Darbe girişimine ilişkin FETÖ’ye yönelik soruşturma kapsamında tutuklanan İstanbul eski Valisi Hüseyin Avni Mutlu, telefonunda eski Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Akın Öztürk’ün numarasının kayıtlı olması, tutuklanan Dicle Üniversitesi rektörü Ayşegül Jale Saraç’ı açığa alındıktan sonra araması, evinde bulunan Fethullah Gülen kitapları ve Gülen’le telefon görüşmelerine ilişkin ifade verdi.
Emniyetteki ifadesinde, telefonunda eski Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Akın Öztürk’ün kayıtlı olmasının sorulması üzerine Mutlu, 2007-2010 yıllarında görev yaptığı Diyarbakır Valiliği döneminde Öztürk’ün de o dönem Diyarbakır 2. Ana Jet Üs Komutanlığını yürüttüğünü hatırlattı.
Öztürk’ü bu vesileyle tanıdığını söyleyen Mutlu, “Bunun dışında kendisiyle bu soruşturma evrakı içerisinde bahsolunduğu şekilde, cunta girişimi, ihtilal teşebbüsü konusunda hiçbir temas, ilgi, irtibat söz konusu değildir. Bendeki kaydı 2007 yılından itibaren vali olmamdan kaynaklı bir kayıttır, yeni bir kayıt değildir.” dedi.
Mutlu, eski Dicle Üniversitesi Rektörü Ayşegül Jale Saraç'ı aramasının sebebinin ise, Saraç’ı Diyarbakır’da görev yaptığı zaman içerisinde tanıdığını, açığa alındıktan sonra kendisine ‘Geçmiş olsun’ dileklerini iletmek için aradığı ifade etti.
Mutlu, “Bunu insani bir duruş olarak değerlendiriyorum. Birlikte çalıştığımız ve tanıdığımız bir insana, 'geçmiş olsun' dileklerimi iletmek, FETÖ terör mensubiyeti olarak nasıl değerlendiriliyor anlamış değilim. Dostları aramak terör örgütü mensubu olarak nitelendiriliyorsa bu ülkede herkes FETÖ terör örgütü mensubudur diye düşünüyorum.” diyerek kendini savundu.
“Gülen kitapları baldızım veya oğluna ait olabilir”
Mutlu, evinde bulunan Fethullah Gülen kitaplarına ilişkin ise şunları söyledi: “Kitaplığımda bu yapı ile ilgili bütün kitapları özellikle 17-25 Aralık hukuk darbesi sonrasında kaldırdım ve kitaplığımdan bu yapının fikrini, düşüncelerini ifade eden kitaplarımı çıkardım. Ben evimde aynı zamanda baldızım ile de kalıyorum. Kendisi iki çocuğu ile birlikte bizim yanımızda kalır. Eşinden ayrıdır. 4 yıla yakın bir süredir yanımdadır. Gerek kendisi gerekse üniversite okuyan çocuğu kitaba düşkündür. Okumaya meraklıdırlar. Kitaplığımızı da evimiz gibi paylaşıyoruz. Muhtemelen baldızım veya oğluna ait olabilir. Bana ait değildir."
Fethullah Gülen’le sadece telefonla ve bir kez görüştüğünü belirten Mutlu ifadesinde Gülen’i “FETÖ silahlı terör örgütü elebaşı Fethullah Gülen” ile tanımlaması dikkat çekti.
Mutlu, “Bana sorduğunuz FETÖ silahlı terör örgütü elebaşı Fethullah Gülen ile yüz yüze bir görüşmem yoktur. Bir telefon görüşmemiz vardır. Şöyle vuku buldu; İstanbul valiliğim dönemimde ziyarete gelen pek çok kişi, kurum, kuruluşlar olur. Bu ziyarete gelen, şimdi tam hatırlayamadığım bir sivil toplum kuruluşu, ziyaret sırasında, 'ABD'ye yakında gideceklerini ve orada bir geçmiş olsun dileğinde bulunacaklarını' ifade ettiler. O günlerde önemli bir rahatsızlık geçirdiği, hatta hastaneye kaldırıldığı konusunda çok yoğun bilgi paylaşılmıştı. Tarihi tam hatırlamıyorum, 2011 ya da 2012 yılları olabilir. Beni ziyarete gelen kişilere hastalık konusunda konuşuldu. Bu maksatla ziyaret yapılacağından, geleneklerimizden gelen, 'bizim de geçmiş olsun dileklerimizi iletiniz' şeklinde, çok doğal, her ölünün arkasından başsağlığı, her hasta olan kişiye 'geçmiş olsun' dileğinde bulunmak örf adetlerimizde var olan bir uygulamadır. Ben bu gaye ile hareket ettim. Bir müddet sonra ifademde de belirttim. Telefonumdan Zaman gazetesi Genel Müdürü Ekrem Dumanlı direkt olarak kendisi çıkarak Amerika'dan aradığını ifade ettiler. 'Sizin geçmiş olsun dilekleriniz de iletilmiş, bu vesileyle Fetullah Gülen de size bir teşekkür de bulunmak isterler' diyerek telefonu Gülen'e vereceğini söyleyip bir görüşme yaptırdılar. Fetullah Gülen ile tek görüşmemiz budur. Çok kısadır. 'Bana göndermiş olduğunuz geçmiş olsun dileklerinizi aldım teşekkür ederim' dedi. Ben de tekrar 'geçmiş olsun' dileğimi ilettim. Başkaca bir husus olmamıştır bunun dışında. Benim de bir talebim olmamıştır böyle bir görüşme için."
“FETÖ'yü ve diğer terör örgütlerini lanetliyorum”
FETÖ’yle hiçbir bağlantısının olmadığını ileri süren Mutlu, “FETÖ terör örgütü ve bütün terör örgütleri ile 17 yaşımdan beri mücadele ediyorum. İstanbul’da kaldığım yerler yurtlar bellidir. Karakterim bellidir. İnançlarımın ne olduğu bellidir. Bir tek cemaatim var, ümmetim. Bir tek önderim var, peygamberimdir. Bunun dışında önder ve cemaat tanımam. Beni bu şerefsizlerin arkasına takıp, cuntacılarla birlikte yargılamayı asla kabul etmiyorum. Sabaha kadar bununla ilgili konuşabilirim. Benim aziz devletim, şayet benim üniversite yıllarımdan itibaren duruşumu, fikriyatımı gönül bağımı tespit edememiş de 15 Temmuz gecesi tespit etmişse ve beni FETÖ terör örgütü olarak ilan etmişse söyleyeceğim şudur; 80 milyon vatan evladı, 24 saat 'FETÖ terör örgütü' diye bağırsa başımı bir santimetre öne eğmem. Bu leke de benim üstümde durmaz. FETÖ'yü ve diğer terör örgütlerini lanetliyorum. Ayrıca ben darbenin olduğu gece Twitter hesabımdan darbeyi lanetlediğimi, hukuk önünde hesap vermeleri gerektiğini açık ve net bir şekilde belirttim. Benim 2 milyon takipçim vardır. Bunların hepsi darbeye karşı duruşumu görmüşlerdir. Ayrıca o saatlerde, darbenin en yoğun saatleriydi, hiç kimse benim kadar net duruş sergilememiştir. Mukayese edilmesini istiyorum.” diye konuştu. (İLKHA)