Allah (cc)’ın adıyla!
Geçen ay Hicret’in yeni yılında beraber olmuştuk, bu ay da Milad’ın yeni yılında beraberiz. Her yeni gün, yeni ay ve yeni yıl, Allah (cc)’tan bize yeni bir nimet yeni bir hediyedir ve hamd etmemizi gerektiriyor. Bundan dolayı ve diğer tüm nimetlerinden dolayı O’na hamd ederiz. Resulü olan Efendimize salât ve selam ederiz. Aynı şekilde O Resulün Al ve Ashabına, Tabiin ve etbeüttabine de… Ve kıyamet gününe kadar O kutlu Resulü önder edinen, salihlere, sıddiklere, şehitlere ve tüm Müslümanlara da salât ve selam ederiz.

Şüphesiz Ashab’ın kazandığı o büyük zafer ve başarıların ve bıraktığı o büyük mirasın sebepleri irdelendiğinde Ashab arasındaki o ulaşılmaz kardeşliğin olduğu görülecektir. Tek sebep değil ama en büyük sebep… Kardeşliğin en zirve hali de hiç şüphesiz Îsâr’dır. Yani kişinin, muhtaç olduğu halde kardeşini kendisine tercih etme erdemi… Bu ay dosyamıza bu konuyu taşıdık.

Erdemli ahlakı tamamlamak için gönderilmiş ve Ümmeti bu doğrultuda eğitmeye çalışan hz. Resulullah(salallahu aleyhi ve sellem) bu vazifesini ne de güzel yerine getirmiş. Ashabın örneklemeleri ve Resul’den manen eğitim almışların hayatları buna güzel örnektir. Bu sayımızda aslında Îsârın bizim için ümmetsel bir ahlak olduğunu göreceksiniz.
Abdulkudüs Yalçın hoca bu konudaki hadisleri şerhleri ile bize sunarken, Göktaş Hoca ile Muhammed Şakir Hoca dava hizmetinde Îsâr ahlakının olmazsa olmazını bize bellettiler. Mehmet Şenlik Hoca toplumsal boyutunu işlerken Abdurrahim Güneş Hoca da kapitalist sistemin vahşi rekabetçiliği yanında İslam ekonomi düşüncesinin dayanışmacı üstünlüğünü Îsâr olgusu ile dile getirdi. Bu konuların Îsâr konusunda bir temel edinmemize büyük katkısı olacağını düşünüyoruz.
A.Kadir Hocamız yine yarınlarımız olan çocuklarımızın eğitiminde yanlış geleneklerin söz sahibi olmaması gerektiğini bizzat Resulullah(salallahu aleyhi ve sellem)’ın uygulamaları ile ortaya koymuş. Gerçekten de nereden geldiğini, hangi yanlış düşünceye dayandığını kimsenin bazen kestiremediği o kadar çok gelenek var ki… Neredeyse bu gelenekler çocuklarımızın dünyasını karartacak…

Tabi tüm ocaklara kor bir ateşin düştüğü bu ocak ayına değinmemek olacak şey değil… Hakkını veremesek de yürek yakan o zemheri ateşin bir kıvılcımını görelim dedik…

Nurullah Gülsever Hocamız o deruni ruh halini yansıtan kelimeleri ile gönül telinizi titretecek… Salih Gönül Hoca ise içine kor ateşin düştüğü ve fakat maslahatın zincirleriyle bağlanmış yüreklerin tercümanı olmuş. Zülfikar Hoca da bu atmosfere nesir yazısıyla katkıda bulunmuş.

Sizleri derginiz ile baş başa bırakırken bu ümmetin şehitlerinden, tutsaklarından, mahkûm ve muhacirlerinden, hasta ve malullerinden, kadın ver erkeğinden, ihtiyar, genç ve çocuğundan dualarınızı eksik etmemenizi temenni ediyorum.
Allah yar ve yardımcınız olsun….
 
İnzar Dergisi / Ocak 2012