DİYARBAKIR - 3 yıl önce 16-23 Mart tarihlerini "Dünya Mustazaflar Haftası" olarak ilan eden Mustazaf Der Genel Merkezi, düzenlediği etkinliklerle mazlum coğrafyalarda yaşayan Mustazafların sesi olmaya devam ediyor.
Her yıl olduğu gibi bu yıl da `Dünya Mustazaflar Haftası` nedeniyle birçok etkinlik düzenleniyor. Bu çerçevede Mustazaf -Der Diyarbakır Şubesi Kadın Komisyonu tarafından bayanlara yönelik panel düzenledi. Yoğun katılımla gerçekleşen panel, Kaplan Düğün Salonunda yapıldı. Panele yaklaşık 2 bin bayan katıldı.
Ayrıca, geçmişten günümüze yeryüzünde zulme uğrayan Mustazaf halkları konu alan fotoğraf kareleri, panelin yapılacağı salonun girişinde sergilendi.
Saat: 13.30`da başlayan panel, Kur`an-ı Kerim tilavetiyle başladı, ardından "İslam âleminin Mustazaf Halkları" adlı sinevizyon gösterimi ile devam etti. Sinevizyonda, Halepçe katliamı başta olmak üzere Filistin, Cezayir, Çeçenistan, Irak, Afganistan ve Türkiye`den Zilan katliamları yer aldı. Sinevizyonu izleyenlerin, gözyaşlarına hâkim olamadıkları görüldü.
Duygulu anların yaşandığı panelde, Kürtçe ve Türkçe olmak üzere konuşmalar yapıldı. Konuşmaların sonunda ise tüm Mustazaflar için okunan dua ile panel sona erdi. Öte yandan panele konuşmacı olarak katılan bayanların da Mustazaf konumunda olmaları katılımcılar tarafından manidar bulunuldu.
Bu haftada üç önemli olay vuku bulmuş
İlk olarak günün anlam ve önemine binaen Türkçe bir konuşma yapan Özlem Tutar, Mustazaf Der Genel Merkezi tarafından Mart ayının son haftasının "Dünya Mustazaflar Haftası" olarak ilan edildiğini hatırlattı. Mustazaflar haftasının sebebini açıklayan Tutar, hafta içerinde Halepçe katliamı, Bediüzzaman Said Nursi`nin vefatı ve Şeyh Ahmet Yasin`in şehit edilmesi gibi üç önemli olayın meydana geldiğini söyledi.
Mustazafların Sesi Olalım
Mustazaf kelimesinin anlamına değinen Tutar, Mustazaf`ın kelime anlamının hakkı gasp edilen, güçlü olduğu halde güçsüzleştirilen, zaafa uğratılan kişi olduğunu söyledi. Tutar, "Bu nedenle aslında hepimiz Mustazaf`ız. Her kim zalimin zulmüne uğramış ise o Mustazaf`tır. Zulüm hep vardır ve var olmaya devam ediyor. Zulme karşı direnen Mustazlar da hep olacaktır. Bu nedenle biz istedik ki Mustazafların sesi olalım, onları tekrar tekrar yâd edelim" dedi.
İki Said, iki destansı mücadele
Mustazaf şahsiyetlerden bahseden Tutar ilk önce Bediüzzaman Said Nursi`den bahsetti. Tutar, "Küçük yaştan itibaren dikkat çeken keskin zekâsı, kuvvetli hafızası ve üstün kabiliyetleri dolayısıyla "Çağının eşsiz güzelliği" anlamına gelen "Bediüzzaman" sıfatıyla anılmaya başladı. Zindanlardan zindanlara atıldı. 83 yıllık ömründe birçok zorluğa rağmen İslami mücadele vermekten vazgeçmemişti. Üstad, 23 Mart 1960 tarihinde Urfa`da Hakk`ın rahmetine kavuştu. Ama zalimler, ansızın cenazesini kaçırarak, şuana kadar öğrenilemeyen bir yere defnetti. Ve Şeyh Said, oda büyük zulümlere maruz kaldı. Tüm âlimler onun direnişine destek verdi, ancak bir yakınının hıyanetiyle yakalandı. Şeyh Said ve arkadaşları, idam edildi. Onun da mezarı bilinmeyen bir yere götürüldü. Peki, zulümler bitti mi? Hayır bitmedi, aksine katlanarak devam etmiş. Medreselerimiz kapanmadı mı, camilerimiz ahıra çevrilmedi mi, kutsal kitabımız toplatılıp yakılmadı mı, ezanlarımız Türkçeleştirilmedi mi? Bunların hepsi yapıldı" dedi.
Halepçe Mazlum, Halepçe Şehit
Halepçe katliamına da değinen Tutar, 16 Mart 1988`de diktatör Saddam`ın ABD`nin emriyle Halepçelilerin üzerine kimyasal silah attığını hatırlattı. Resmi rakamlara göre 5 bin Müslüman Kürdün zehirlenerek hayatını kaybettiğini belirten Tutar, 20 binden fazla kişinin de kimyasaldan zarar gördüğünü söyledi. Yıllar sonra da yeni doğan çocuklarda bu vahşetin izinin görüldüğünü belirten Tutar, adına da "Enfal" dendiğini söyledi. Helepçe`nin mazlum, Halepçe`nin şehit olduğunu ifade eden Tutar, İnsan hakları ve demokrasiden dem vuranları sert sözlerle eleştirdi.
Şeyh Ahmet Yasin
Şeyh Ahmet Yasin`in Şehadetine de değinen Tutar sözlerini şöyle sürdürdü, "Şeyh Ahmet Yasin, bir yüzme faaliyeti esnasında kafasının üstüne düştü ve boyun kemiği kırıldı. Bu yüzden bütün vücudu felç oldu, ancak o inandığı davasından geri durmadı. Ahmed Yasin pek çok defa tutuklandı, 13 yıl hapse mahkûm edildi. 22 Mart 2006`da füze saldırısıyla şehit edildi. Allah şehadetini kabul etsin. Helepçe`yi, Ahmet Yasin`i unutmayalım, onları için sürekli dua edelim."
Zalimleri Kahhar Olan Allah`a Havale Ediyoruz
Zalimlerin isimlerinin sürekli değiştiğini ama yaptıklarının hep aynı olduğunu ifade eden Tutar, kendilerinin zalimleri yaptıklarıyla tanıdıklarını söyledi. Tutar, "Türkiye`de ve özelikle Doğu ve Güneydoğu`da da birçok zulümler yaşandı. Fazla uzağa gitmeye gerek yok, bugün burada bulunan insanları daha dün neler ile karşılaştıklarından biliyoruz. Bu gün burada toplananların ya eşi ya kocası veya oğlu, akrabası ya tutuklanmış ya da şehit olmamış mı? Sırf camide Kur`an-ı Kerim dersi verdiği için tutuklanan ve işkencelerden geçirilen on binlerce insan Bizler zalimleri Kahhar olan Allah`a havale ediyoruz" diye konuştu.
Allah Nurunu Tamamlayacaktır
Gülçin Şanı ise, konuşmasını Kürtçe yaptı. Salondaki katılımcılara hitaben "sizler de Mustazaf`sınız" diyen Şanı şöyle konuştu: "Eşiniz, çocuklarınız veya akrabalarınız tutuklandı, şehit edildi. Sabah namazında kapılarınız kırıldı, çocuklarınız başına silah dayatıldı, işte bu yüzden sizler de Mustazaf`sınız. Mazlum Mustazaf`sınız. Bugün burada dünya Mustazafları için toplandınız ve kim kimi severse onunla birliktedir demektir. Müjdeler olsun ki, sizler Msutazaflarla birliktesiniz. Ama şunu herkes bilmelidir ki, kâfirler, zalimler, Firavunlar, Nemrutlar istemese de Allah nurunu tamamlayacaktır. Tarihte birçok zulüm yaşandı, ancak en şiddetli zulüm, Peygamber Efendimizin zamanında yaşandı. Peki neden zulüm ediyorlardı, neden Bilal`in üzerine kaya parçaları bırakıyorlardı? Çünkü onlar Allah diyordu, İslam diyordu, Muhammed diyordu. Ve zalimler onları bu yaşantılarından uzaklaştırmaya çalışıyorlardı. Tarihin her döneminde zalimler bunu için zulüm ettiler. Ama hiçbir zaman geri adım attıramadılar, azimle çalıştılar, isyan etmediler."
Yapılan konuşmaların ardından tüm mazlum Mustazaflar için okunan dua ile panel sona erdi.
M. Salih Keskin - İLKHA)