Köylerinin 1990`lı yıllarda yakılması sonucu kent merkezine göç eden Diyarbakırlı H.İ. adlı genç, küçük yaşlarda Kur`an-ı Kerim ve çeşitli İslami ilimler dersi aldığı camilerden uzaklaşınca yaşadıklarını anlattı.
Bölgede İslami çalışma yapan kişilere yönelik baskı ve zorlamalar nedeniyle ders aldığı camilerden uzaklaşmak zorunda kaldığını söyleyen H.İ, kötü arkadaş ortamlarına takıldığı için kumar oynamaya, içki içmeye ve esrar kullanmaya başladığını belirtti.
Ailesiyle birlikte yaşadığı köyünün, PKK ile mücadele gerekçesiyle devlet tarafından yakıldığını dile getiren H.İ, “Diyarbakır`ın bir köyünde doğdum. Devlet, PKK nedeniyle köyümüzü yaktı. Yakınca da köylüler olarak merkeze göç etmek zorunda kaldık. 14 yaşlarında camiye gitmeye başladım. Kur`an-ı Kerim, fıkıh, hadis ve tefsir gibi İslami ilimleri öğreniyordum. Bize ders verenler de mütedeyyin öğrencilerdi. O süreçte İslami çalışma yapan kişilere yönelik baskı vardı. Müslümanların camilerde İslam`ı öğrenmesi engellenmeye çalışıldı.” dedi.
“Hocalarımız bize dinimizi öğrettiği için suçsuz yere cezaevine konuldular”
Ders aldığı camiye yapılan polis baskınının ardından camiden uzaklaşan H.İ, sonraki süreçte yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Bir gün akşamüzeri polis camiye baskın yaptı. Hepimizi cami duvarına dizdiler. Hakaretler eşliğinde bizi darp ediyorlardı. ‘Sizi bir daha camide görmeyelim yoksa sizi döver, cezaevine atarız` diyorlardı. Hocalarımız suçsuz yere, sırf bizlere dinimizi öğrettikleri için cezaevine konuldular. Ben de bu süreçten sonra boşluğa kapıldım ve kötü arkadaşlar edindim. Yavaş yavaş namazdan ve Kur`an`dan uzaklaşmaya başladım. Ara ara içki içip, esrar kullanmaya, sonrasında ise kumar illetine bulaştım.”
Kötülüklere ve çirkin işlere bulaşması nedeniyle hayatında huzur kalmadığını aktaran H.İ, ailesinin geçimi için kazandığı paraları kumar masasında kaybettiğini ifade etti.
“Gündüz işte, gece kumar masalarındaydım”
İnsanın, kâinatın yaratıcısı olan Allah`tan bihaber yaşamasının verdiği acıyı çektiğini söyleyen H.İ, “Gecelere kadar kumar oynuyordum. Çalıştığım parayı kumara veriyordum. Ailem beni kahvehanelerden topluyordu. Böyle bir yaşam azap çekmek gibidir. İnsanın Allah`tan uzak yaşamasının verdiği acıyı çekiyordum, hüsran içindeydim. Gündüz işte, gece ise kumar masalarındaydım. Kazandığımı ben bile harcayamıyordum.” şeklinde konuştu.
Daha sonra bazı mütedeyyin kişilerle tanıştığını sözlerine ekleyen H.İ, hayatında gözle görülür değişiklikler yaşamaya başladığını vurguladı.
“Cami döneminin verdiği huzurla yeniden İslam`a sarılmaya çalıştım”
Tanıştığı kişilerin vesilesiyle kötü alışkanlıklarını terk ettiğini, yeniden namaz kılıp, Kur`an-ı Kerim okumaya başladığını belirten H.İ, şunları söyledi:
“Sonraki dönemlerde bazı mütedeyyin kişilerle tanıştım. Cami döneminin verdiği huzurla yeniden İslam`a sarılmaya çalıştım. Yaşadığım olaylar beni çok yıpratmıştı. Artık huzurum kalmamıştı. Yeniden huzura kavuşmak, dünya ve ahiret saadetini yaşamak için tövbe ettim. Bu güzel insanların vesilesiyle yeniden camiye gittim. Kur`an-ı Kerim dersi alıp, namazlarımı kılmaya başladım. Yavaş yavaş kendime gelmeye başladım. Bunlarda camide ders almamın etkisi gerçekten büyüktür.”
“İnsan İslam dini ile huzur bulur”
Ailelere de bazı tavsiyelerde bulunan H.İ, çocukların başıboş bırakılmaması gerektiğini dile getirerek, “Artık ailemle daha güzel vakit geçiriyordum. Kumar masalarında bulunmuyorum. İslam dininin güzelliği ile hayatıma güzellik ve düzen girdi. Aileler, çocuklarıyla ilgilensinler, İslami bir eğitimle yetiştirmeye çalışsınlar. Sürekli onları kontrol edip, maddi ve manevi ihtiyaçlarını gidermeye çalışsınlar. Gerçekten insan, İslam dini ile huzur bulur ve yaşamın verdiği anlamı bu din ile anlayabilir. Özellikle kötü arkadaş çevresinden uzak tuttukları çocuklarını, camiye göndersinler. Müslümanca bir yaşam sürmelerini sağlasınlar.” ifadelerini kullandı. (Hamza Adiyaman/Emrah Deniz-İLKHA)