Mehmet Tahir Özsoy- İstanbul
Ramazan ayının son on gününde idrak edilen itikaf, Peygamber efendimiz(sav)'in hiç terk etmediği sünnetlerdendir. İtikaf nedir? fazileti ve İtikafın manevi hayata etkileri gibi birçok konuda merak edilenleri İttihadul-Ulema üyesi Cemal Çınar Doğruhaber'e anlattı. “Bir memlekette hiç kimsenin itikafta bulunmayacak olmasının umumi felaketlerin zuhur edebileceğine dikkat çeken Çınar, gelmesi muhtemel bu felaket ve belaları defetmek için mutlaka itikaf yapılması gerektiğini ifade etti.
İtikaf, lügatta; bir şeye devam etmek, bir yerde durup beklemek manasına geldiğini dile getiren Çınar; “Şer'i ıstılahta ise cemaatle beş vakit namaz kılınan cami, mescit veya bu hükümdeki yerde itikaf niyetiyle (ibadet ve taat kastıyla) bir süre durup, oturmaktır. Evlerde yalnız kadınlar itikaf edebilirler. Bu ibadeti ifa eden kimseye de mu'tekif yani itikaf yapan denir.” diye konuştu.
‘RASULULLAH (S.A.V) RAMAZAN'IN SON ON GÜNÜNÜ İTİKAFLA GEÇİRİRLERDİ'
Ramazan-ı Şerif'in son on gününde girilen itikafın, kifaye yoluyla müekked bir sünnet olduğunu belirten Çınar; “Rasulullah (s.a.v) Efendimiz, Medine'ye hicretlerinden sonra, dar-ı bekaya irtihallerine kadar, her Ramazan ayının son on gününü itikafla geçirirlerdi. Şayet bir memlekette hiç kimse itikafta bulunmayacak olursa, umumi felaketler zuhur eder. Gelmesi muhtemel bu felaket ve belaları defetmek için mutlaka itikaf yapılmalıdır. İtikafın müddeti on gündür. Herhangi bir süre belirtmeksizin itikafa niyet edilirse, on günden aşağı olamaz. Ama niyette süre belirtilmiş ise, belirtilen süre kadar durulur. On gün beklenmesi icap etmez. Bir itikafın en az müddeti, İmam Ebu Hanife ve İmam Ebu Yusuf(R.A)'a göre bir gündür. İmam Şafii, İmam Muhammed (R.A)'e göre ise az bir zamandır. Bu itibarla camilere, mescitlere girerken, ‘buradan çıkıncaya kadar itikafa niyet ettim' denilebilir.” cümlelerini kullandı.
‘İTİKAF ESNASINDA KONUŞMALARA DİKKAT…'
İtikaf esnasında kişinin konuşmalarına dikkat etmesi gerektiğine değinen Çınar; “İtikaf esnasında malayani(boş) söz, kalp kırıcı, başkasının aleyhinde veya konuşurken birisinin var olan eksik taraflarını, sırf onu yermek niyeti ile söz söylemek, her ne kadar itikafı bozmasa da, sevabını zayi ettirir. Zira aksi takdirde ibadethanelerde, dünyanın ıslahı için olan kelamın dışında, dünya kelamı konuşmak uygun olmaz.” ifadelerini kullandı.
İtikafın fazileti hakkında bir Hadis-i Şerif aktaran Çınar; “İbn-i Abbas(r.h.) Resulullah (s.a.v.) Efendimizin'in Kabr-i Şeriflerini işaret ederek, demiştir ki; ‘… şu kabrin sahibini şöyle derken işittim; ‘Kim, Allah'ın rızasını talep ederek bir gün itikafa girerse, Allah Teâlâ onunla, ateş arasını doğu ile batı arasındaki mesafeden daha büyük, üç hendek ile ayırır.' diyerek itikafın önemine vurgu yaptı.
İtikafa giren kişinin camide yiyip içebileceğini, uyuyabileceğini, kendisi ve ailesi için muhtaç olduğu alışverişi yapmasının caiz olduğunu söyleyen Çınar; “Ancak ticaret maksadıyla, mal hazırlaması ve yine bu maksatla alışveriş etmesi veya malayani sözler konuşması mekruhtur. Konuştuklarının hayırlı sözler olması gerekir.” dedi.
‘İTİKAF İÇ ÂLEMİMİZİ, İNŞA EDER'
İtikafın manevi boyutuna da değinen Çınar; “İslam itikadının temel esaslarının çoğu gaybidir. Gayb denilince insanın deruni iç âlemi akla gelir. Bu bağlamda ‘itikafa' baktığımızda kişinin iç âlemini imar eden ibadetlerden biri de itikaftır. İnsanımızın bu iç âlemi dediğimiz, ruhunu diriltecek bir zaman ve mekana ciddi manada ihtiyaç vardır.” cümlelerini kullandı.
‘İTİKAF BÜYÜK BİR RAHMET KAPISIDIR'
Ramazan 11 ayın sultanıdır. Bin aydan daha hayırlı olan Kadir gecesi de bu ayda bulunmaktadır. Dünya hayatının konforu, nefsin bolca aldığı gıdalar ile yara alan iç âleminizi arındırmak istiyorsanız bunun en iyi ilacı itikaftır diyen Çınar; “Şüphesiz bunu sağlayabilmek için manevi bir ortama ihtiyacınız vardır. O da Allah'ın evi dediğimiz camilerdir. İtikafın mutlaka camilerde olma şartının esprisini de bu bağlamda okumak lazım. Evet, bütün bu güzellikler için itikaf büyük bir rahmet kapısıdır.” diyerek herkesi bu sünneti yerine getirmeye davet etti.