Hüseyin Kaya / Doğruhaber

Hükümetin gerek dış gerekse de iç politikada kısmi değişikliklere gideceği öngörülüyordu; ama eski dönemle makasın bu kadar açılacağını herhalde çok az kimse tahmin etti.

İsrail ve Rusya ile yumuşama süreci başlatan hükümet hızını alamadı Mısır ile de ilişkilerin düzeltilmesinden söz etti. Bazıları Irak ve Suriye yönetimleri ile de görüşmelerin başlayabileceğinden söz ediyorlar.

Görünen o ki, yeni yöntem siyasette değil de devlette devamlılığın esas alındığı düşüncesinin hakim olduğudur.

Peki, eski söylemler nereye oturtulacak?

Toplumsal hafızanın zayıflığına güvenip Demirel`in meşhur “dün dündür” siyaseti mi takip edilecek yoksa yeni durum şerh mi edilecek? Sanki ikisiyle beraber farklı bir taktik daha devreye sokulmuş gibi görünüyor.

Nasıl mı?

Konuyu PKK üzerinden okumaya çalışalım. PKK`nin taktiği eskiden beri değişmemiştir. Bir eylem yapıldığında eğer örgüt bundan puan kazanırsa üstlenir, puan kazanmazsa ya “yerel birimlerin inisiyatif kullanması” diyerek izah eder ya da TAK ismi ile hedef saptırır, kafaları karıştırmaya gayret eder.

Hükümetin durumu da biraz bunu çağrıştırıyor.

Erdoğan söylemlerine devam edecek; ama ilişkileri düzeltme ve onarma görevini Binali Yıldırım ve kabinesi yapacak. Özellikle Mısır ve Suriye konusunda.

Eğer yarın bir sorun çıkarsa Erdoğan değil de Binali Yıldırım ve ekibindeki bazı isimler tasfiye edilecek. Erdoğan`ın durduğu yeri koruduğu, yanlışı yapanların diğerleri olduğu vurgulanacak.

Erdoğan bu duruma ne kadar sabreder, nerede işe müdahale eder bilinmez; ama taktiğin devreye sokulduğu ve fayda umulduğu görülüyor.

Değişime de “eksen kayması” değil “Türkiye`nin menfaati için taktik değişikliği” diyecekler.

Karşı çıkıp tepki gösterenler ise daha şimdiden “vatan haini” damgasını yemeye başladı.