İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi İslam İktisadı ve Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Abdulmuttalip Arpa, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası ekonominin gidişatını değerlendirdi.
“Şüphesiz bu darbe girişiminin hedeflerinden bir tanesi de gelişmiş ekonomiyi çökertmekti” diyen Doç. Dr. Abdulmuttalip Arpa, “Darbelerin ardından ekonomilerin sarsılmasını beklemek kaçınılmazdır. Türkiye ekonomisinin dayandığı temeller vardır. Birincisi Türkiye ekonomisi üretime dayalı bir ekonomidir. Yıllık 780 Milyar dolar üretim yapan bir ülkedir. Birçok anlamda kendi ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir ülkedir. Şu unutulmamalıdır: Türkiye dünyanın en büyük 17’inci ekonomisine sahip bir ülke. Bu ekonominin bir haftalık bir süreçte ciddi sarsılma olması tabi ki beklenemez.” dedi.
Uluslararası ilişkilerde İlişkilerin menfaate dayalı olduğunu söyleyen Arpa, “Menfaatler devam ettiği sürece yatırımlar da devam edecektir. Elimizde ekonomik veriler var. TL döviz karşısında belli bir güce sahip, bunu biliyoruz. Darbe girişimden sonra TL’nin döviz karşısında gücünü muhafaza etmesi elimizdeki en büyük veridir. Uluslararası anlamda Türkiye’ye yatırım olacağını da duyuyoruz. Darbeden sonra 1 haftalık süreçte 5 milyar dolarlık bir yatırım gerçekleşti. Yakın dönemde buna benzer milyar dolarlık yatırımlar gerçekleşecek. Darbelerden sonra bizim gözlemlediğimiz vatandaşlar marketlere, fırınlara ve bankalara hücum ettiğini görürdük. Fakat bu olmadı. Türkiye’de hayat normal seyrinde devam ediyor.” şeklinde konuştu.
Uluslararası kredi derecelenme kuruluşlarının Türkiye’nin kredi notunun düşürmesi hakkında da konuşan Abdulmuttalip Arpa, verilerin gerçeği yansıtmadığına dikkat çekti.
Arpa, “3 gün içerisinde hangi verilere dayanarak böyle bir açıklama yaparak not düşürüyorsun? Ekonomik gerçekler noktasında böyle bir açıklamanın kabul edilmesi mümkün değil. Türkiye ekonomisi krizlerden etkilenmez duruma geldi. Ortadoğu ve Avrupa ülkelerindeki bazı krizler artık etkilemiyordu. Darbe girişimin siyasi boyutu olduğu gibi ekonomik boyutu da vardı. Ekonomiyi bu girişimle çökertmek istiyorlardı.” ifadelerini kullandı.
Paralel devlet yapılanmasına ait kurumların kapatılmasının ülke ekonomisini etkilemeyeceğine vurgu yapan Arpa, “Çünkü bir okul ya da hastane kapandığı zaman hemen yanına başka bir okul veya hastane açılacaktır. Arz talep meselesi devam ettiği sürece ekonomiye zararı olmayacaktır. Alım gücünün devamını sağlamak önemlidir. Türkiye’de şuan bununla ilgili bir sıkıntı yoktur.” dedi.
Sağlam ekonominin dayandığı temelin siyasal istikrar olduğunu kaydeden Doç. Dr. Arpa, “Bugüne kadar siyasal istikrardan bahsediyorduk. Maalesef siyasal istikrarı tam olarak sağlayamamışız. Paralel yapının bu derecede bütün kurumlara sızması şunu gösteriyordu ki hâlâ bir istikrar söz konusu değilmiş. Aslında şuan gerçek bir siyasal istikrarı yakalama fırsatı doğmuş oldu. Bu sürecin ardından bir istikrarın sağlanacağına inanıyorum. Bu siyasal istikrar sağlandıktan sonra Türkiye’nin ekonomik bir istikrarı da yakalayacağına inanıyorum.” diyerek sözlerini noktaladı. (Muhsin Şenol- İLKHA)