Bangladeş Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi, bağımsızlık savaşı sırasında cinayet, işkence, kundakçılık ve yağmalama bahanesiyle dört kişiyi daha idama mahkum etti.
İnsan hakları örgütleri tarafından usul bakımdan sert bir dille eleştirilen mahkemenin üç yargıcı, idama mahkum edilenleri, 9 kişinin ölümden sorumlu tuttu. Duruşma sırasında sanıklardan sadece Şemseddin Ahmed hazır bulundu. İdama mahkum edilen diğer sanıklar, Gazi Abdül Mannan, Hafız Uddin ve Şemseddin Ahmed'in erkek kardeşi Nasiruddin Ahmed'in arandığı belirtildi.
Mahkeme Azharul İslam adlı bir kişiyi de iki cinayet davasından ömür boyu hapis cezasına çarptırdı.
Başbakan Şeyh Hasina tarafından bağımsızlık savaşı sırasında işlendiği iddia edilen suçların cezalandırılması için 2009'da kurulan sözde Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi, şimdiye kadar 22 kişi hakkında karar aldı. Bunların büyük bir kısmı, ülkenin İslami değerlerini savunan en büyük parti olan Cemaat-i İslami liderlerinden oluşuyor.
Mahkeme tarafından suçlu bulunan ve idam cezasına mahkum edilen ilk kişi, Cemaat-i İslami Partisi'nden Abdülkelam Azad olmuştu. Ülkeden ayrıldığı için gıyabında yargılanan Azad, Ocak 2013'te idam cezasına çarptırılmıştı.
Partinin Genel Sekreter Yardımcısı Abdülkadir Molla, Şubat 2013'te ömür boyu hapse mahkum edilmiş, 17 Eylül'de cezası Temyiz Mahkemesi tarafından idama çevrilmişti. Molla, 12 Aralık 2013'te cezası infaz edilen ilk Cemaat-i İslami lideri olmuştu. Mahkemenin 90 yıl hapse mahkum ettiği Cemaat-i İslami'nin 92 yaşındaki lideri Gulam Azzam da 23 Ekim'de hapishanede hayatını kaybetmişti.
Hasina hükümetinin kurduğu mahkeme, 30 Ocak 2014'te Azzam'ın ardından partinin liderliğini üstlenen Nizami'yi, 2 Kasım 2014'te de partinin Merkezi Yürütme Kurulu üyesi Mir Kasım Ali'yi bağımsızlık savaşı sırasındaki bazı olayları bahane ederek idam cezasına mahkum etmişti.
Cezası, Yüksek Mahkeme tarafından 3 Kasım 2014'te onanan partinin Genel Sekreter Yardımcısı Muhammed Kamaruzzaman, 11 Nisan 2015'te idam edilmişti.
Mahkeme, 18 Şubat 2015'te Cemaat-i İslami Partisi liderlerinden Abdus Sobhan'ı dokuz suçlamanın altısından suçlu bularak idama mahkum ederken, 16 Temmuz'da da bağımsızlık savaşı sırasında Pakistan ordusu tarafından kurulan Rızakar milis kuvvetlerine üye olduğu kaydedilen Furkan Malik'e ölüm cezası vermişti. Cemaat-i İslami Partisi Genel Sekreteri Ali İhsan Mücahid'e 1971'deki bağımsızlık savaşı sırasında insanlığa karşı suç işlediği bahanesiyle verilen idam cezası, 16 Haziran'da Yüksek Mahkeme tarafından onanmıştı.
Bazı muhalefet partileri ve uluslararası gözlemciler, Hasina hükümeti tarafından kurulan sözde Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesinin adil yargılama standartlarına uymadığını ve siyasi kararlar aldığına dikkati çekiyor.
Cemaat-i İslami Partisi de lider kadrosuna yönelik mahkeme kararlarının siyasi olduğuna işaret ederek, halkı Hasina hükümetinin "devlet terörüne" karşı çıkmaya çağırıyor. Parti yetkilileri, hükümetin muhalifleri bastırmak için kitlesel cinayetler, keyfi tutuklamalar, yargısız infaz ve işkence gibi suçlar işlediğini belirtiyor.
Cemaat-i İslami yetkilileri, bağımsızlık savaşının ardından 1973'te çıkarılan Savaş Suçları Kanunu'na göre ancak silahlı savunma ya da yardımcı gruplara üye kişilerin savaş suçları ya da insanlığa karşı suç işlemekten yargılanabileceğini, buna karşın üyelerinden hiçbirinin silahlı gruplara üye olmadığını, dolayısıyla bu suçlamalarla yargılanamayacağını vurguluyor.