Hüseyin Kaya / Doğruhaber
Irak coğrafyasında çatışmalar beraberinde keskin ayrışmaları ve yeni ittifakları getiriyor.
Mesud Barzani`nin “bağımsızlık” odaklı söylemleri artarken Kürdistan`ın diğer yapılanmalarından garip açıklamalar ve girişimler geliyor.
Mesela…
Kürdistan hükümetinin ve Barzani çevresinin Nuri Maliki dönemi Irak merkezi hükümetinden şikayetçi oldukları bilinen bir şey. Hatta KDP yöneticileri Maliki`nin “Kürtlerin hakları” noktasında Saddam`dan bile geri bir noktada olduğunu söylüyorlardı. Maliki de Kürdistan`ın bağımsızlığını kesinlikle kabul etmeyeceklerini gerekirse güç kullanacaklarını söylemişti.
Maliki görevini bırakmak zorunda bırakıldı; ama gücünden ve etkinliğinden fazla bir şey kaybetmedi. Bunun en büyük sebebi ise İran desteği.
Kürdistan`ın diğer büyük partisi olan Talabani`nin YNK`sı ise GORAN`ın ayrılmasından sonra büyük oranda gücünü kaybetti.
Son zamanlarda İran`ın desteğiyle YNK ve GORAN arasında bir ittifak ve anlaşma yapıldı. İki yapılanma da İran`ın ve Maliki`nin isteği doğrultusunda Kürdistan`ın bağımsızlığına karşı çıktılar. Özellikle GORAN hareketinin PKK ile de işbirliğine geçmesi Kürdistan bölgesinde kısa süreli bir kaosa sebep oldu. Şu anda halihazırda Kürdistan bölgesi fiili olarak bölünmüş durumdadır.
YNK ve GORAN ittifak anlaşmasını Nuri Maliki tebrik etti. Anlaşmanın arkasında İran`ın varlığını bilen Türkiye ve Barzani bu durumdan rahatsız.
Görünen şey Irak`ın etnik ve mezhebi faktörlerin dışında başka örgütsel sebeplerle de ayrışmaya doğru gidebileceğini gösterdi.
Bir yeni ittifak iddiası da Barzani ve Sünni aşiretler arasında…
Sünni Arap aşiretleri, Musul operasyonuna Şiilerden oluşan Haşdi Şabi`nin değil de Peşmergenin katılmasını istiyor. Hatta bazıları daha da ileri gidip bölgede bir Kürt-Sünni Arap federasyonunun gündeme gelebileceğini söylüyor. Bunun için özellikle Suudi`nin çaba harcadığı belirtiliyor.
Irak coğrafyasında mezhebin yeniden belirleyici hal alması tarafların biraz daha keskinleşmesini ve ayrışmaların farklı alanlarda yaşanacağını gösteriyor.