Adem YalçIn-Muhsin şenol / Doğruhaber

Hür Dava Partisi (HÜDA PAR) 2.Olağan Büyük Kongresi Ankara`da gerçekleşti. Ankara Ulus`ta bulunan Atatürk Spor ve Sergi Sarayı`nda yapılan kongrede kayıtlı 976 delege bulunuyor. Kongrenin yapılacağı salona sabahın erken saatlerinden itibaren gelen binlerce kişi, salondaki yerini aldı. Kongrenin yapıldığı salon; yeşil, sarı ve beyaz renklerden oluşan parti bayraklarıyla süslendi. Salonda kurulan platforma “Huzur için Adalet, Adalet için HÜDA PAR”, “Dürüst Siyaset Gerçek Adalet”, “Davamız; Hürriyet, Adalet, Kardeşlik, Barıştır”, “Hêviya Gelan HÜDA PAR (Halkların umudu HÜDA PAR)” yazılı dev afişler asıldı.

YAPICIOĞLU BÜYÜK BİR COŞKUYLA KARŞILANDI

Türkçe, Kürtçe ve Arapça olmak üzere üç ayrı dilde, parti marşları çalındı. Parti parçalarının çalındığı sırada ellerindeki bayrakları sallayan coşkulu kalabalık, ezgilere eşlik etti.

Kongreye Türkiye`nin değişik bölgelerinden çok sayıda kanaat önderi, STK temsilcileri ve partililer katıldı. Kongrenin yapıldığı salonda bayanlar için ayrı bir yer tahsis edildi.

HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu ve Divan Kurulu üyeleri, salona girişleri sırasında katılımcıların sevgi seliyle karşılaştı. Genel Başkan Yapıcıoğlu, katılımcıları selamlayarak kendisine sevgi gösterisinde bulunanlara karanfil dağıttı.

Kongreye yurtiçi ve yurtdışından da birçok misafir katıldı. Katılanlar arasında Irak Kürdistan Başkanı Mesut Barzani`nin temsilcisi Ahmed Kanî, Irak Kürdistanı`ndan Komala İslami Partisinden Ahmet Cemal, Partiya Demokrata Kürdistan`dan Dr. Xelil Amedi, AK Parti`den Burhanettin Uysal, Ekrem Çelebi, Fazlı Taşkan, Hak Par`dan Osman Sezgin, BBP`den Ünsal Karabulut yer aldı.

Sunuculuğunu Asım Özalp`ın yaptığı HÜDA PAR 2. Olağan Büyük Kongresi saat: 10.00`da Ebubekir Arslan`ın Kur`an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Kur`an-ı Kerim tilavetinin ardından yoklama yapıldı. Yoklamanın ardından açılış konuşması için sahneye HÜDA PAR Genel Sekreteri Mehmet Yavuz, davet edildi.

HALKIMIZIN FAYDASI İÇİN ÇALIŞTIK

Konuşmasına Allah`a hamd ve Resulüne salat ve selam ederek başlayan Yavuz, “Emrolunduğu gibi dosdoğru olmakla yükümlü olan inançlı insanlar için ‘Siyaset yalansız ve menfaatsiz yapılmaz` denilen bir zamanda dürüst olarak ve dürüst kalarak siyaset yapmak elbette kolay değildir. Yanlış bir adayla kazanmaktansa, doğru bir adayla kaybetmeyi tercih eden bir anlayışın mensupları olarak attığımız her adımın ve konuştuğumuz her sözün hesabını Allah`a vereceğimizin şuuruyla hareket ediyoruz. Kurulduğumuz günden bu yana doğruluğuna ve memleketimizin faydasına olacağına inandığımız hiçbir şeyi söylemekten ve yapmaktan çekinmedik.” diye konuştu.

DEVLET DE DİN DE İNSANLAR İÇİNDİR

Bereketle yoğrulan bu topraklarda adil olmayan paylaşımlar ve israflar sonucu artan yoksulluk ve yoksunlukla mücadele ettiklerini belirten Yavuz, “İnsanların devlet için değil, devletlerin de dinlerin de insan için olduğuna inanan, insan hak ve hürriyetlerini korumayı esas olarak gören bir anlayışa sahibiz...” dedi. Hiçbir ideolojiyi dayatmayan “Âdil bir anayasa” talebiyle siyaset sahnesinde olacaklarını vurgulayan Yavuz, “…Kan deryasına dönen coğrafyamızda ‘Umut ve Halaskâr` olma misyonumuzu sürdürme azim ve kararlığında olduğumuzu en gür sesle ilan ediyoruz.”

Yavuz`un konuşmasının ardından yapılan Divan Başkanlığı seçiminde Divan başkanlığına Nihat Buğrahan seçildi, Şükrü Aksoy ile Abdullah Kavan ise divan başkan yardımcılığına seçildi.

ÜMMETÇİ DURUŞUMUZDAN TAVİZ VERMEYECEĞİZ

Divan seçiminin ardından HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, konuşmasını yapması için kürsüye davet edildi. Yapıcıoğlu, Kürt meselesi ve yeni anayasa başta olmak üzere birçok konuya değindi ve “Bütün dünya kavmiyetçilik veya mezhepçilik yapsa, biz ümmetçi duruşumuzdan taviz vermeyeceğiz. Fitne ateşine odun taşımayacağız. Bunu herkes bilsin.” dedi.

Sözlerinin başında idam edilen Bangladeş Cemaat-i İslami Partisi`nin liderlerinden Muti`ur-Rahman Nizami`nin şehadetini tebrik eden Yapıcıoğlu,  Soma`daki maden faciasının 2. yıldönümü nedeniyle maden şehitlerine Allah`tan rahmet diledi.

DAĞLARIN YÜKLENMEKTEN ÇEKİNDİĞİ EMANETİ YÜKLENMİŞİZ

Yapıcıoğlu, “Bundan 4 yıl kadar önce 11 Mayıs 2012`de Mustazaf-Der`in kapatılmasına ilişkin mahkeme kararı Yargıtay tarafından onanmıştı. 27 Mayıs 2012 günü Ahde Vefa mitingi düzenlemiştik. O gün kurucu Genel Başkanımız, değerli kardeşim Hüseyin Yılmaz hareketimizi ilan etmişti ve nihayet 19 Aralık 2012 günü partimiz resmiyet kazandı. 30 Haziran 2013 tarihinde Kurucu üyelerimizle gerçekleştirdiğimiz 1. Olağan Büyük Kongremizde partimizin kurucu genel başkanımdan bu şerefli görevi devraldım.  Allah (cc) insana bir emanet yüklemiş. Bu anlamda hepimiz birer emanetçiyiz ve dağların yüklenmekten çekindiği emaneti yüklenmişiz. Sırtımızda bir emanet daha var. Siz aziz kardeşlerim, bizi temsil makamına oturtmakla bir yük daha yüklediniz şu zayıf omuzlara. Allah yar ve yardımcımız olsun.” dedi.

DİLE GETİRDİĞİMİZ HAKİKATLER BİRİLERİNİN HESAPLARINI BOZDU

HÜDA PAR`ın güneşini görenlerin uykusunun kaçtığını ifade eden Yapıcıoğlu, dile getirdikleri hakikatlerin birilerinin hesabını bozduğunu söyledi. Yapıcıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü; “Gürültü çıkarmaya, hedef göstermeye, iftiralar atmaya, söylediklerimizi çarpıtmaya başladılar. Hem devletin derin mahfillerinde millete tuzak kuranlar hem de bizzat bu derin odakların milletin başına bela ettikleri, eş zamanlı olarak harekete geçtiler. Saldırdılar, yaktılar, katlettiler, hapsettiler. 28 Mayıs 2014 günü Dargeçit`te Mehmet Uğurtay`ı katlettiler. 7 Ekim 2014`te, Kurban Bayramı`nda, Diyarbakır`da; Diyarbakır Bağlar Belediye Meclis adayımız Turan Yavaş, kardeşlerimiz Cumali Güneş, Hasan Gökgöz ve Riyad Güneş, Taze fidanlarımız 19 yaşındaki Hüseyin Dakak ve 16 yaşındaki Yasin Börü şehadet şerbeti içtiler. 9 Ekim 2014 akşamı evinde uğradığı silahlı saldırıda Karlıova ilçe yöneticimiz Cengiz Tiryaki 20 Ekim sabahı ruhunu Rahman`a teslim etti. 22 Ekim 2014 sabahı partimiz üyesi Fethi Yalçın işine gitmek için evinden çıktıktan sonra Karlıova`da şehid edildi. 28 Aralık 2014 günü 66 yaşındaki Abdullah Deniz amcayı Cizre`de; 29 Mayıs 2015 günü İdil`in Xanikê (Kozluca) köyünde Cizre ilçe yöneticimiz Mehmet Şerif Şimşek ve İdil Belediye Meclisi adayımız ve ilçe idare kurulu üyemiz Abdulcelil Talayhan kardeşlerimi, 9 Haziran 2015`te Diyarbakır`da Kur`an bülbülümüz Aytaç Baran`ı şehid ettiler. Şehadet mertebesine ulaşmış olduklarını Rabbimizin rahmetinden ümit ettiğimiz bütün bu kardeşlerimizi ve 19 Mart 2015 Günü geçirdiği trafik kazası sonucu aramızdan ayrılmış olan Karlıova belediye başkan adayımız Murat Akansu kardeşimi rahmetle anıyorum. Rabbim cennetinde onları hoşnud etsin.”

MUAZZAM BİR DİRENİŞ, DİRİLİŞ VE VAROLUŞ DESTANI YAZDIK

3 ilçe yöneticileri, 3 belediye meclis adayları ve 15 üyelerinin şehit edildiğini belirten Yapıcıoğlu, “Buna rağmen yılmadık, yıkılmadık. Muazzam bir direniş, diriliş ve varoluş destanı yazdık. Biz yokmuşuz gibi davranan, varlığımıza önce gözlerini kapatarak inkâr eden, daha sonra varlığımıza kastedenler bir netice elde edemeyeceklerini anladılar. Hakikati söyler, hakkı ayakta tutmak için adil şahitlik yaparız. Hiçbir kınayıcının kınamasından korkmadan doğru bildiklerimizi söylemeye devam edeceğiz. Dile getirdiğimiz doğrulara dün dudak bükenler şimdi haklılığımızı gördüler…” dedi.

KÜRT GENÇLERİNE MAYIN EŞEĞİ MUAMELESİ YAPTILAR

Sur`daki enkazın döküldüğü alandan ceset parçalarının çıktığını ve şuanda da Nusaybin sokaklarından ağır ceset kokularının yükseldiğini belirten Yapıcıoğlu, “Kürt gençlerine adeta mayın eşeği muamelesi yaptılar. Kendilerine yol açmak için onları ölüme gönderdiler. Açmaya çalıştıkları yol da yol olsa. Kör şiddetlerine toplumsal zeminde bir gerekçe oluşturmanın yolunu aradılar. Şehir merkezlerinde, yollarda tonlarca ağırlıkta bombalar patlatıyorlar. Şimdi köyleri de harap etmeye başladılar. Sonuç ne oldu? Kürtlerin haklı ve meşru talepleri de o bomba seslerinden duyulmaz oldu. Kürt meselesi yeniden salt bir asayiş sorunu olarak görülmeye başlandı. Daha önce de söyledim, buradan bir kez daha söylüyorum. Örgütün patlayıcılarla, mayınlarla katlettiği her insanın ölümünden, yıktığı her bir binadan hükümet de sorumludur. Bu çatışma ortamı göstere göstere geliyordu. Bu kadar patlayıcı bir günde yerleştirilmedi. Bu kadar silah bir günde dağıtılmadı. Her bir vatandaşının canını, malını korumakla görevli olanlar seyretti, belki de zemin hazırladı. Diğer taraftan tankların atışlarıyla yıkılan her bir evden, polis veya askerin kurşunuyla da olsa ölen her bir insandan bu çatışmaları şehir merkezlerine taşıyanlar da sorumludur. Sokak aralarını patlayıcılarla doldurtan savaş baronları ve onlara sessiz kalan ve hatta teşvik eden siyasetçiler de sorumludur.” dedi.

KÜRT HALKININ DİLİ RESMİ DİL OLMALIDIR

Sivil, özgürlükçü, adil ve yerli bir anayasanın acil ihtiyaçlar arasında olduğunu belirten Yapıcıoğlu, yeni anayasada Kürtlerin haklarının da yer alması gerektiğinin altını çizerek,

“Kürtçenin resmi dil olarak statüsünü kolaylaştırmak için hem Türkçe hem de Kürtçeyi karşılayan ortak bir alfabe oluşturulmalıdır. Anadilde eğitim hakkı tanınmalı, devlet okullarında Kürtçe eğitim ve öğretimin yolu açılmalıdır.” diye konuştu.

HALKIN GÖZÜNÜN İÇİNE BAKA BAKA YALAN KONUŞUYORLAR

Ülke vatandaşı azınlıklara nüfusları oranında belli bir milletvekili kontenjanı ayrılması gerektiğini belirten Yapıcıoğlu, “Anayasa ile ilgili tartışılan hususlardan biri değiştirilemez maddelerdir. ‘Bu maddelere dokundurtmayız` diyenler, bu maddelerin kurucu irade tarafından Cumhuriyetin kuruluşunda getirilmiş hükümler oldukları için 550 milletvekilinin kabulü ile bile değiştirilemeyeceğini iddia ediyorlar. Halkın gözünün içine baka baka yalan konuşuyorlar. 1921 ve 1924 Anayasalarının ilk maddeleri bugünkü gibi değildi. Ayrıca bu maddelerin değiştirilemeyeceğine dair herhangi bir hüküm de 1921 ve 1924 anayasalarında yoktu.” dedi.

CUMHURİYETİN TEMEL NİTELİKLERİ DEDİKLERİ CHP`NİN ALTI OKUNDAN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİL

Bu gün Cumhuriyetin temel nitelikleri denilen şeylerin CHP`nin altı okundan başka bir şey olmadığını ifade eden Yapıcıoğlu, “Bunlar da 5 Şubat 1937`de anayasaya girmiştir. 1924 Anayasası`nın ikinci maddesindeki “Devletin dini İslam`dır” hükmü 10 Nisan 1928`de anayasadan çıkarılmış yerine 1937`de Cumhuriyetin temel nitelikleri dedikleri CHP`nin altı oku 2. Madde olarak kabul edilmiştir.  Bu niteliklerden biri laikliktir. 20 gün kadar önce Sayın Meclis Başkanı bu konuda bir şeyler söyledikten sonra koparılan fırtınaları gördünüz. Laikçiler, işi mukaddesata küfretmeye kadar götürdüler.” dedi.

DERSİM KATLİAMI LAİKLİK ANAYASAYA GİRDİKDİKTEN SONRA YAPILDI

Dersim katliamına da değinen Yapıcıoğlu, Dersim katliamının laiklik ilkesinin anayasaya girmesinden sonra yapıldığını hatırlattı. Yapıcıoğlu, “Gayrimüslim azınlıkların mallarına bu tarihten sonra el konulmuştur. 1930`lu yılların sonundan itibaren adım adım vakıf mallarına el konulmuştur. 1974 yılında Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ‘Türk olmayanların meydana getirdikleri tüzel kişiliklerin (yani dernek ve vakıfların) taşınmaz mal edinmeleri yasaklanmıştır` şeklinde bir karar alarak noktayı koymuştur.” şeklinde konuştu.

DOĞRULARI SÖYLEMEK, HAKKI HAYKIRMAK VAZİFEMİZDİR

Yapıcıoğlu, son olarak şunları söyledi; “HÜDA PAR küresel güçler ve onlara bağlı güç odaklarından icazet alma ihtiyacı hissetmeyen; ‘Bize Allah yeter` diyen bir siyasi harekettir. HÜDA PAR emrolunduğu gibi dosdoğru olan, zilleti hayatından kovmuş, haklı olmayı en büyük güç kabul eden bir kadronun adıdır. HÜDA PAR, mazlumların feryadına, imdat haykırışlarına verilmiş güçlü bir cevaptır. Adımız HÜDA PAR`dır. Doğruları söylemek, hakkı haykırmak vazifemizdir. HÜDA PAR, siyasi tarafgirlik veya dünyalık mal ve makam uğruna lafı eğip bükmeden, hakkı ayakta tutmak için aleyhinde bile olsa adil şahitlik yapar. Bütün dünya kavmiyetçilik veya mezhepçilik yapsa, biz ümmetçi duruşumuzdan taviz vermeyeceğiz. Fitne ateşine odun taşımayacağız. Bunu herkes bilsin.”

OY BİRLİĞİ İLE YENİDEN YAPICIOĞLU

Yapıcıoğlu`nun konuşmasından sonra, “Dürüst Siyaset, Gerçek Adalet, Hür Dava ve Hür Dünya” sloganları altında alınan karar doğrultusunda Genel Başkanlık oylaması ile GİK, Şura Meclisi ve Merkez Disiplin üyeleri, oylaması ayrı ayrı yapıldı. Yapılan seçimde 974 delegeden 651 kişi oy kullandı. Oy kullanan 651 delegenin oyunu alan mevcut başkan Yapıcıoğlu, yeniden HÜD PAR Genel Başkanlığına seçildi.

Genel İdare Kuruluna seçilen asil üyeler: Mehmet Hüseyin Yılmaz, Mehmet Bahattin Temel, Sait Şahin, Mehmet Yavuz, Aydın Gök, Erdal Elibüyük, Şahzade Demir, Mehmet Mehdi Oğuz, Mahmut Kılınç, Mahmut Tekdal, Abdurrahman Cens, Hasan Aşkın, Abdulsamet Yalçın, Serkan Ramanlı, Mehmet Sait Ortaç, İnan Sur, Eyyüp Yanaç, Halef Yılmaz, Mehmet Ali Doyar, Metin Kaya, Vedat Turgut, Ekrem Gülşen, Cemal Çoban, Şeyhmus Tanrıkulu, Nurcan Tanrıkulu, Elif Ürük, Mehmet Emin Vural ve İsa Aydın.

Yedek üyeler: Rasim Saygın, Salih Demir, Mehmet Şerif Durmaz, Ahmet Özdemir, Mahmut Sami Göktaş, Muhammed Aksoy, Ahmet Dağılma, Lokman Yalçın, Selim Sivi, Veysel Yavuz, Şehmus Akman, M. Nakşi Erat, Sabri Aktu ve Mehmet Emin Buran

Merkez Disiplin Kurulu asil üyeleri: Ahmet Erkul, Fadıl Şani, Hasan Bozdaş, İdris Yapıcıoğlu, Abdurrahim Akkurt, Burhan Aslan ve Abdullah Bozkır

Merkez Disiplin Kurulu yedek üyeleri: Ömer Çelik, Abubekir Akkılıç ve Sedat Sevim.

İstişare Kurulu asil üyeleri: Ahmet Seyyidoğlu, Nuri Güneş, Mehmet Beşir Şimşek, Osman Kaya, Basri Demir, Veysi Gültekin, Seyithan Aksoy, Mahmut Eminoğlu, İsmail Kocakaplan, Zeynelabidin Gülsever, Mehmet Ali Ortaç, Süleyman Atmaca, Mehmet Fatih Anal, Mehmet Emin Doğru ve Hasan Şahin.

BARZANİ`NİN TEMSİLCİSİ'NDEN KARDEŞLİK MESAJLARI

Kongreye Irak Kürdistanı`ndan katılan Kürdistan Demokrat Partisi(KDP) yöneticisi ve Kürdistan Başkanı Mesud Barzani`nin temsilcisi Ahmed Kani, misafir konuk olarak kongrede yaptığı konuşmada Barzani`nin selamını getirdiğini ifade etti. Ahmed Kanî, İslam`ın özgür olanların dini olduğunu, hiçbir zaman hiçbir yerde ve hiçbir surette İslam`ın, Kürdistan`ın kurulması için engel teşkil etmediğini ve Kürtlerin de herkesten ziyade İslam`a hizmet etmesi gerektiğini söyledi. “Bugün böyle büyük bir kongrede bulunduğum için onurlu ve gururluyum. Kürdistan Bölgesi Başkanı Mesut Barzani`nin temsilcisi olarak, Sayın Barzani`nin selamlarını getirdim. Sizleri, Kürdistan Demokrat Partisi`nin üyelerinin, Kürdistan halkının kardeşlik ve barış mesajıyla selamlıyorum.” diyen Ahmed Kanî, konuşmasına şöyle devam etti: “Yüce Allah şöyle buyuruyor; ‘Ey insanlar! Gerçekten biz sizi bir erkek bir dişiden yarattık. Ve birbirinizle tanışasınız diye sizi milletlere ve kabilelere ayırdık. Kuşkusuz Allah katında sizin en değerli olanınız takvaca en üstün olanınızdır. Şüphesiz Allah her şeyden hakkıyla haberdardır, hakkıyla bilendir.` Hatem`ül Enbiya olan Hz Muhammed (as) Arap kabilelerinden olan Kureyşliler arasından çıkmış olmasına rağmen ne Araplar ne Türkler ne Farslar ne de Kürdlerin bir birine üstünlüğü yoktur. Allah katında üstün olanlar takvalı olanlardır. Allah`a inanan insanlar dışındaki hiçbir insan Allah`ın halifesi değildir. Allah`a hizmet insana hizmet demektir. İslam, insaniyet dinidir, insaniyete hizmet dinidir. Birliktir, kardeşliktir. İslam dini, kişinin kendisini üstün gördüğü din değildir.”

İSLAM DİNİ ÖZGÜR OLANLARIN DİNİDİR

Kanî, “Biz Kürtlerin herkesten ziyade ve en güzel şekilde İslam dinini anlamamız gerekir ki en güzel şeyin İslam`a hizmet olduğunu görebilelim. İslam dini insana hizmet, hayatı korumak ve özgürlüğü yaşamaktır. İslam dini özgür olanların dinidir.” dedi.

Kürdistan`ın geleceği adına da kısa bir değerlendirmede bulunan Ahmed Kanî, “…Allah Kürtlerin yar ve yardımcısı olsun. Özgürlükler içerisinde bütün fikirleri, dinleri, özellikle İslam dini için referandum dâhilinde bir hak elde edelim ve bölge için Kürdistan`da güzel bir örnek olalım.” Kanî, son olarak HÜDA PAR kongresinin hayırlara vesile olmasını dileyerek, başarı temennisinde bulundu.