Bakanlar Kurulu`nun ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan`ın duyurduğu ve dün TBMM Genel Kurulu`nda kabul edilen 3 ay süreli olağanüstü hal (OHAL) kararını değerlendiren Avukat Murat Sadak, bu aşamadan sonra FETÖ ile mücadelenin artacağını belirterek, halkın normal yaşamına devam etmesini tavsiye etti.

OHAL`in afet, ekonomik buhran, savaş hali gibi durumlarda Anayasaya göre ilan edilebildiğini söyleyen Avukat Sadak, OHAL kararının Türkiye`de 1987`de PKK`nin faaliyetlerinden dolayı ilk defa yürürlüğe girdiğini, 2002 yılına kadar belli aralıklarla devam ettiğini söyledi.

“14 yıldır Türkiye`nin hiçbir yerinde resmiyette bir OHAL söz konusu değildi.” Diye Sadak, “En son yaşanan darbe girişiminden sonra, onlarla mücadele etmek için dün Milli Güvenlik Kurulu (MGK) tavsiye niteliğinde bir karar aldı. Akabinde Bakanlar Kurulu toplandı, bunu kararlaştırdı ve dün gece itibarıyla Resmi Gazete`de yayınlandı. Bu aşamadan sonra bu alınan karar TBMM`nin önüne gelir, geldikten sonra kabul edilebilir, değiştirilebilir, reddedilebilir. Reddedilirse yürürlükten kalkar.” dedi.

OHAL`in sıkıyönetim olmadığını söyleyen Sadak şunları kaydetti: “OHAL hakkında özellikle Kürt illerinde yaşayan vatandaşların olumsuz kanıları var. Çünkü 87 ve 2000 arasında OHAL adı altında, vatandaşlara çok ciddi anlamda sıkıntılar yaşatılmıştı. Sorgusuz, sualsiz, yargısız infazlar olmuştu ancak şuanda ki OHAL`in gerekçesi o değil. Yani bizim en azından o yönde bir umudumuz var. Biz zaten darbenin olduğu günden itibaren mevcut olan anayasal düzenlemelerle bunlarla mücadele edebilmenin zor olduğunu ifade ettik. Bazı yasal düzenlemelerin kısa vadede gerçekleştirilmesi gerektiğini ancak kısa vadede bu yasal düzenlemenin gerçekleştirebilmesi için mevcut olan yasa buna imkan vermiyor. OHAL`de de bu temel hak ve hürriyetlerin normalde yasalarla ancak kısıtlanabilir. OHAL de Bakanlar Kurulu doğrudan bu temel hak ve hürriyetleri, kanun hükmünde kararnamelerle yasaklayabilir, sınırlandırabilir, kaldırabilir belli bir süreyle. Örneğin, şuanda 10 binlerce gözaltı var. O gözaltılar devam da edecek. Şuanda bizde gözaltı süresi maksimum 4 gündür. 4 gün içerisinde bunların yargı önüne çıkarılması, soruşturma yapılması zordur. Dün idari bir karar alındı. İdari kararın yasal bir dayanağı yoktu. OHAL`in FETO terör örgütü ile mücadele etmek için çıkarıldığı ve bu çerçevede işleyeceğine inanıyorum, umuyorum.” ifadelerini kullandı.

“Valilerin yetkileri artacak”

Vatandaşlara ciddi bir etkisinin olacağını, düşünmediğini dile getiren Sadak, “OHAL güllük gülistanlık bir dönem değil, sevinilecek ya da müjde verilecek bir durum da değil. Olmamasını dilerdik ama şuanda gelinen nokta itibarıyla zaruri olduğunu görüyoruz. İnşallah diyoruz ki emniyet bu konuda çok hassas davranır. Geçmişte yaşanan olumsuz tecrübeler şuanda aksetmez. Polislerin arama yetkileri artacaktır. Valilerin, belediyelerin yetkileri artacak. Mesela polislerin doğrudan kimlik sorabilme hakları olacaktır. Belli şeylere el koyma hakları olacaktır, ama bunların yine yasal çerçevede olmasını biz temenni ediyoruz.” diye konuştu.

Vatandaşların kimliksiz gezmemelerini, polisle karşılaşınca gerekiyorsa kimliklerini ibraz etmelerini, sağduyulu olmalarını, emniyet birimlerine zorluk çıkarmamanın süreç açısından daha iyi olacağını dile getiren Sadak, “Bu konuda polisler de gereken hassasiyeti gösterirse vatandaşa olumsuz bir şey yansımaz. OHAL`in amacı devlete, devlet kurumlarına sirayet eden virüsleri temizleme olduğuna inanıyorum. Yani doğrudan bu virüslerle ilgisi olmayan vatandaşlara sirayetinin olmayacağına inanıyorum. Devletin yine de hukuk çerçevesinde hareket etmesini çıkacak olan kanun hükmünde kararnamenin ihtiyaç olmadıkça temel hak ve hürriyetleri kısıtlamaması, vatandaşların da sağduyulu olması, normal rutin yaşamlarına devam etmelerini tavsiye ediyoruz.” diyerek konuşmasına son verdi.  (Mehmet Tahir Özsoy- İLKHA)