Filistin direniş güçleri işgal rejiminin kalbinde çok ciddi, etkileyici ve sarsıcı bir eylem yapmayı başardı. Eylemde beş Siyonist hayatını kaybetti. Direniş güçleri bu eylemle birçok hedefi gerçekleştirdiler.

Eylem siyasi ve güvenlik açısından olduğu kadar; zamanlama, yöntem, sonuç ve etki bakımından da son derece başarılıdır. Zaman açısından eylem birçok hususu hatırlatmaktadır:

1. Eylem Arapların hezimetiyle sonuçlanan 1967 savaşının yıldönümünde gerçekleşti. Bu tarihte işgal güçleri Doğu Kudüs, Batı Yaka, Gazze, Sina ve Golan Tepelerini işgal etti.

2. Eylem işgal güçlerinin direnişi bitirmek ve Filistin iradesini kırmak için1982 yılında Lübnan`a girip katliam yapmasının 34. Yıldönümünde meydana geldi.

3. Eylem, yüzlerce Siyonist yerleşimcinin Kudüs`ün Yahudi otoritesine girmesi için Mescidi Aksa`yı basıp eylem yapmalarından sadece iki gün sonra yapıldı.

4. Eylem, işgal hükümetinin fanatik İsrail Evimiz Partisini hükümete katması, Filistinlileri yok edici savaşlarla tehdit eden Avigdor Lieberman`ı Savunma Bakanı tayin etmesinden bir hafta sonra gerçekleşti.

5. Eylem, Siyonist Başbakan Netanyahu`nun bölgedeki kriz ve sıkıntıları fırsata çevirmek ve bölgede işgal rejimine rol biçmek için Moskova`ya yaptığı ziyaret esnasında gerçekleşti.

6. Eylem, daha önceki konferanslar gibi Filistin halkının hakkını görmezlikten gelen ve Filistin halkının haklı taleplerini yok sayan siyasi görüşmelerin devamı için yeni bir sayfa açan Paris Konferansından beş gün sonra gerçekleşti.

İşte bunlar, kahramanca yapılan Tel Aviv eyleminin etrafındaki gelişmeler. Eylem işgalciye çok ağır geldi. Bu eylemle şunlar kazanıldı:

1. Eylem, Filistin halkının başta silah olmak üzere işgale karşı her yolla direneceğini gösterdi.

2. Bıçaklama, araçla çarpma ve işgal rejimini içinden vuran silahlı eylemle kendini gösteren Kudüs İntifadası`nın devam ettiğini gösterdi.

3. Eylem açık bir mesaj verdi. Bu mesajda Filistin gençliği El-Halil`den kalkıp Siyonist Savunma Bakanlığına kadar gelip burada işgal toplumunu gayet sakin bir şekilde kalbinden vurabilecek güce sahip olduğunu gösterdi.

4. Siyasi olarak da önemli bir mesaj verdi: Eylemle gençler, Filistin halkının direniş, özgürlük ve dönüş hakkına bağlı olduğunu, işgalcinin 1967 yılında işgal ettiği topraklarda sürdürdüğü terörün bu halkın iradesini kıramayacağını ve haklarından taviz vermeye zorlayamayacağını ortaya koydu.

5. Ramazan ayında yapılan bu eylemle, direnişçiler işgalciye Ramazan ayının sabır, taat ve ibadet ayı olduğu kadar, cihad ve direniş ayı olduğunu; Filistinli gençlerin Arapların 1973 savaşında gösterdikleri kahramanlıkları tekrarladıklarını da hatırlattı.

6. Tel Aviv eyleminin siyasi, psikolojik ve manevi bir yönü de var. Bu da, Filistin halkının direnişi tercih ettiğini, düşmanla güvenlik işbirliğini ve sözde barış seçeneklerini kabul etmediğini gösterdi.

Ramazan ayında Tel Aviv`de meydana gelen kahramanca eylemin boyutlarını irdelerken, taşıdığı asıl ve önemli mesajı elbette ki unutmuyoruz:

“Arap dünyası bugün iç çatışma, şiddet, bölünme, iç ihtilaf ve mezhebi çatışmalar yaşıyor. Etkili çevreler şu anda bölgeyi yeniden dizayn etmek ve yeni temeller üzerinde yeniden şekillendirmek için çalışıyorlar. Filistin içinde yeni güç merkezleri kurarak Filistin davasının hedef alındığına ve düşmanla barış projesinin meşrulaştırılacağına dair çok güçlü işaretler var. Bunun sonucunda Filistin halkı geri kalan hak ve hukukunu da kaybedecektir. Bunu da bölgeyi yeniden yapılandırmak, direniş güçlerini vurmak ve yeni bir Arap-İsrail uzlaşmasını sağlamakla gerçekleştireceklerdir.”

Tel Aviv`deki kahraman eylem Filistin davasını gerçek çalışma cetvelinde olması gereken yere oturttu. Toprak ve insan sorununu gündeme taşıdı. Filistinlilerin siyasi çaba ve gayretlerinin bu tür eylemlerin kazanımlarını koruma üzerinde yoğunlaşması gerekir. Bu da uzlaşıyı sağlamak, Filistin evini dizayn etmek ve direnişi desteklemekle mümkündür.

Re`fet Murre- Çeviri Makale / Filistin Haber