Şanlıurfa'nın Birecik ilçesine bağlı Yeni Akpınar köyü, davalık olan fıstık bahçesi ile gündeme gelmeye devam ediyor. Yüzlerce fıstık ağacının kimliği belirsiz kişilerce kırılmasının ardından kimi basın organlarının kendilerini işgalci gibi gösterdiklerini belirten köy sakinleri, çıkan haberlere tepki göstererek yıllardır yaşadıkları köylerinde işgalci olmadıklarını söyledi.
‘Avukatın köyü’ olarak bilinen Yeni Akpınar köyünde 2 aile arasında davalık olan fıstık bahçesinde yüzlerce ağacın kırılmasının ardından köyün tapusunu elinde bulunduran Abdulkadir Fehmi Akhan’ın oğlu Hüsnü Alper Akhan, ağaçları davalı olduğu Demir ailesinin kırdığını iddia etmiş, Demir ailesi de Akhan’ın davalık olan bahçede kendilerini haksız duruma düşürmek için kırdırttığını ileri sürmüştü.
Yaşanan olay üzerine Hüsnü Alper Akhan'ın ifadelerine dayandırılarak basında yer alan kimi haberlerde kendilerinin işgalci olarak lanse edildiğini dile getiren Demir ailesi, söz konusu haberlerin tek taraflı yapıldığını ve doğruyu yansıtmadığını ifade ettiler.
1974’ten bu yana köyde ikamet eden Demir ailesi, yaşadıklarını İLKHA’ya konuştu. Demir ailesi, yıllardır yaşadıkları köylerinde işgalci gibi gösterilmelerine bir anlam veremediklerini belirtti.
1974’ten bu yana tek bir ağacın bile bulunmadığı köyde dişlerini tırnaklarına takarak bu hale getirdiklerini ifade eden Ali Demir, “Ben 8-9 yaşındaki iken rahmetli babamla birlikte bu köye geldik. Biz geldiğimizde bu köyde bir tek ağaç bile yoktu. Burada yapılan her şeyi biz dişimizi tırnağımıza takarak yaptık. Buradaki evlerin hepsini biz yaptık. Hatta bu köy davalık olduğu için bir ara 80 hane bu köy bizim diyerek baskın yaptı. O dönemde avukat ‘siz köye sahip çıkın avukatlık da benden biz yüzde 50 ortağız, biz kardeşiz’ dedi. Biz de kendimizi köye siper ettik. Evlerimiz kurşunlandı. Ama şimdi bizi çıkarmaya çalışan avukat o dönemde 3 yıl köye ayak bile basamadı. Şimdi de işi bitmiş diye kalktı bize ihanet etti. Tehditle, baskıyla bizi köyden çıkarmaya çalışıyor. Biz de kendi hakkımızı hukuki yollarla aramaya çıktık bir de baktık ki avukat, köyün tapusunu üstüne almış sonra da hanımına ve oğluna devretmiş ki hakkımızı ortadan kaldırsın.” dedi.
Son günlerde kendileri hakkında çıkan olumsuz haberleri değerlendiren Abdulkadir Demir de çıkan haberlerde kendilerinin köyde işgalci gibi gösterilmesine tepki gösterdi.
“Bizim tapulu ve senetli yaklaşık 2 bin dönüm arazimiz var”
Elinde tapu ve senetlerinin olduğunu söyleyen Demir, “Benim elimde avukatın kız kardeşi Hatice Göngür’den aldığımız müstakil olarak 1270 dönümlük arazimizin tapusu var. Şu an ikamet ettiğimiz yerde ise senetli ve tapulu 900 dönüme yakın arazimiz var. Ama 1974’ten beri işgalci olmadığımız köyümüzde babamın vefatıyla birden işgalci duruma düştük! Şimdi köyümüzde 60 hane var ve bu evler bir gecede inşa edilmedi. Şimdiye kadar bize yönelik herhangi bir şikâyet de olmadı. Ne var ki babamın 2015 yılında vefat etmesiyle birlikte bize baskı uygulanmaya başlandı. Hatta son olarak senetli olan malımızı kırıp üzerimize atmaya çalışarak bizim hakkımızı yok etmeye çalışıyorlar. Burada çok iyi bir tezgâh hazırlanmış. Neden ağaçları kırılan bahçenin bitişiğinde bulunan diğer tarlalara dokunulmuyor da bizim ortaklaşa ektiğimiz ve davalık olan bahçenin ağaçları kırılıyor? Bizi haksız duruma düşürmeye çalışıyorlar.” ifadelerini kullandı.
Kız kardeşi Hatice Göngür’den satın aldıkları tapulu 1270 dönümlük araziye yerleşmek istedikleri zaman Abdulkadir Fehmi Akhan’ın kendilerine izin vermeyip köyde kalmalarında ısrarcı olduğunu belirten Demir, şöyle devam etti:
“Abdulkadir Fehmi Akhan’a soruyorum: Neden tapumuzu aldığımız o gün arazimize yerleşmemize izin vermeyip buraya yerleştirdin de şimdi böyle oyunlara başvuruyorsun? Abdulkadir Fehmi Akhan, bu bölge ‘kuradalar’ tarafından işgal edildiği zaman 3 yıl köye gelemedi. Yandaki Sekili köyüne gelirdi. O zaman babama söz vermiş ‘biz ortağız köyü koruyun' diye. Hatta bir abim aldığımız arazinin üzerine ev yapmaya gitti. Onu gidip geri getirdi. Çünkü o biliyordu ki o dönemde eğer biz köyden çıksaydık köy elden gitmişti. Ama adam bugün kendi adına tapu yapmış, işini sağlama bağlamış o gün verdiği sözleri yerine getirmiyor.”
“Jandarma köye gelerek köyü boşaltmamız istendi”
Babasıyla Abdulkadir Fehmi Akhan’ın 50 yıllık bir dostluğa sahip olduğunu dile getiren Demir, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Babam son yıllarda hastaydı. Onunla sürekli ben ilgileniyordum. Babam ona ısrarla tapu ne oldu diye soruyordu. O da hep kaçamak cevaplar veriyordu. Bir gün öğrendik ki köyün tapusunu kendi üzerine yapmış. Babam bana dedik ki ‘bana en büyük ihaneti Abdulkadir Fehmi Akhan yaptı. Bana bu köyün tapusunu çıkaralım yarısı benim yarısı da senindir demişti ama bana ihanet etti. Siz de hakkımızı ona bırakmayın, peşine düşün’ dedi. Ve babam vefat ettiğinde taziyemize bile gelmedi. Babamızın dostudur diye telefon açıp vefat haberini vermek istedik ama telefonlarımıza cevap bile vermedi. Taziye devam ederken bir de baktık ki Jandarma köye gelerek köyü boşaltmamız istendi.”
“Babama, resmi işlemleri daha kolay yürütmek bahanesiyle bazı boş evraklar imzalattırdı”
Abdulkadir Fehmi Akhan’ın, 26 yıl boyunca köyde muhtarlık yapan babasının adına resmi işlemleri daha kolay yürütmek bahanesiyle bazı boş evraklar imzalattırdığını ileri süren Demir, avukatın bu evraklar üzerinden köyün tapusunu sadece kendi adına geçirdiğini, sonra da bu durumu yıllarca köy "hala davalık" diyerek kendilerinden gizlediğini söyledi.
“Bizi birileriyle karşı karşıya getirmeye çalışıyor”
Haklarını almak için hukuki süreç başlattıkları günden itibaren Abdulkadir Fehmi Akhan’ın çeşitli oyunlarla kendilerini suçlu duruma düşürmeye çalıştığını iddia eden Demir, avukatın bazı yabancı şahısları köyün hayvan merası olarak belirlenen araziye ağaç dikmek bahanesiyle gönderdiğini, bununla da kendileriyle birilerini karşı karşıya getirmeye çalıştığını söyledi.
“Elimdeki bilgi ve belgeleri paylaşacağım”
Abdulkadir Fehmi Akhan’ın devlete ait hazine malı olan binlerce dönümü çeşitli hilelerle kendi adına geçirdiğini savunan Demir, bu konuda elinde birçok belgenin bulunduğunu, yeri ve zamanı gelince bu belgeleri kamuoyu ile paylaşacağını belirtti.
Abdulkadir Fehmi Akhan’ın ağalık gücüne ve hukukçuluğuna güvenerek kendilerine zulüm etmeye çalıştığını ifade eden Müslüm Demir ise devletten tek beklentisinin hukukun doğru bir şekilde işlemesi olduğunu ifade etti. (Osman Gülebak,Bahattin Coşkunkan-İLKHA)