konusundaki hassasiyetimizi ifade ederken bir yandan da Irak`ın kuzey doğusundan kendisine yönelik terör saldırılarına karşı tedbir alma konularını söyledik. DAEŞ`in Irak`ta faaliyetlerinin sonlandırılması ve Musul`un kurtarılmasına yönelik faaliyetleri izliyoruz ve tasvip ediyoruz. Bu bağlamda Irak`ta da yine taraflarla yine işbirliği içerisinde daha istikrarlı ve merkezi yönetimi bütün ülkede söz sahibi olacağı bir durumun sağlanması için Türkiye olarak gereken katkıyı vermeye devam edeceğiz. Rusya ve İsrail`le ilişkilerimiz normalleşti. Bu çerçevede her alanda ilişkilerin daha da geliştirilmesi memnuniyet verici.
"GAZZE'YE YÖNELİK SALDIRILARI ONAYLAMIYORUZ"
Son zamanlarda İsrail`in Gazze bölgesine karşı giriştiği hava saldırısının da asla sivillere yönelik bu saldırıların onaylanmadığını açık bir dille ifade etmek isteriz.
Bakanlar Kurulu`nda ele aldığımız çok önemli bir konu var. Çukur siyasetinin başladığı şehir ve ilçeleri işgal girişiminden sonra başarıyla burada güvenlik güçlerimizin yaptığı operasyonlarla beraber bölgenin imar edilmesi, yeniden hayatın süratla normalleşmesi, bölgeye olan yatırımların hızlı bir şekilde gelmesi anlamında uzun bir zamandan beri eden doğu ve güneydoğuya yönelik yatırım teşvik projelerini nihayet tamamladık. Bunlarla ilgili detaylı açıklamayı bugün yapmayacağız, bölge illerinde peyderpey önümüzdeki günlerde giderek gençlerimizle kadınlarımıza vatandaşlarımıza beraber olup bu açıklamaları orada yapacağız.
"Daha önce kamu ile paylaştığımız gibi iki husus var. Bir tanesi özellikle 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Türkiye`de hayatın süratle hayata döndürülmesi ve ekonomi ile ilgili konuların gecikmeye mahal vermeden çözümlenmesi. Parlamento bombalanmasına rağmen kapalı kalmadı, darbe öncesi ve sonrası her biri büyük reform niteliğindeki düzenlemeler yaptık. Bunlarda yatırımcılarımızın işini kolaylaştıran çok ciddi teşvikler var.
Ayrıca iş adamlarımızın sanayicilerimizin küçük esnafımızın hatta vatandaşımızın devletle davalarını anlaşma yoluyla çözecekleri kapsamlı kararlar aldık. Vergi borcunuz varsa ödeyememişseniz onu yeniden yapılandırma, faizlerini affetme, ödeme kolaylığı sağlamadan tutun stok fazlasının çözülmesine efendim, kasa fazlasının halledilmesine, kayıt dışı veya yastık altındaki varlıkların bankalara yatılarak ekonomiye kazandırılmasına, ayrıca yurt dışındandan da nakit transferi isteyenlere vergi incelemesine maruz kalmadan sağlamasına gerek düzenlemeler yaptık.