Hüküm yasanın gerekçesinde de açık bir şekilde yer aldı. Anayasa`nın 145. maddesinin gerekçesi, Yüce Divan tartışmasına son noktayı koydu. Genelkurmay eski Başkanı Başbuğ`un suçlandığı maddeler için gerekçede “Bu suçlar kim tarafından işlenirse işlensin, adliye mahkemelerinin yargılama yapacağı hükme bağlanmaktadır” deniliyor.
Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ`un Yüce Divan`da yargılanmasının yolunu Anayasa`nın 145.maddesinin gerekçesinin tamamen kapattığı ortaya çıktı. Gerekçede Başbuğ`un işlediği iddia edilen suçlardan dolayı adliye mahkemelerinde yargılanacağı açık ve net olarak vurgulanıyor. Anayasa`nın 145. Maddesi ‘Askeri Yargı`nın görev alanını belirliyor. Referandumda yapılan değişiklikle yasaya asker kişiler tarafından işlenen askeri suçlar ile bunların asker kişiler aleyhine ve asker hizmet ve görevleriyle ilgili işledikleri suçlara ‘Askeri Mahkemeler`in bakması hükmü getirildi.
145 KAPSAMINDA
Bu suçlar arasında 312.maddedeki “Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti`ni ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs edenkimseye ağırlaştırılmışmüebbet hapis cezası verilir” maddesi de bulunuyor. Genelkurmay eski Başkanı Başbuğ, ‘İnternet Andıcı” soruşturmasındamahkeme tarafından “cebir ve şiddet kullanarak hükümeti ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen ve tamamen engellemeye teşebbüs” ile “terör örgütü yöneticiliği” suçlarından tutuklandı.Gerekçede açık olarak yazıldığı için Başbuğ`un özel yetkili mahkemelerde yargılanmasının anayasal zorunluluk olduğuna dikkat çekiliyor.
ÖZEL HÜKÜM ‘GÖREV SUÇU` iÇiN
Genelkurmay eski Başkanı`nın Yüce Divan`da yargılanmasını öngören Anayasa`nın 148. maddesinin ise ‘özel hüküm` olduğu kaydediliyor. 145.maddedeki genel hüküm yerine 148.maddedeki özel hükmün uygulanmasının sadece görev suçlarını kapsadığı vurgulanıyor. Anayasa Hukukçusu Prof. Dr. Yusuf Şevki Hakyemez, yorum yapılırken ‘görev suçu` ile ‘görevde iken` suçun karıştırıldığına dikkat çekti. Hakyemez, “Genelkurmay Başkanı`nın İnternet Andıcı hazırlatıp internet siteleri kurdurmak gibi bir görevi yoktur. Bunu görevdeyken işlemesi ile görev suçu olduğu anlamına gelmez” dedi. Genelkurmay Başkanı`nın Yüce Divan`da yargılanmasının özel hüküm olduğunun altını çizen Hakyemez şöyle devametti: “Ancak bu sadece görev suçları ile ilgili özel hükümdür. Burada özel hüküm var denilerek Yüce Divan`da yargılama yapılamaz. Yargıtay üyeleri görevleri ile ilgili suçlardan dolayı Yüce Divan`da yargılanır. Yargıtay üyeleri görev suçlarından dolayı Yüce Divan`da yargılanırken diğer suçlardan dolayı Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından yargılanmaktadır. Askerler işledikleri görev suçlarından dolayı askeri mahkemelerde yargılanır. Ancak Genelkurmay Başkanı için Yüce Divan`da yargılama şartının getirilmesi özel hükümdür. 148. madde, 145. maddedeki düzenlemenin özel hükmü olarak yorumlanamaz.
AK PARTi`NiN ADRESi ADLi YARGI
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ`un, sivil mahkemelerde yargılanması gerektiğini söyledi. Çelik, Kılıçdaroğlu hakkında hazırlanan fezlekeden Başbakan`ın haberi olduğu iddialarına ise “Peki Sayın Başbakan hakkında hazırlanan fezlekelere ne diyeceksiniz? Bakanlarımızdan İsmet Yılmaz var, Ömer Çelik için hazırlanan fezlekeler var bunları da mı Sayın Başbakan hazırlatıp göndertti” karşılığını verdi. Çelik, düzenlediği basın toplantısında Kılıçdaroğlu`nun fezlekenin ardından ‘kahraman edasıyla` dolaştığına işaret ederken “O duymuş ki cezaevine girince insanlar dönüp Başbakan oluyorlar. Sayın Kılıçdaroğlu herkes cezaevine girince Başbakan olmuyor Sinan Aygün de cezaevine girdi, o başbakan falan olmadı” ifadelerini kullandı. Çelik, MHP`yi de ulusalcılık konusunda CHP ile aynı safa gelmekle suçladı. Çelik`in gündeme ilişkin açıklamalarının satırbaşları şöyle:
BAŞBUĞ, ŞU ANKİ MAHKEMEDE YARGILANMALI
Mesleğinizle ilgili bir suç olursa Yüce Divan`a gidersiniz doğru ama bu bir askeri suç değil. Diyelim ki siz ordu komutanısınız verdiğiniz bir emirle ülkeyi felakete sürüklediniz. Bu konuda sizi Yüce Divan yargılar. İster Genelkurmay Başkanı ister Başbakan ister normal vatandaş, herkesin adil yargılanma hakkı vardır, bu hukukun şaşmaz prensibidir. Benim şahsıma sorarsanız ben Başbuğ`un Yüce Divan`da değil, şu anda yargılandığı yerde yargılanması gerektiğini düşünüyorum.
DARBECİ, TERÖRİSTTEN DAHA MI ASİL?
Sanki darbecilik teröristlikten daha asil bir suçmuş gibi bir bakış açısı sergileniyor. Darbecilik nedir? Toplumda dehşet oluşturmaktır. terörizm. Teröristler bunu silahlarıyla yapar, peki darbeciler ne yapar? Darbeciler de silah zoruyla gelir yönetime el koyar, halkın iradesini hiçe sayar ve bunu silah zoruyla yapar. Bu silahlar halkın vergileriyle alınmış silahlardır ama gün gelir o silahlar halka doğrultulur. Aradaki fark nedir Allah aşkına?
ÖLÜM DÖŞEĞİNDE DE OLSA HESAP VERİLİR
Türkiye`deki bütün darbeciler, teşebbüs edenler ölüm döşeğinde de olsa yargılanmalı. İbret-i alem için bu böyle olmalıdır. Artık darbe, söylenti, muhtıra, andıç hayatımızdan çıkmalıdır. Herkesin elbette ki takkesi düşer ve kel görünür. Her şeyin hesabı sorulacaktır. Yunanistan`ın, Şili`nin, Portekiz`in yaptığı gibi bütün bu işe kalkışanlar ve yapanlar hesap vermeli.
28 ŞUBAT DA YARGILANMALI
Bunlar 28 Şubat için de yapılmalıdır. 28 Şubat bir işkence dönemidir. Tanklar Sincan`da milletin iradesinin üzerinden yürütüldü. Bunlar unutulmaya terk edilmemelidir. Kılıçdaroğlu diyor ki; ‘Neden bu dönemi yargılamıyorsunuz?` Biz mi yargılama yapıyoruz. 28 Şubat sürecinde Türkiye`de adeta bir rezillik sergilendi, uyuşturucu baronlarının, zamparaların ortaya sürüldüğü bir dönemdi o dönem ve medyamız maalesef bunun aracısı oldu.
BUGÜN GAZETESİ