Her geçen gün artan suçlar ile suçların işlenmesindeki sebepleri değerlendiren hukukçular, STK temsilcileri ve vatandaşlar, toplumdaki manevi boşluk giderilmeden ve insanların kalbine Allah korkusu yerleşmeden suç oranlarında bir azalmanın mümkün olamayacağını ifade ettiler.

Konuya ilişkin İLKHA`ya konuşan Hukukçu Yazar Hüseyin Kurşun, Mustazaflar Cemiyeti Gaziantep Şube Başkanı Mustafa Özaslan ve vatandaşlar, toplumda ciddi manada manevi bir boşluğun olduğunu belirterek, bu manevi boşluğun yeni yetişen neslin üzerinde daha belirgin bir hal aldığını vurguladılar.

Türkiye`de son zamanlarda uyuşturucu, hırsızlık ve adam öldürme suçlarında büyük bir artış olduğuna dikkat çeken Hukukçu Yazar Hüseyin Kurşun, her geçen gün artan suç oranlarının bir takım klasik nedenler ile birlikte toplumdaki manevi eksiklikten de kaynakladığını söyledi.

İnsanlara dayatılan 'Tüketim Kültürü'nün kişileri daha fazla tüketmeye bazen de gayri meşru yollara ittiğini ifade eden Kurşun, "Tükettikçe var olmayı kendisine şiar edinen kültürde kişi tüketmediği zaman kendisini rahatsız hissediyor. Bu insanları bir şekilde daha fazla tüketme imkânını elde etmek için gayri meşru yollara sevk ediyor.” dedi.

Kurşun, “Diğer taraftan ise modern kültür aynı zamanda insanları bireyselleştirmeye ve egolarını yüceltmeye sevk ediyor. Bireysel hayat insanların kendisini merkeze koyduğu ve diğer insanları dışladığı bir hayat anlayışına sahiptir. Dolayısıyla kişi kendisini merkeze koyduğu zaman, kendi beklenti ve isteklerini engelleyen her şeyi hedef olarak görebiliyor. Bu anlayışa sahip kişi adam öldürebiliyor. Hırsızlık yapabiliyor. Farklı suçlara bulaşabiliyor.” diye konuştu.

İnsanların kalbine Allah (cc) korkusu yerleşmediği sürece suçlarla mücadele etmenin mümkün olamayacağını söyleyen Kurşun, şöyle konuştu:

“Öncelikle insanların kalbine İslam inancının ve imanın yerleşmesi gerekiyor. Çünkü en büyük polis kalbe dikilen polistir. Bu da imandır. Yani siz istediğiniz kadar polis sayısını çoğaltın, kolluk güçlerini artırın, hatta her insanın başına bir polis dikseniz dahi suç işleme oranında ancak belli bir azalma sağlayabilirsiniz. Ama asıl önemli olan durum, kişinin vicdanını ve bu dünyada yapmış olduğu şeylerin hesabını düşünebildiği bir inancın olmasıdır. Bu da İslam`dır. Dolayısıyla 'kişi yapmış olduklarının hesabını verecek' anlayışı ve düşüncesi o kişinin kalbinde ve vicdanında yer ettiği zaman suç işleme oranları azalacaktır. Bu anlamda İslami davet yürütenlerin üzerine büyük sorumluluklar düşmektedir.”

"Toplumda ciddi manada manevi bir boşluk var"

Toplumda ciddi manada manevi bir boşluğun olduğunu belirten Mustazaflar Cemiyeti Gaziantep Şube Başkanı Mustafa Özaslan ise toplumdaki manevi boşluk giderilmediği müddetçe suç oranlarında bir düşmenin olmayacağına dikkat çekti.

Yeni neslin maneviyattan uzak olmasının suç oranlarını arttırdığını söyleyen Özaslan, “Yeni yetişen neslin maneviyattan uzak olması, kendi inancından uzaklaşması, farklı fikir ve düşüncelerin yaygınlaşması suç oranlarını daha da artırıyor. Toplumumuzda ciddi manada manevi bir boşluk var. Bu manevi boşluğun yeni yetişen neslin üzerindeki etkisi gün be gün gittikçe artıyor. Dolayısıyla bir toplumu siz ne kadar eğitirseniz eğitin, ne kadar maddi olanakları çoğaltırsanız çoğaltın, toplumda inanç meftununu ön planda tutup gençleri inançla buluşturup gençleri İslam ve iman ile tanıştırmadığımız müddetçe, gençlerin imanı sadece maddiyat ile iyileşmez. Suç oranlarının azalması için bu toplumda inancın ve maneviyatın toplum üzerinde etkili olması gerekiyor.” şeklinde konuştu.

Bu konuda başta devlet olmak üzere sivil toplum kuruluşları ile birlikte toplumun bütün kesimlerine çok büyük görevler düştüğünü vurgulayan Özaslan, “Siz, toplumu Kur`an ve İslam ile buluşturursanız, güzel ahlak ve Allah (cc) korkusu ile buluşturursanız, toplumda şu anda yaşanan olayların asgariye düştüğünü göreceksiniz. Bundan dolayı toplum ve gençler üzerinde çok ciddi bir maneviyatla buluşma programları yapıp, topluma, yeni yetişen nesle inancı, Kur`an`ı ve Allah (cc) tanıtıp, O`nun korkusunu aşılamak lazım. Böyle olursa bu manevi boşluklar kapanır. Yoksa kapanması mümkün değildir.” diye konuştu.

"Televizyonlardaki dizilerin toplum üzerinde çok etkisi var"

Televizyonlardaki suça ve kötülüğe teşvik eden dizi ile filmlerin toplum üzerinde çok etkisi olduğunu aktaran Özaslan, şöyle devam etti:

“Televizyonlardaki dizilerin toplum üzerinde çok etkisi var. Özellikle gençleri suça teşvik eden diziler ile kötülüğe teşvik eden filmler sürekli yapılıyor. Dolayısıyla televizyonlarında bu konuda çok ciddi etkin bir rolü var. Suça teşvik edici program ve dizilerin hatta tüm dizilerin bir süzgeçten geçirilmesi lazım ve toplumun maneviyatını ve ahlakını güçlendirecek bir takım dizilerin ön planda olması ve yeni yetişen neslimizin de bundan kendine bir pay alması lazım. Yoksa gittikçe toplumda suç oranları artmaktadır.”

Ömer Karacan isimli vatandaş ise bir ülkede artan suç oranlarını, o ülkedeki ekonomik şartların yeterince iyi olmadığının bir göstergesi olarak gördüğünü ifade etti.

"Türkiye`deki kanunların hiçbiri caydırıcı değildir"

İnsanları suç işlemekten alıkoyacak en büyük etkenlerin başında Allah korkusu olduğunu belirten Karacan, "İnsanları suç işlemekten en büyük caydırıcı etken Allah korkusudur. Elbette Allah korkusu önemlidir. Ama bununla birlikte ekonomik şartlar da önemli ve Türkiye`deki kanunların hiçbiri caydırıcı değildir. Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan beri hiçbir kanun caydırıcı özellik taşımadı. Suç oranların gittikçe artması demek yasaların caydırıcı olma özelliğini taşamadığını göstermektedir.” dedi.

"Ebeveynler çocuklarını camilere gitmelerini sağlayacak"

Ebeveynlere çağrıda bulunan Mehmet amca ise “İnsanlar istese suç işlemez. Allah korkusunu bilirse suç işlemez. Bilmezse de yapacak bir şey yoktur diye düşünüyorum. Bunların hepsi cehaletten kaynaklanıyor. Bilinçsizlik, eğitimsizlik… Eğitim olmadan insanlar bir yere varamaz. Eğitim olacak, ebeveynler çocuklarını camilere gitmelerini sağlayacak, namaz kılmalarını talep edecek. Ancak suç oranlarını böylece azaltabiliriz.” ifadelerini kullandı. (İbrahim Koçyiğit-İLKHA)