■ Riyad Makaev / Doğruhaber/Analiz
Tacikistan resmi adıyla Tacikistan Cumhuriyeti, Orta Asya`da denize çıkışı olmayan bir ülkedir. Komşuları güneyde Afganistan, batıda Özbekistan, kuzeyde Kırgızistan ve doğuda Çin`dir. Tacikistan`da en büyük etnik grup isminden anlaşıldığı gibi Taciklerdir. Ancak ülkede tarihi ve kültürel olarak bölgede varlığını sürdüren Özbekler de bulunmaktadır. Ülkenin bulunduğu alanda eskiden Samaniler İmparatorluğu varlığını sürdürmüştür. 20. yüzyılın başında Sovyetler Birliği kurulduktan sonra bu birliğin içinde yer almıştır ve Tacik Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti olarak varlığını sürdürmüştür.
HÜKÜMET İSLAMİ HAREKETLERİ YASAKLADI LİDERLERİNİ TUTUKLADI
Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra diğer Orta Asya Cumhuriyetleri gibi Tacikistan da bağımsızlığına kavuştu. Ancak, Tacikistan`ın 1991 yılında bağımsız olmasının hemen ardından ülkede bir iç savaş başladı. İslami hareketlerinin yaygınlaşması üzerine meclis İslami nitelikte bir partinin kurulmasını yasakladı. 1992-1993 yıllarında Hükümet ve İslami hareketler arasında şiddetlenen çatışmalar, 1997 yılında hükümet ile Müslümanlar arasında uzlaşmanın sağlanmasıyla son buldu. 6 Kasım 1994 tarihinde yapılan referandumda % 88 oyla yeni anayasa kabul edildi. Emomali Rahmanov (İmam-Ali Rahmanov), Tacikistan Devlet Başkanı seçildi. İş bununla bitmedi. Müslümanları bir tehlike olarak gören hükümet İslami hareketleri ülkede yasaklamakla kalmadı Müslümanlarla anlaşma sağlandığı halde liderlerini tutuklamaya başladılar.
Tacikistan`da 2000 yılından itibaren Müslümanların direnişi büyük ölçüde son buldu ve laik sosyalist düşüncelere sahip olan Emomali Rahmanov`un iktidarı tüm kontrolü ele geçirerek ülkenin yeniden sözde demokratik yapının inşasına başlamıştır. Fakat Emomali Rahmanov`un rahatı ABD`nin Afganistan`a saldırmasıyla bozulmuş oldu. Tacikistan Hükümeti oluşan güvenlik tehlikesi ile birlikte Ruslara ait Motorize Piyade Tümeni`nin bölgede varlık göstermesine izin vermiştir.
ABD`NİN AFGANİSTAN`I İŞGALİYLE UYUŞTURUCU TRAFİĞİ ARTTI
1999-2000 yıllarında Özbekistan`da İslami hareketler içerisinde yer alan bazı müslümanlar da üs olarak Tacikistan`ı kullandı. Bununla birlikte 2001 yılında ABD`nin Afganistan`da Taliban`ı devirmek için başlattığı işgalde Afganistan`daki Tacikler de çok zor durumda kaldı. Taliban, ABD`nin işgali sırasında ABD ile işbirliği içinde olan Tacik vatandaşları çok kez uyarmıştı. Afganistan`dan Tacikistan üzerine uyuşturucu trafiğini de Taliban kapatmıştı. ABD`nin bölgeye gelmesiyle birlikte bu trafik eski hızını yeniden aldı.
Tacikistan yer altı kaynakları bakımından en çok uranyuma sahip olan ülkelerden bir tanesidir. İstatistiklere göre, uranyumun Dünya`da yüzde 16`sı Tacikistan`da. Ayrıca büyük gümüş kaynaklara da sahip... Gümüş ve uranyum dışında Tacikistan`da altın, alüminyum da bulunmaktadır. Ülkenin tüm endüstrisini Emomali Rahmanov kontrol etmektedir. Özel sektör ülkede çok az ve yavaş gelişmektedir.
İSLAM`IN YANLIŞ TANITILMASI TOPLUMU ÇOK OLUMSUZ ETKİLİYOR
Nüfusun büyük çoğunluğu eğitimsiz... Devlet gençlere ciddi bir eğitim vermekle uğraşmıyor. Uygun niteliklere sahip modern bir eğitim yokluğundan, gençlerin çoğu, cahil dar görüşlü ve bu nedenle adalet arayışında olan gençler camii dışında başvuracak ciddi bir müessese bulamamaktalar. Ancak, ciddi bir İslami eğitime sahip alimlerinin olmayışından dolayı gençler, Suudi Arabistan`da eğitim gören ve ülkeye dönen selefi görüşlere sahip olan bazı dini liderler tarafından muhtemelen manipüle edilebiliyor ve bu sorun gittikçe Tacik toplumunda ciddi yeni sorunlar oluşturacağa benziyor.
Tacik Müslümanlar arasında gruplaşma ve akide farklılığı ortaya çıkmaya başladı bile. Göründüğü gibi Tacikistan`da Müslümanların en ciddi sorunu nitelikli din eğitimi eksikliğidir. Nitelikli bir eğitim ve gerçekten Kuran`a dayanan Ehli Sünnet eğitimi, Tacik toplumda İslam`ın gelişimi için temel olma potansiyeline sahiptir. Bu artık adalet arayışında olan ve her gün İslam`ın etkisini yaşayan tüm Orta Asya toplumlarında şart olmuştur. Şuanda Tacikistan`da ve diğer Orta Asya Cumhuriyetlerinde toplumlar iki seçenek içinde kalmışlardır. Batı tarzı demokrasinin gelişmesi mi; yoksa İslam`ın güçlenmesi mi? İşte Tacikler ve diğer Orta Asya toplumları iki alternatif arasında kalmışlardır. Ancak, bölgede gelişen İslam`ın bir DAEŞ anlayışıyla tanıtılması toplumları yeniden İslam`dan uzaklaşmaya itecektir.
TACİKİSTAN DEMOKRASİ DE İSTEMİYOR İSLAM`IN GELİŞİMİNİ DE
Bugün, Tacikistan`da ve genel olarak Orta Asya`da birçok Müslüman sosyal ve ekonomik ve özellikle özgürlükler gibi sorunlarını sadece İslami ilkelerle çözebileceklerini inanıyorlar. Şuanda Tacikistan`da ve genel olarak Orta Asya bölgesinde oluşan rejimlerde toplumların demokratik haklarını savunmaya imkânları olmadığı aşikâr. Orta Asya`daki otoriter rejimler zaten ülkedeki demokratik kurumlarını geliştirmek için her hangi çaba göstermiyor. Zaten istese bile bunu sürdürebilir bir orta sınıfı oluşmamış ve oluşturulmadı. Nitelikli eğitim verilmediği için toplum geri kalmış ve yaşam mücadelesi veriyor. Tacikistan hükümeti küçük ve orta ölçekli işletmelerin gelişimini desteklemek için her hangi bir reform yapmıyor. Oysa yapılacak reformlar orta sınıfın oluşturulmasında büyük katkı sağlayacaktı. Ancak, Tacikistan`ın laik ve sosyalist düşüncelerine sahip olan rejim orta sınıfın varlığını otoriter rejimin varlığına bir tehdit olarak gördüğü için buna izin vermiyor. Bu tespit genel olarak tüm Orta Asya Cumhuriyetleri için geçerlidir. Tacikistan Demokrasi de istemiyor, İslam`ın gelişimini de. Dolayısıyla, İslami Hareketlere terör damgası vurabilmek için selefi akımlara izin vermektedir. Böylece Emomali kendi rejimini koruyabilecektir. Ancak Emomali diğer Orta Asya Cumhuriyetlerinin liderleri gibi ateşle oynamaktadır. Bugün Tacikistan`da Sünni mezheplerle birlikte Şia, Selefi-Vehhabi, Sufi ve yeni ortaya atılmış kültürel İslam`ın takipçileri bir arada yaşamakta ve gelişmekteler. Bunların arasına bir fitne sokmak için bekleyen kim olabilir kendiniz düşünün…