29 Temmuz Cuma (bugün) başlayan ve3 Ağustos`ta bitecek olan YGS ve LYS tercihlerini yapmaları gereken üniversite adaylarının dikkat etmesi gereken hususlar hakkında bilgi veren Rehber Öğretmen Hasan Yılmaz, öğrencilerin tercih yapmış olmak için tercih yapmamaları uyarısında bulundu.

Gelecek ile ilgili hayalleri olan öğrenciler, hayallerine ulaşmalarının en önemli aşamalarından biri olan tercih dönemine girdi. Aylardır bu günü bekleyen öğrencilerin, geleceklerinin yanlış temeller üzerine kurulmaması için bu döneme çok dikkat etmesi gerekiyor.

Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan uzmanlar,  tercih dönemlerinde öğrencilerin iyi düşünerek hassas davranmaları gerektiğini belirtiyor.

“Tercihler  büyük bir titizlik ve danışmanlık hizmeti ister”

Tercihlerin büyük bir titizlik ve danışmanlık hizmeti istediğini belirten Eğitimci ve Rehber Öğretmen Hasan Yılmaz, “Öncelikle sonuçlarımız, hepimiz için hayırlı olsun. Rabbim hepinize büyük başarılar, kendinize, ailenize, toplumunuza, ümmete faydalı olacağınız okullar nasip eylesin. Tercih, büyük bir titizlik, ayrıntılı bir analiz ve bir danışma hizmeti gerektirir. Bu noktada karşılaşılacak birkaç önemli sorun var. Bunlardan birincisi, tercih yapıp yapmama kararıdır. Tercih yapma kararsızlığının iki nedeni olabilir. İlki ekonomik nedenlerle okuyamama endişesi, İkincisi, alınan puanın, tatmin edecek bir okula denk gelmeme ihtimalidir. İlkini bir yana bırakalım. Çünkü bugünün Türkiye`sinde ekonomik nedenler, okumanın önünde bir engel olmaktan çıkıyor. Her öğrenci, neredeyse kendisine yetecek kadar burs alabiliyor. Devletin yanında faal kuruluşlar ve hayırsever kişiler de burslar veriyor, yurt veya ev imkânı sağlıyor. Yarım gün çalışma imkânı da olunca, üniversiteyi okuma konusunda ekonomik engellere takılmak hiç de yerinde değil. Kimi öğrenciler, aldıkları burslarla ailelerinin ekonomik yükünün bir kısmını bile yüklenebiliyorlar. Bunun için böyle bir engeli tamamen yok sayarak davranmanızda yarar vardır.”dedi.

“Tercih yapmış olmak için tercih yapma hatasına düşmemeli”

“Asıl problem, aldığımız puanın bizi tatmin edecek bir okula denk gelip gelmemesidir” diyen Yılmaz, “Bu noktada ilk kez sınava girenlerle birden çok kez girenlerin durumu birbirinden tamamen farklıdır. Birden çok kez sınava girdiği halde, tatmin edici bir puana ulaşamayanların yapması gereken şet,  tercihlerini yapmalarıdır. Ancak ilk kez sınava girenlerin durumu farklıdır. Sanıldığının aksine bir üniversitenin birinci sınıfını okumak, hem de sevmediğimiz bir üniversitenin birinci sınıfını okumak, üniversiteye hazırlanmaktan kolay değil. Bu noktada cesur olmakta yarar var. Ama puanımıza denk gelme ihtimali olan bölüm ile okumak istediğimiz bölüm arasında büyük bir fark yoksa bir yıl daha beklemek anlamsızdır. Burada esas olan “tercih yapmış olmak için tercih yapmak” hatasına düşmemektir. Bu hatanın bedeli gerçekten ağırdır. Bugüne kadar pek çok öğrencinin emeği ve yılları bu hatada gitti.”diye belirtti.

“Tercih yapılırken yüzdelik dilime dikkat edilmeli”

Yılmaz, konuşmasına şöyle devam etti:

“Tercihler yapılırken yüzdelik dilime dikkat edilmeli. Her ne kadar tercih robotları olsa da tercih kılavuzunu göz ardı etmemeliyiz. Yüzdelik dilimimiz tutmasa da ilk beş tercihimizi, hayallerimizi süsleyen bölümlerden tercih etmeliyiz. Kontenjan sayısının artmasını dikkate almalıyız. Formasyon isteyen öğrencilerin daha çok eğitim fakültelerinin bulunduğu üniversiteleri tercih etmelerinde fayda vardır.”

Sınavsız geçiş ya da yetenek bölümlerini kazanan öğrencilerin tekrar sınava hazırlanmaları neticesinde puanları kırılmayacağını belirten Yılmaz, “Açık öğretim tercihlerinde kontenjanı olan bölümleri kazandığımızda bir sonraki yıl puanımızın kırılacağı unutulmamalıdır. Ekonomik durumu iyi olan öğrencilerin özel sağlık bölümlerini tercih etmelerinde fayda vardır. Ya da iki yıllık adalet bölümünü okuyup dikey geçiş sınavıyla özel üniversitelerde hukuk fakültesi mezunu olunabilir.” şeklinde konuştu. (Nihat Kanat-İLKHA)