Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Uluslararası Yatırımcılarla Yüksek Düzeyli Ekonomi Toplantısı’nda yerli ve yabancı işadamları ile bir araya geldi. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gerçekleşen toplantıda Cumhurbaşkanı Erdoğan bir konuşma yaptı.

Türkiye’nin, 15 Temmuz akşamı, tarihinin en hain darbe girişimine maruz kaldığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “15 Temmuz, doğrudan milleti hedef alması, doğrudan millete saldırılması sebebiyle, hepsinden çok daha kötü bir gece olarak hafızalarımıza kazınmıştır” dedi.

Darbe gecesi bombalı saldırıya hedef olan yerlerin arasında Emniyet Teşkilatı’na ait iki binanın yanı sıra, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) ve Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin olduğunu anımsatan  Erdoğan,  bu iki kurumun ortak özelliğinin, doğrudan milletin oylarıyla işbaşına gelen kişilerin mekânları olduğunu söyledi.

Dünyanın ağırlıklı olarak, otoriter, teokratik rejimlerin karşısında demokratik rejimlerle yönetilen bir yapı içinde olduğuna, demokrasilerin dünyada savunulan ve kendisiyle iftihar edilen bir rejim olduğuna dikkat çeken Erdoğan, Fransa’nın yarı başkanlık sistemi hariç Batı ülkelerinin tamamının demokratik parlamenter sistemlerle yönetildiğini ve hükûmetlerin halkının oylarıyla seçilerek işbaşına geldiğini hatırlattı.

“Askerî darbeyle iş başına gelmiş bir Cumhurbaşkanı değilim”

Sözlerinin devamında, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra, Batı ülkelerinden gelen hiçbir temsilcinin olmadığını hatırlatan Erdoğan, “Fakat Belçika’da, Fransa’da terör eylemleri olduğu zaman oralara nasıl gittiklerini biliyoruz. Bazı ülkeler havaalanlarında ne yazık ki ‘Türkiye’ye gitmeyin, Türkiye’ye gidişiniz Erdoğan’ı güçlendirir’ gibi reklamlar koymaktadır. Bu nasıl demokrasidir? Ben askerî darbeyle iş başına gelmiş bir Cumhurbaşkanı değilim, halkının yüzde 52 oyuyla iş başına gelmiş bir Cumhurbaşkanıyım. Ve yaklaşık 12 yıllık başbakanlığım, 2 yıllık Cumhurbaşkanlığım döneminde de Türkiye’nin nereden nereye geldiğini en iyi bilen sizlersiniz” dedi.

“Türkiye’nin ekonomide en güvenilir ülkelerden birisi olduğunu sizler gördünüz, sizler yaşadınız” diyen Erdoğan,  daha sonra konuşmasına şöyle devam etti: “Bize karşı yapılan bu darbe hareketinin arkasında da Türkiye’nin zaten bu yükselişini hazmedemeyen mihrakların olduğunu çok açık ve net söylemek durumundayım. Bu olay sadece içeride planlanan, içeride tezgâhlanan bir olay değildir. Ben açık sözlüyüm; bu olay içeride aktörleri olan, ama senaryosu dışarıda yazılan bir darbe hareketidir. Bunları sizler de az-çok biliyorsunuz.”

“Milletin tankların altına yatabileceğini hesap edemediler”

Darbe gecesi yaşanan olaylara da değinen Erdoğan, “Bakın şu anda hemen yanı başımızda bizim Kongre Merkezimiz var, aynı zamanda opera binası olarak da orayı yaptık. Ve burayı bombalamalarında 5 şehidimiz var. Bir bayan kardeşimin ne yazık ki başı koparak oranın çatısından onu aldık. Şimdi soruyorum; bu darbe hareketini yapanlar bu insanlara bombaları yağdırırken acaba hangi düşünceyle bunu yaptılar? Hangi vicdan, hangi insani bir anlayış, bir yapı kalkıp da kendi halkına uçaktan bombalar yağdırarak, tanklarla halkının üzerine giderek böyle bir vahşeti işleyebilir; bu olacak bir şey mi? Ama ne yazık ki bu ülke darbeler tarihi içerisinde çok farklı bir darbeyi yaşadı. 238 şehit verdik şu ana kadar ve 2 bin 200’e yakın şu anda hastanelerde yaralılarımız var.” ifadelerini kullandı.

 “Ülkemize karşı adeta bir savaş yürütüyorlar”

Türkiye’nin; 1980’li yılların ortasından beri silahlı örgütlerinin saldırısına maruz kaldığını belirten Erdoğan, PKK, DHKP-C, son yıllarda DAEŞ denilen terör örgütleri tarafından silahlı saldırılar, suikastlar, intihar bombacıları ile Türkiye’ye adeta bir savaş yürütüldüğünü vurgulayarak, “Aynı şekilde, zaman zaman yaşadığımız sosyal, siyasi ve ekonomik taarruzların da bunlardan bağımsız olmadığını gayet iyi biliyoruz” şeklinde konuştu.

“Bunların canı bizim gibi yanmıyor”

4 bin dosya ile ilgili işlem yapmayan Alman Anayasa Mahkemesi’nin kendisinin telekonferansla bağlanmaması için 2 saatte karar verdiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Verdiği karar ne? ‘Erdoğan orada video konferansla konuşmasın.’ Fakat kısa bir süre önce veya yani geçmişte terör örgütü PKK’nın lider kadrosunda olanları kalkıyorsun video konferansla konuşturuyorsun Almanya’da. Şimdi soruyorum; Batı burada teröre destek veriyor mu-vermiyor mu? Batı demokrasilerin yanında mı, darbelerin, terörün yanında mı? Maalesef bu Batı teröre destek veriyor ve darbelerin yanında yer alıyor. Bunların canı bizim gibi yanmıyor, ama bizim canımız yandı. Dost bildiklerimiz maalesef gidiyor darbecilerin yanında yer alıyor, teröristlerin yanında yer alıyor. Fransa’ya geliyorsun aynı, Avusturya’ya geliyorsun aynı, Belçika aynı. İşte işadamımız Özdemir Sabancı’nın katili belli, elini kolunu sallaya sallaya dolaşıyor mu? Dolaşıyor. Bunların mahkemelerine çıkarılmadı mı? Çıkarıldı. İçeri aldılar, aldılar, sonra niye bıraktılar? Değerli dostlar; kusura bakmayın, açık sözlü olalım, doğru olalım, ama yürekli olalım. Eğer yürekli olmazsak dünyada tüm ülkelerde çok daha can yanar. Bugün bize olan bu darbe hareketi başka ülkelerde de terörle, darbeyle, velhasıl değişik yöntemlerle uygulama alanını kendisine bulur.” (İLKHA)