ŞIRNAK- Şırnak`ın Uludere İlçesi`ne bağlı Ortasu (Roboski) Köyü`nde F-16 savaş uçakları kaçakçılık yaptığı ileri sürülen köylüleri bombalamaları sonucunda 35 kişinin hayatını kaybetmesi olayı ilk olmadığı ortaya çıktı. 18 yıl önce de Şırnak merkeze bağlı Koçağılı ve Kuşkonar köylerinde `teröristlerin` bulunduğu gerekçesiyle savaş uçakları 38 sivili katletmiş, 13 kişiyi de yaralamıştı. Son Roboski katliamı gösteriyor ki yanlışlıklar(!) hep devam ediyor.
 
Söz konusu katliam Şırnak`a bağlı Gever (Kuşkonar) ve (Beysukê) Koçağılı köylerinde 26 Mart 1994 gündüz saat 11. 30 sıralarında gerçekleşmişti.
 
Şırnak Merkeze Bağlı Kumçatı beldesine yerleşen görgü tanıklarından Behiye Bengi 26 Mart 1994 yaşanan katliamda gördüklerini şöyle anlatı:
 
Jetler Direk Evleri Hedef Alıyordu
"Olay gündüz ortasında meydana geldi. Saat 11 30 sıralarında iki jet ve bir helikopter geldi. Köyü bombaladı. Helikopter Şırnak`tan mühimmat alıp köyü tarıyordu. Jetler direk evleri hedef alıyordu. Katliamda iki yaşındaki kızımda öldü. Devletten bize bomba yağdıran kişilerin köyümüzdeki masum insanları öldüren ve yaralanmalarına sebep olan yetkili kişileri ortaya çıkarmasını istiyorum."
 
Olayda yaralı olarak kurtulan Mehmet Aykaç ise, saldırıdan sonra 3 ay yatakta kaldığını halen ayağındaki sakatlıktan dolayı doğru düzgün yürüyemediğini ve bundan dolayı çalışamadığını söyleyerek gördüklerini şöyle dile getirdi: "Köyümüz boşaltılarak bizi mağdur ettiler, olayda kız kardeşim ve yeğenim öldü, ağabeyim de yaralandı. Köydeki diğer akrabalarımızdan da 13 kişi hayatını kaybetti. Benim hükümetten beklentim bu olayı yapan şahısları yargı önüne çıkartması ve mağduriyetimizin giderilmesidir."

Mağduriyetimiz Bir An Önce Giderilsin
"Bizim hiç kimseyle alacağımız vereceğimiz yoktu, bir anda gündüz ortası bizim kafamıza bomba yağdırdılar." şeklinde konuşan katliamın yaşayan tanıklarından Ayşe Bekçi ise "Bizim üç katlı evimiz yerle bir oldu, yüzlerce küçükbaş hayvanımız telef oldu. Katliamdan sonra köyümüz boşaltılarak her birimiz bir yere gittik. Ben Başbakana sesleniyorum, bizim mağduriyetimiz bir an önce giderlisin" diyerek mağduriyetini dile getirdi.
 
Olayın başka bir görgü tanığı Salih Aykaç ise katliamdan öğlen vakitlerinde 8 km uzaklıktaki Çırav Dağı eteklerinde bulunan Kuşkonar köyü üzerinde bir helikopterin dolaştığını görerek haberdar olduğunu söyleyerek şu ifadeleri kullandı:
 
 
İki Savaş Uçağı ve Helikopter Köyü Bombalıyordu
"Aynı zamanda iki savaş uçağı köyü bombalıyordu. Köydeki birçok kişi ile birlikte damlara çıkarak karşı köyde olan biteni seyretmeye başladık. Köyden dumanlar yükselmeye başladı. Helikopter Kuşkonar köyün üzerinde bir müddet dolandıktan sonra bu sefer bizim köyümüze doğru geldi. Helikopter köye yaklaştığı zaman aynı dakikalarda Gabar (Küpeli) Dağı istikametinden iki savaş uçağı çıktı. Alçaktan geliyorlardı. Jetlerden biri helikopterin sağından diğeri solundan gitti. Helikopter, jetlere sanki bir işaret verdi. Işık yansımasından sonra jetler manevra yaparak doğrudan köye doğru geldi ve köyü bombalamaya başladı. Bizim köyümüzün bahçesi çöktü. Köy bir anda toz duman içinde kaldı ve herkes kendini saklamaya çalıştı. Bazıları evlerin bodrum katlarına girip kendini saklamaya çalıştı. Jetler 4 tur şeklinde gelerek köyü bombaladı. Jetler direk evleri hedef alıyordu. Hemen benim komşum olan Kaçar ailesinin evi jetlerin hedefi oldu, ev yerle bir oldu ve evde bulunan 2`si bebek 5 kişi yaşamını yetirdi."
 
Olayın Gündüz Olması Can Kaybını Önledi
Olayın gündüz olması can kaybını önlediğini söyleyen Aykaç daha sonra şöyle devam etti: " Bazı evler de kimse yoktu. Köylülerin bir kısmı tarlaya bir kısmı da hayvan otlatmaya gitmişti. Bu nedenle az(!) kişi öldü. Köyde 14 kişi öldü, 13 kişide yaralandı. Jetler gittikten sonra bu sefer helikopter uçaksavarlarla köyü taramaya başladı, tarama neticesinde benim kız kardeşim uçaksavar mermisiyle yaralandı. Köyde evli olan diğer kız kardeşim öldü. 2 erkek kardeşim yaralandı. Köyümüzde 8 kilometre uzakta olan Kumçatı beldesinden vatandaşlar köyümüzün bombalandığını gördükten sonra traktörlerle imdadımıza geldi. Yaralılarımızı Kumçatı`daki sivil araçlarla Cizre, Şırnak ve Diyarbakır`a götürdük. Tabi yaralananlardan birçoğu öldü."

26 Mart 1994 Katledilenlerin İsimleri Şöyle:
Zahide Kıraç, Ayşe Bengi, Şirin Kaçar, Huri Kaçar, Şemsihan Kaçar, Fatım Bengi, Ahmet Kaçar, Şehriban Kaçar, Huri Bengi, Liluz Bengi, Fatma Bedir, Hazal Kıraç, Asiye Erdin, Ömer Kalkan, Mahmut Benzer, İbrahim Benzer, Nurettin Benzer, Ömer Benzer, Abdullah Benzer, Çiçek Benzer, Ayşe Benzer, İbrahim Borak, Şerife Yıldırım, Melike Yıldırım, Şaban Yıldırım, İrfan Yıldırım, Hunav Yıldırım, Elmas Yıldırım, Fecriye Altan, Hacı Altan, Kerem Altan, Mahmut Oygur, Ayşe Oygur, Adil Oygur, Asya Yıldırım, Kerem Yıldırım, Mirza Yıldırım ve Şevket Yıldırım.
 
Katliamda Yaralananlar İse Şöyle:
Bahar Bengi, Lale Erdin, Ercan Bengi, Zülfiye Bengi, Behiye Bengi, Mehmet Aykaç, Fatım Benzer, Cafer Koşcan, Asiye Yıldırım, Süleyman Benzer, Cafer Kaçar, Hüsniye Kıraç, Hatice Bayi.
 
 
 
 
Abit Dündar-İLKHA