Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Ahmet Hamdi Akseki Cami'nde, kıldırdığı bayram namazının ardından hutbe verdi.

Ramazan Bayramı'nın insanı kendisine yabancılaştıran maddeye karşı direnmenin, fıtrata dönmenin, iftarın ve infakın bayramı olduğunu ifade eden Görmez, “Bu bayram yeryüzünü ifsad edenlerin değil ıslah edenlerin, selaha ve felaha erenlerin bayramı. Bu bayram cana kıyanların, kan akıtanların, korku salanların bayramı değil bu bayram insanlara hayat ve huzur verenlerin bayramıdır." diye konuştu.

"Müslüman olmak insan olmanın hakkını vermektir"
Görmez, şiddet, vahşet, savaş ve acılarla sarsılan yeryüzünün Hazreti Muhammed'in son temsilcileri olan Müslümanlardan büyük bir ümit kıvılcımı beklediğini söyledi.

"Rabb'imiz bizden ümitli ki bizi bu bayrama eriştirdi. Rabbimiz günahımıza rağmen bizden ümidini kesmedi. Unutmayınız, Müslüman olmak insan olmanın hakkını vermektir" diyen Görmez, şunları kaydetti:

"Biliyorum sevinçlerimiz gölgeli, kalbimiz acıyor, yüreklerimiz kanıyor. Sevinmeye dahi utanıyoruz. Bizler bayram yaparken İslam beldelerinde bombalar patlıyor. İnsanlar ölüyor. Yüreklere bombalar düşüyor. Daha dün Bağdat`ta onlarca insan katledildi. Daha dün gece sevgili Peygamber'imizin börtü böceğe dahi dokunmayı yasakladığı Medine'de bombalar patladı. Biz 'bayram' diyoruz ama ramazan ayında nice çocuklarımız yetim kaldı. Nice evlatlarımız ebediyete uğurladık, şehit verdik. Biliyorum 'iyiyim' demeye çekiniyorsunuz. Yüreğiniz buruk, gönlünüz kırık, kalbiniz mahzun. Zira İslam diyarlarında ölüm korkusuyla evlerini terketmiş kadınlar, çocuklar, yaşlılar mülteciler ve kimsesizler var. Biz bayram yaparken Afrika açlık ve susuzluğun pençesinde, baskı ve zulüm altında inlemeye devam ediyor."

Bayramlarda sevinçlerin paylaşıldığı gibi hüzün ve acıların da paylaşılacağını vurgulayan Görmez, "Bugün bize düşen yangın yerine dönen evlerimizi bayram neşesiyle canlandırmak, viran olan hanelerimizi bayram sevinciyle mağrur eylemektir. Bugün bize düşen bayramı göremeyen kardeşlerim adına da bayramı hakkıyla eda etmektir."