Mardin İl Müftülüğü, Kutlu Doğum Haftası münasebetiyle çeşitli etkinlikler düzenliyor. Müftülük, “Hz. Peygamber; Tevhid ve Vahdet” konulu konferans düzenledi.

Düzenlenen konferansa Mardin Valisi Ömer Faruk Koçak, Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Özel, İstanbul İl Müftüsü Prof. Dr. Rahmi Yaran, Mardin İl Müftüsü Dursun Ali Coşkun, kanaat önderleri, din görevlileri, STK temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.

Özel bir otelin konferans salonunda düzenlenen program Kur`an-ı Kerim tilaveti ile saat: 20.00`de başladı. Konferans öncesi katılımcılara gül hediye edildi.

“Bugün merhamet günüdür”

Programında açılış konuşmasını Mardin İl Müftüsü Dursun Ali Coşkun yaptı. Coşkun, Peygamberimizin (s.a.v) 8 buçuk yıl tevhid ve vahdet için mücadele ettiğini dile getiren şunları söyledi; “O yıllarda nazil olan bütün ayetler tevhid ve vahdetle ilgilidir. Yetim olan Peygamberimiz (s.a.v) 360 tane putla karşılaştı. 35 yaşına kadar bedenen sustu ama kalben hiçbir zaman o putlara ‘evet` demedi. O (s.a.v), putlara ‘la` dedi. 40 yaşında vahiy geldikten sonra Peygamberimiz (s.a.v) ‘La İlahe İllallah` dedi. Hiçbir zaman o putlara ‘evet` demeyen ve bu tevhid mücadelesi için Mekke`yi terk edip ve daha sonra Mekke`yi feth etmeye geldiği zaman şu kelimeler dudaklarından döküldü; Bugün merhamet günüdür. Bugün af günüdür. Bugün sevgi ve kardeşlik günüdür.”

“O (s.a.v) bir rahmet peygamberiydi”

Açılış konuşmasının ardından konferansa geçildi. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa`nın bir rahmet peygamberi olduğuna değinen İstanbul İl Müftüsü Prof. Dr. Rahmi Yaran, “Peygamberimiz (s.a.v) bir rahmet peygamberiydi.  Kur`an-ı Kerim ayetlerinde de ifade edildiği gibi insanlığı karanlıktan, zulumattan nura ve aydınlığa çıkarmak için gönderilmiş olan bir peygamberdir. O hem şahittir hem müjdecidir hem de uyarıcıdır. Gerek Hz. Muhammed`in (s.a.v) hayatından gerekse Kur`an-ı Kerim`den istifade edebilmek için gönüllerimizi buna hazırlamamız lazım. Her yıl Kutlu Doğum Haftası`nda Peygamberimizi (s.a.v) anıyoruz ve hayatımızı ona göre tanzim etmek için O`nu (s.a.v) anlamaya çalışıyoruz. Rabbim bizi şükredenlerden, zikredenlerden, O`nu hatırlayanlardan ve hayatımızın her alanında O`nu dikkate alarak yaşayanlardan eylesin.” dedi.

“Tevhid ve Vahdet”

Konuşmasının devamında tevhid inancının önemine değine Yaran, “Peygamberimiz (s.a.v) cahiliye döneminde gönderildi. Herkes o zamanda putlara tapardı. Allah`ın (c.c) Peygamberimiz (s.a.v) vasıtasıyla gönderdiği din tevhid diniydi. Tevhid, Allah`tan (c.c) başka ortak kabul etmemektir. Peygamberimizin (s.a.v) içinde vahiy gelmeden önce de tevhid inancı vardı ama bunun ilanını Allah`tan (c.c) emir geldikten sonra yaptı. Tevhid Allah`ın (c.c) bir olduğuna inanmanın yanı sıra Allah`ın (c.c) sıfatlarına da iman etmektir. Allah`ın (c.c) en büyük otorite olduğunu kabul etmektir. En büyük itaat merciinin Allah (c.c) olduğunu kabul etmektir.” dedi. (M. Salih Keskin/Mahsum Tunç – İLKHA)