Uludağ Çevre Teknolojileri Ar-Ge Merkezi (ULUÇEV) Genel Müdürü Prof. Dr. Kadir Kestioğlu, 22 Nisan 2016 tarihinde imzalanan Paris İklim Antlaşması`nı ve bu süreçte Türkiye`nin atması gereken adımları değerlendirdi. İklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin ayak seslerinin ülkemizde de işitilir olduğunu söyleyen Prof. Dr. Kestioğlu,  bir an önce temiz enerjiye yönlenilmesi gerektiğinin altını çizerek, “Yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği konularında teşvik sağlanmalı aynı zamanda karbon fiyatlaması sağlanarak, karbon kullanımının önüne geçilmeli.” dedi.

İklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin tüm dünyada olduğu gibi Türkiye`de de yaşanmakta olduğunu ifade eden Prof. Dr. Kadir Kestioğlu, “Mevsimsel değişiklikler, erken açan çiçekler, sel felaketleri, ani sıcaklık yükselmeleri gibi iklim değişikliğine bağlı bir takım farklılıklar ülkemizde de yaşanmaya başlanmıştır. Dolayısıyla ülke olarak gerekli tedbirleri almamız gerekmektedir.” şeklinde konuştu.

“Ortak amaç, yaşanabilir bir dünya”

Tüm insanlığın ortak amacının, sürdürülebilir kalkınmanın benimsendiği, çevre kirliliğinin önlendiği, daha temiz ve daha yaşanabilir bir dünyaya ulaşmak olduğunu dile getiren Prof. Dr. Kestioğlu, “Bu nedenle zaman kaybedilmeden iklim değişikliğinin önlenmesine yönelik hem ulusal hem de uluslararası sorumluluklar yerine getirilmelidir. 22.04.2016 tarihinde imzalanan Paris İklim Antlaşması`nda, atmosferdeki ısı artışının 1,5°C olarak sınırlandırılması ve 2030 yılına kadar karbon emisyonlarının da yüzde 40 oranında azaltılması temel hedef olarak belirlenmiştir.” İfadelerini kullandı.

Bu bağlamda ülkelere de bir takım sorumluluklar yüklendiğini hatırlatan Prof. Dr. Kestioğlu, “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve diğer bakanlıklarda faaliyet gösteren ‘İklim Değişikliği Birimlerinin` sorumlulukları arttırılmalı, Türkiye Yeşil İklim Fonu başta olmak üzere yüksek miktarda dış kaynak sağlamalı, 2050 yılı ve sonrasını kapsayacak, ‘Ulusal Katkı Beyanları` hazırlamalı, Temiz enerjiye hızla yönelmeli, yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği konularında teşvik sağlanmalı, aynı zamanda karbon fiyatlaması sağlanarak karbon kullanımının önüne geçilmelidir.” dedi.

“Güneş enerjisi kullanımı artmalı”

Yer altı sularının beslenmesinin de önemli bir tedbir olduğunu savunan Prof. Dr. Kadir Kestioğlu, sözlerini şöyle sürdürdü; “Hem Paris İklim Antlaşması`nda istenen zorunluluklar, hem de Türkiye`nin yerine getirmeyi taahhüt ettiği şartlar, elbette iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini belirli oranda önleyecektir. Ancak bu tedbirler uzun zaman alacaktır. Bunların yanında derhal uygulayabileceğimiz çok önemli bir tedbir vardır, o da mevcut Kentsel AAT`lerden çıkan suları ileri derecede arıtarak yeraltı sularını beslemektir. Türkiye kömür santrallerini yaygınlaştırmaya çalışırken, İngiltere`de ilk kez güneş enerjisi kullanımı, kömür santralleri kullanımını geçmiştir. Portekiz, kömür santrallerini 3 gün boyunca kapatarak güneş ve rüzgâr enerjileri ile ülkenin enerjisinin yeterli olabileceğini göstermiştir.” (Zeki Aras- İLKHA)