Gaziantep`te iki yıl önce açılan İslam Bilim ve Teknik Tarihi Müzesi`nde Müslüman bilim adamlarının icatları ziyaretçilerden büyük ilgi görüyor.
Fizik ve matematik âlimi İb`ul-Heysem, Eczacı, hekim, jeolog, coğrafyacı Bîrûnî, astronom, mühendis, mekanikçi Takiyyuddin Raşid, astronom Ebu Mansur gibi 29 Müslüman dâhinin ortaya koydukları eserlerin prototipleri müzede sergileniyor.
Gaziantep`te iki yıl önce Şahinbey Belediyesince tarihi bir binanın resterasyonu sonucu kurulan İslam Bilim ve Teknik Tarihi Müzesi, Müslümanların bilim ve teknolojiye önderlik yaparak insanlık tarihinde önemli adımların atılmasını sağladıklarını gösteriyor.
Bayram dolayısıyla tarihi müze yoğun bir ilgi görüyor. Müzeyi ziyarete gelen ziyaretçilerin çoğunluğunun öğrenci olması ise gözden kaçmıyor.
Müze ziyaretçileri, Müslüman bilim adamlarının tarihte çok büyük işler başardığın ancak batılı bilim adamlarının isimlerini daha çok ön planda olduğunu üzülerek belirttiklerini ifade ettiler.
Türkiye'de bulunan iki İslam Bilim ve Teknik Tarihi müzesinden birinin de Gaziantep'te bulunmasının kendilerini gururlandırdığını belirten ziyaretçiler, tarihte Bilim adamlarının çoğunluğunun İslam alimi olmasının aslında İslam`ın bilime verdiği önemi gösterdiğini ve bilim dallarının çoğunluğunun da Müslümanların elinde olması gerektiğini söylediler.
Bayram ziyareti için Gaziantep`te gelen ve öğrenci olan Burak Köksöken, müzeyi çok beğendiğini söyleyerek, “Her şey birbirini tamamlıyor. Çok otantik bir müze olmuş. Müzeyi çok beğendim. İslam tarihi ile ilgili, İslamî bilim adamlarının çoğunun tıpla ilgilendiğini biliyorum. Müze çok güzel bütün eserlerde birbirini tamamlamış. İlk kez İslam tarihi ile ilgili bir müze görüyorum.” dedi.
Türkiye'deki iki İslam Bilim ve Teknik Tarihi müzesinden birinin de Gaziantep'te bulunmasından mutluluk duyduğunu belirten Can Yurtsever isimli öğrenci ise, bütün öğrencilerin gelip müzeyi gezmelerini tavsiye etti.
Yurtsever, “Müzeyi güzel buldum. Tasarım çok güzeldi. Kendi memleketimde böyle bir müze olduğu için çok mutluyum. Eserler çok güzel olmuş. İslam bilim adamların buluşları yer alıyor. Onların eserlerini sergilenmesi güzel olmuş. Müzeyi daha önce de gezmiştim. Bütün öğrencilerin gelip bu müzeyi gezmelerini tavsiye ederim. Müzeyi diğer arkadaşlarıma da önereceğim.” ifadelerini kullandı.
“Bilim adamlarının çoğunluğunun İslam âlimi olması çok güzel”
Bilim adamlarının çoğunluğunun İslam âlimi olmasının kendisini sevindirdiğini belirten Ahmet Yolagitmez de “Müze çok güzel. Bizim de dinimizi öğrenmek, İslam tarihi ve bilimi ile ilgili iki tane müzemizin olması Gaziantep için çok iyi. Bizim hep tıpla ilgili bilgilerimiz vardı. Bilim adamlarının çoğunluğunun İslam âlimi olması çok güzel bir şey. Arapça harfler, onlar daha çok ilgimi çekti.” şeklinde konuştu.
İslam Bilim ve Teknik Tarihi Müzesi
İslam Bilim Tarihi Müzesi için belediye tarafından tahsis edilen bina 19. yüzyılın başlarında yapımı tamamlanmış bir okul binası. Bu durum yapının pencerelerinin oldukça fazla ve yüksek olmasına neden olmuş, bu mimari çizgi de binanın 3 katında da belirleyici bir unsur oluşturmuş. Yapının bu mimari üslubu müzenin yerleşim düşüncesi bakımından önemli bir sorun teşkil etmiş. Mimari sorunlar Müslüman kaşiflerin, mucitlerin oldukça mütevazi bir yaşama sahip olmalarından, çalışmalarını genellikle bir atölye ortamında kısıtlı imkanlarla yürütmelerinden hareketle okul binası bir atölye hissi verecek şekilde planlanmış.
Mekâna tarihi bir atölye havası verme düşüncesinden hareketle tezgâhlar ile diğer sergileme elemanlarının üretimi için kullanılan ahşap çeşitli uygulamalardan geçirilerek eskitilmiş ve böylelikle teorik bilginin mahir ustaların tecrübesiyle birleşmesi neticesinde bu zorlu sürecin üstesinden gelinmiş.
Bir sonraki aşama atölye tezgâhlarını ve diğer sergileme unsurlarını üretmek için malzemeye karar vermek olmuş. Sergileme malzemesinde kaçınılmaz olarak ahşap tercih edilmiş ve asıl sorun ahşabın birkaç asır önceden kalmışçasına yapıya dahil edilip eskitilmesi olarak ortaya çıkmış. Bu işlem için belirli bir yöntem bulunamaması nedeniyle doğal bir biçimde eskimiş malzeme kullanmaya karar verilmiş.
Bu doğrultuda Türkiye`de ve yurt dışında çeşitli tren yollarında 1950`den günümüze kadar ıskartaya çıkmış traversler bulunup örnekleri atölyede incelemeye alınmış. Fakat dış ortamlarda geçirdiği uzun süre boyunca ahşabın içine işleyen kokunun etkisiz hale getirilmesi için ahşap elemanların biçilip uzun bir süre dinlendirilmesi gerekmiş. Bu sorunun üstesinden gelebilmek için solvent, tiner veya boya içermeyen tamamen doğal yağlar ve özel karışımlar sonucunda ideal bir eskitme sıvısı elde edilmiş. Lakin bu sıvı her ahşapta farklı bir görüntü oluşturmuş ve bu nedenle ideal eskimiş görüntü için en doğru ağacın seçilmesi gerekmiş. Araştırmalar neticesinde buna en uygun ağacın meşe olduğu görülmüş. Nihayetinde teorik bilginin mahir ellerle buluşması sayesinde bu meşakkatli işin üstesinden gelinmiş.
Müzede yer alacak eserlerin araştırılması ve üretimi ise en hassas konuların başında gelmiş. Bu amaç doğrultusunda ve bilim tarihi uzmanları ve küratör ekip tarafından gerçekleştirilen araştırmalar neticesinde İslam Bilim Tarihi Müzesi`nde astronomiden tıbba, coğrafyadan fiziğe değin 100 kadar adet aletin replikasının yer alması planlanmış.
İslam bilim tarihi açısından kilometre taşı sayılacak nitelikteki yüzlercesi içinden seçilen bu aletler, çok aşamalı bir süreç sonunda sergilenecekleri müzeye ulaşmış. Her bilim dalının farklı türde aletler kullanmış olması, benzerlerinin imalatı aşamasında onlarca farklı meslek grubuyla çalışmayı gerektirmiş. Bilim Tarihi Müzesi`ne sergilenecek olan aletlerin birçoğu modern dünyada kullanılmadığından üretimlerin her biri de model niteliğinde olmuş. (İbrahim Koçyiğit- İLKHA)