İnsani Hak ve Hürriyetleri Vakfı (İHH) Genel Sekreteri Yavuz Dede; Halep`te yaşananları, Türkiye-Rusya ilişkilerinin Suriye`ye etkilerini, Birleşmiş Milletlerin (BM) tutumunu ve Halep`e ulaştırılan yardımları İLKHA`ya değerlendirdi.

Halep`te son zamanlarda artan şiddetli saldırılara ilişkin değerlendirmelerde Yavuz Dede, şunları söyledi: “Halep son haftalarda özellikle Rusya`nın havadan saldırmasıyla beraber, Halep`te ki insanlar ve muhalifler tamamen Esad güçleri tarafından bir abluka içine alındı. Fakat hemen ertesi gün muhalif güçler ve Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ile beraber diğer güçler orada hızlı bir atağa geçti ve şu an büyük bir koridoru Halep için açtılar. Hedefleri de inşallah Halep üzerinde ki kuşatmayı tamamen kaldırmak. Bunu ne kadar başarabilecekler bilmiyoruz ama niyetleri o şekilde. Saldırılar aynı şekilde devam ediyor. En büyük etken burada havadan yapılan saldırılar, muhaliflerin en çok çekindiği ve zayiat verdiği husus orası. Bu süreç içerisinde Rusya`dan atak gelirse, muhalifler tekrar güç duruma düşecek noktaya gelirler. Umut ediyoruz ki Halep`in üzerinde ki bu kuşatma bir şekilde kırılır ve orada ki Müslümanların zaferiyle sonuçlanır inşallah.”

Kuşatma altında ki Halep`in, savaşın başlangıcından itibaren çok sıkıntılar çektiğine değinen Dede, sözlerine şöyle devam etti: “Burada bulunan yaklaşık 400-500 bin insan kuşatmanın içerisinde ihtiyaç sahibi duruma düşmüş haldeler ve ihtiyaçları günden güne de artıyor. Çünkü ticaret yok, tarıma yönelik elde edecekleri bir gıda yok, dışarıya girişleri, çıkışları tamamen sıkıntı içerisinde. Kuşatma altında oldukları için can güvenliklerini sağlayamadıklarından dolayı, dışarıya çıkmak çok mümkün olmuyor. Bununla beraber halkın kendi vatanlarına, kendi milletine var olan güvenlerini de aslında görüyoruz. Birçok insan oradan çıkabilecekken çıkmıyor. Bizatihi Halep`te kalarak, orada ki hem direnişe manevi bir güç veriyorlar, hem de oraların kendi ülkeleri olduğunu hususi olaraktan ifade etmeye çalışıyorlar.”

“Rusya ile yaşanan kriz, arzu ettiğimiz bir durum değildi.” diyen Dede, “Neticede hem komşumuz, hem de şu an Ortadoğu da var olan büyük bir krizin bir tarafı. Bu işin çözülebilmesi için Suriye halkının istekleri ve arzuları doğrultusunda masaya oturmak ve bu işin çözümüne katkı sağlamak, her tarafın boynunun borcu. Suriye halkının bu husustaki görüşünü, düşüncesini de önemsemek lazım. Onların bu anlamda ki istekleri, arzuları görmemezlikten asla gelinemez. Ondan dolayı umut ediyoruz ki, Türkiye ve Rusya, Suriye krizini halkın lehine olacak şekilde sonlanması için gereken adımları beraber atarlar.” dedi.

“BM`nin daimi üyeleri Suriye`de bir savaş yürütüyor”

BM daimi üyesi ülkelerin Suriye`deki savaşı körüklediğinin altını çizen Dede, “BM`nin daimi üyeleri ve karar merciinde olan Rusya, Amerika, Fransa, İngiltere; Suriye`de bir savaş yürütüyorlar. Birleşmiş Milletler kendini siyasetten uzak tuttuğunu söylese de aslında egemen güçlerin özellikle beş tane karar verici gücün etkin olduğu bir kurum. Bunu görmemezlikten gelemeyiz. Bununla beraber Suriye`de gerçekten çok etkisiz duruma düştüler. Evet, birçok alanda yardımlarını yapmaya çalışıyorlar. Türkiye üzerinden göndermeye çalışıyorlar ve Ürdün`deki mülteci kamplarına yardım ediyorlar. Ama Suriye içerisinde belki hukuken veyahut da doğal olarak Esad rejimiyle çalışmak zorundalar. Bu da onların hareket kabiliyetini azaltıyor ve gerçek ihtiyaç sahibi olan yerlere ulaşmasını engelliyor. Tabi gönül ister ki Birleşmiş Milletler daha aktif olsun. Çözüm noktasında bir şeyler üretsin. İnsanların ölümüne vesile olan bu durumun ortadan kalkmasını sağlasın. Şu an BM`nin daimi üyeleri olan ve karar merciinde olan Rusya, Amerika, Fransa, İngiltere bizatihi Suriye`nin içerisinde gerek kendileri, gerekse taşeronları orada maalesef bir savaş yürütüyorlar. Savaşı durdurması gereken bir kurumun, bir taraftan savaşın içerisinde olması gerçekten büyük bir tezat. Bu tezadı ortadan kaldırmak da yine bu devletlere ait olan bir şey. Eğer dünyada hak, hukuktan, insan haklarından ve insanların özgür yaşamından, iradesinden bahsediyorsak, bu ülkelerin örnek olmaları gereken bir zaman. Bu zamanı eğer kaçırırlarsa tüm insanlık bu ikiyüzlülüğü bir kez daha görmüş olacak.” diye belirtti.

Suriye krizi başladığı günden beri yardım götürdüklerini söyleyen Dede, çalışmaları hakkında şu bilgileri verdi: “Bugün itibarıyla (11 Ağustos Perşembe) arkadaşlarımız hazırlamış oldukları tırlarla beraber Halep`in içine gireceklerdi. Fakat yapılan bombardımandan dolayı maalesef muhalifler iki köyü kaybettiler. Bu kritik 2 köyü kaybetmesinden dolayı, yollar tekrar güvensiz hale geldi. Arkadaşlarımız giremediler. O yüzden Halep`in içerisindeki yardım kuruluşları ile beraber, dağıtımlarına devam ediyorlar. Allah nasip ederse ilk planda 40 tıra yakın İnsani Yardım Malzemesini Halep`e göndermeyi düşünüyoruz. Tabi yeterli değil, bu bir gerçek. Yıllardır devam eden bir savaş var. Yıllardır ekonomiyi batırmış bir savaş var. İhtiyaçlar günden güne artıyor. Bu ihtiyaçları karşılama adına, yapılması gereken çok iş var. Bununla beraber, şehirler tamamen bombalandığından ve harabe haline geldiğinden dolayı, Suriye`de insanların yaşam alanı da kalmadı.”

Dede, “İnsanların kaldığı 23 ayrı yerde kampımız ve bu kamplarda yaşayan 100 bine yakın nüfus var. Suriye içerisinden rahatlıkla düzenli bilgi alabiliyoruz. Bir kardeşlik örneği gösterildiğinden dolayı, Türkiye`den yana çok memnunlar. Fakat bu savaşın sonlandırılması için gereken adımların atılmasını bir taraftan bekliyorlar. Bu adımları da atarken özellikle halkın düşünce ve isteklerinin göz önünde bulundurulması yönünde bir talepleri var.  (Mehmet Tahir Özsoy, Muhsin Şenol-İLKHA)