TARİHTE BUGÜN / DOĞRUHABER / İSTANBUL (07 MAYIS 2016)

558: Ayasofya'nın kubbesi çöktü. Kral Jüstinyen, kubbenin onarılma emrini verdi.

1832: Üç asır boyunca Osmanlı hakimiyetinde kalan Yunanistan, bağımsızlığını ilan etti.

1844: İki defa sadrazamlık yapmış, Osmanlıda yeniliklerin mimarlarından biri sayılan, ve II. Abdulhamit`in hem tahta çıkmasında hem de sonradan ona karşı kurulan komplolarda rol alan Mithat Paşa, sürgüne gönderildiği Taif cezaevinde kuşkulu bir şekilde öldü.

1924: İlahiyat Fakültelerinin açılması ile ilgili kanun çıkarıldı.

1925: Gazeteci Hüseyin Cahit (Yalçın)`a Ankara İstiklal Mahkemesi tarafından ömür boyu Çorum İlinde sürgün cezası verildi.

1945: Nazi Almanya'sının müttefiklere kayıtsız şartsız teslimiyle II. Dünya savaşı sona erdi. Alman General Alfred Jodl antlaşmayı Reims`de imzaladı.

1966: Cumhuriyet tarihinde ilk defa polis, gece vakti TBMM'nde arama yaptı.

1988: Abdi İpekçi cinayeti ile Papa suikastında adı geçen Oral Çelik Fransa'da yakalandı.

1998: Apple Bilgisayar firması PC virüslerine karşı dahili koruma sağlayan ve bilgisayarda yeni bir sistem anlamına gelen Imac'i piyasaya sundu.

1998: TBMM Soruşturma Komisyonu`na eksik belge vermekten yargılanan Özer Çiller, Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.

1999: Ankara Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Dairesi'nde ortaya çıkartılan "Telekulak Skandalı" ortalığı karıştırdı. Siyasetçilerden sanatçılara işadamlarından bürokratlara gazetecilerden sıradan vatandaşlara birçok kişinin yıllardır kanunsuz bir şekilde dinlendiği belirtilen ekibin bunu hükümetlerin emri ile yapıp yapmadıkları anlaşılmadı. Daha sonra yargıya intikal eden Ergenekon gibi davalarla durum biraz daha anlaşılır hale gelmişse bile şu anda dahi usulsüz dinlemelerin yapıldığı yolunda ciddi iddialar mevcut.

1999: Yargıtay cumhuriyet başsavcısı Vural Savaş FP'yi kapatma davası açtı ve FP'lileri "Kan emen yarasalara" benzetti. O günlerde dava açmakla görevli bir savcının haklarında dosya hazırladığı kişilerle ilgili rahatlıkla hakaret edebildiği bir ortamda Vural Savaş`ın bir savcıdan çok bir tarafın militanı gibi davranması medyada ve ilgili çevrelerde çok konuşulmuş ve eleştirilmişti.