15 Temmuz gecesi evine giderken öğrendiği darbe girişimi sonrasına evine gitmeyerek Vatan Caddesinde darbecilere karşı direnen gazi İsmet Erdoğan, PDY/FETÖ tarafından mağdur edilmiş mütedeyyin şahsiyetlerin mağduriyetlerinin giderilmesi gerektiğini söyledi.
Tankın paletine sıkışan bacağında sinirleri kopan ve omuriliğinde zedelenme olan İsmet Erdoğan, yine de yerden kalktığını ve yaralılara yardım ettiğini, acısını hissedene kadar da devam ettiğini dile getirdi.
“İlk duyduğumda çocuklarım aklıma geldi”
15 Temmuz gecesi Vatan Caddesinden geçerken darbe girişimini öğrendiğini belirten Erdoğan, “Emniyet Müdürlüğünün önünde bir hareketlilik vardı. Çöp kamyonları ve belediyenin iş makinaları yolu kapatıyordu. Bu dediklerim saat 23.00 sularında oluyordu. Fakat darbe girişimi olacağı hiç aklıma gelmedi. O sırada orada duran bir polise sordum. Bu haraketliliğin sebebi nedir dedim. Bir askeri kalkışmanın olduğunu ve sıkıyönetim ilan edileceğini söyledi. Ben ilk duyduğumda çocuklarım aklıma geldi. Onların geleceğini düşündüm. Geçmişte yaşanan darbeleri de az çok bildiğim için orda kaldım. Darbecilerle mücadele etme kararını orda aldım. Tabi girişimi duyan halk yavaş yavaş emniyet müdürlüğünün önüne gelmeye başlamıştı.” şeklinde konuştu.
“Helikopter halka doğru ateş açtı”
Tanık olduğu olayları anlatmaya devam eden Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “Biz toplanmaya başladığımızda havada bir helikopter gördük. Emniyet Müdürlüğünün otoparkına inmeye çalışıyordu. İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan polis telsizlerinden anons geçiyordu helikopteri indirmeyin diye. Polisler ateş açtı ve helikopterin inmesi engellendi. Otoparka iniş yapamayan helikopter arık o kızgınlıkla halka doğru ateş açtı ve gitti. Tabi kanlar içinde yerlerde yatan 6-7 kişi oldu. Onlara müdahale ettik. Hastaneye kaldırmalarına yardımcı olduk.”
“Lütfen bizimle berber olun bizi yalnız bırakmayın”
Polisin kendilerine sürekli olarak beraberlik çağrısında bulunduğunu söyleyen Gazi İsmet Erdoğan, “Helikopterin ateş açmasından sonra polisler megafonlardan anonslar geçiyordu. Emniyetin önündeki vatandaşlarımız lütfen bizimle berber olunuz bizi yalnız bırakmayın diyorlardı. İstanbul için, belki de Türkiye için en kritik yerlerden bir tanesiydi burası ve korunması gerekiyordu. Biz de korumaya başladık orayı. Tabi kalabalıklarda artık artmaya başladı. Fakat benim başka yerlerde böyle büyük bir kalkışmanın olduğundan bir bilgim yoktu. Sadece köprünün kapatıldığını biliyordum. Biz çok öncelerden zaten sokaklardaydık aslında. Cumhurbaşkanı da bir çağrıda bulundu ve halk sokağa artık daha bir coşkuyla çıkmaya başladı.” dedi.
“Silahları bize teslim etmelerini söyledik bizi dinlemediler”
Gazi olduğu sahneyi yeniden yaşıyormuşçasına tekrar anlatan Erdoğan, o anları şöyle dile getirdi: “Bir bağrışma oldu ve Vatan Caddesinin Edirne Kapı yönünden tankların geldiğini söylediler. Biz de büyük bir kalabalık olarak oraya doğru hareket ettik. Orası zaten araçlar ile kapalıydı fakat biz de orada bulunarak belki bizi görüp insaf ederler dedik. Öyle olmadığını gördük. Tankların üzerine çıktık. Askerler ile konuştuk. Bu kalkışmadan zararlı çıkacaklarını söyledik. Bizim olan silahları bize teslim etmelerini söyledik. Bizi dinlemediler. Önce ileri geri gidip üzerlerindeki insanları düşürmek istediler. Ardından ateş ettiler. Ateş açmaları ile birlikte tankın üstünde bir arbede yaşandı ve ben düştüm. Ayağım paletlerin arasına sıkıştı ve üstüme birkaç kişi düştü. Sonradan üzerime düşen arkadaşlar beni sıkıştığım yerden kurtardı. Tabi fark etmedim, acıyı hiç hissetmedim. Kalktım tekrar devam ettim.”
Kendisinin yaralandığını fark etmediğini dile getiren Erdoğan, “Yaralıları hastaneye götürüyordum. Tabi ağrılarımı hissetmeye başlayınca ben de sonradan gittim hastaneye doktora göründüm. Şu an tedavim devam ediyor. Uzun süre fizik tedavi süreci yaşayacağım. Bir ameliyat olmam da söz konusu. Omuriliğimde bir sıkışma oldu. Aynı zamanda sağ bacağımdaki sinirler kopmuş ve ayağımda bir kırık var.” diyerek son durumu hakkında bilgi verdi.
“Darbenin başarılı olmayacağını anladım ve rabbime hamd ettim”
Erdoğan, “O gece hiç uyuyamadım. Ne olur ne olmaz diye tedbiri bırakmadım. 2 gün böyle uyanık kaldım yaralı olduğum halde bu alçakların tekrar kalkışmasına yine karşı çıkardım. Benim gibi bütün gazilerin de böyle düşündüğüne eminim. Sabah olduğunda artık darbenin başarılı olmayacağını anladım ve rabbime hamd ettim.” dedi.
“FETÖ mağduru olarak cezaevlerinde yatan kardeşlerimizin mağduriyetleri giderilmelidir”
“Bu bir darbe girişimi değildi. Bu tamamen bir işgal girişimiydi.” diyen 15 Temmuz gazisi İsmet Edoğan, son olarak şunları ifade etti:
“Bunlar 40 yıl önceden ilmek ilmek dokuyarak bu günü hesap ediyordu. Tuzak kurucuların en hayırlısı Allah`tır. Allah onların tuzaklarını başlarına geçirdi elhamdülillah. Dikkat çekmek istediğim bir husus daha var; Baktığınızda İslam`a ve Müslümanlara zarar vermek isteyen bir fikir yapısı görüyoruz. Ne kadar İslam`a hizmet ettiklerini söyleseler de kesinlikle şeytana hizmet eden bir zihin dünyaları var. Şeytanlarına hizmet ederken birçok Müslüman`ın ocağına ateş düşürdüler. Bu zelil müstekbir ordusu yüzünden Medrese-i Yusufiye`de yüzlerce Müslüman kardeşlerimiz var. Üsteli cezaevinde kalan kardeşlerimiz mağdur edildiği yetmiyormuş gibi aileleri ve akrabaları da mağdur edildi. Çok ciddi rakip olarak gördükleri bu Müslüman şahsiyetlere adeta hayat hakkı tanımadılar. Devlet nasıl ki şehit yakınlarına ve gazilere sahip çıkıyorsa şu an FETÖ mağduru olarak cezaevlerinde yatan kardeşlerimize de sahip çıkmalı ve mağduriyetlerini gidermelidir.”
(Muhsin Şenol - İİLKHA)