ADANA- Şırnak`ın Uludere İlçesinde F-16 Savaş uçaklarıyla 35 kişinin bombalanması ile ilgili açıklama yapan Adana İnsani Hürriyetler ve İnanç Platformu Dönem Sözcüsü Ekrem Ertaş, saldırıyı telin etti.
Yapılan Saldırı Tam Bir Vahşet
35 mazlum insanın katledilmesini vahşet olarak niteleyen Ertaş; "28 Aralık Çarşamba akşamı vur emri çıkartılarak Diyarbakır`dan kalkan F-16 ların, Şırnak`ın Uludere ilçesi ortasu (roboski)köyünün sınır hattını bombalamaları sonucu 35 masum ,mustazaf kardeşimiz hayatını kaybetmiştir.
35 mazlum insanın katledilmesini vahşet olarak niteleyen Ertaş; "28 Aralık Çarşamba akşamı vur emri çıkartılarak Diyarbakır`dan kalkan F-16 ların, Şırnak`ın Uludere ilçesi ortasu (roboski)köyünün sınır hattını bombalamaları sonucu 35 masum ,mustazaf kardeşimiz hayatını kaybetmiştir.
Yapılan bu vahşetin ,bu zülmün ,bu katliamın ardından gerekli bilgiler doğrultusunda bu vatandaşlarımız ın sadece ekmek parası ,okul harçlıklarını çıkartmak için, kuzey Irak`a gidip mazot ve şeker getirdiği ortaya çıkmıştır.
Terörle mücadele adı altında sürdürülen kirli savaşın bir sonucu olarak hedef gözetilmeksiniz yapılan bu bombardıman, rejim adına senelerdir işlene gelen katliamlardan biridir. Bombardıman sonucu yaşamını yitiren insanlarımızın yarısına yakınının on beş - yirmi yaşlarında genç fidanlardan olması yaşanan katliamın vehametini daha da artırmaktadır"dedi.
Rejim Adına İşlenen Onlarca Katliam Örtbas Edebilmiştir
Yapılan katliamların örtbas edilmek istendiğini savunan Ertaş; "Rejim adına işlenen onlarca katliam örtbas edebilmiştir. Ancak bu katliamla suç üstü yakalanmıştır. Bu katliamla genelde ümmetin özelde kürt coğrafyasının zalimane ve yapay sınırlarla bölünmesinin halkımız açısından acı sonuçları bir kez daha ortaya çıkmıştır. Zira halkımız nezdinde bu sınırların bir geçerliliğinin olmadığı anlaşılmıştır. Bu olay 1943 yılında gerçekleştirilen ve tarihe Muğlalı olayı olarak geçen otuz üç (33) insanın öldürüldüğü vahşi katliamı bize yine hatırlatmıştır. Her iki katiamın sorumluları da sorumsuzca davranan halk düşmanı zihniyettir.
Yapılan katliamların örtbas edilmek istendiğini savunan Ertaş; "Rejim adına işlenen onlarca katliam örtbas edebilmiştir. Ancak bu katliamla suç üstü yakalanmıştır. Bu katliamla genelde ümmetin özelde kürt coğrafyasının zalimane ve yapay sınırlarla bölünmesinin halkımız açısından acı sonuçları bir kez daha ortaya çıkmıştır. Zira halkımız nezdinde bu sınırların bir geçerliliğinin olmadığı anlaşılmıştır. Bu olay 1943 yılında gerçekleştirilen ve tarihe Muğlalı olayı olarak geçen otuz üç (33) insanın öldürüldüğü vahşi katliamı bize yine hatırlatmıştır. Her iki katiamın sorumluları da sorumsuzca davranan halk düşmanı zihniyettir.
Bu halk, yıllardır iki zulüm arasında yaşam savaşı vermektedir. "Zulme tepkisiz ve sessiz kalan dilsiz şeytandır. Bu cinayetler karşısında sessiz kalmak insani haysiyetle bağdaşmaz. Zulüm kimden gelirse gelsin zulme karşıyız ve mazlumun yanındayız. Şırnak`ın Uludere İlçesine bağlı Roboski, bir diğer ismi ile Ortasu köyünde yaşanan katliamı lanetliyoruz. Şiddetle kınıyor ve protesto ediyoruz."dedi.
Yapılan Katliamın Failleri Bellidir
Yapılan katliamın faillerinin belli olduğunu belirten Ertaş; "Şırnak`ın Uludere ilçesine bağlı Ortasu köyünde dehşetengiz bir şekilde katledilen otuz beş sivilin gerçek katilleri de bellidir ve bu kirli savaşa sebep olanlar da bellidir.
Bu zalimane katliamın ardından Genelkurmay Başkanlığı`nın adeta gerekçeli basın açıklamasından, daha doğrusu sözün uzayıp cevabın kaybolduğu basın açıklamasından, idari ve adli inceleme ve işlem başlatmasından anlaşılıyor ki, `hava harekâtında öldürülenler masum köylüler, sivil insanlardır`diyerek, yaptığı bu yanlışı dile getiriyor.
Hiçbir Özür 35 Canı Geri Getirmez
`Biz terörist grup sandık` demenin, bu elim hadiseye mazeret olamayacağı gibi "Hiçbir mazerette bu büyük ayıbı kapatmaz, hiçbir özür 35 canı geri getirmez. Yaşanan büyük bir dramdır. İnsan canı bu kadar ucuz olmamalı! Hiç kimse, hiç bir kurum "sanarak" adam öldürme yetkisine sahip değildir.
`Biz terörist grup sandık` demenin, bu elim hadiseye mazeret olamayacağı gibi "Hiçbir mazerette bu büyük ayıbı kapatmaz, hiçbir özür 35 canı geri getirmez. Yaşanan büyük bir dramdır. İnsan canı bu kadar ucuz olmamalı! Hiç kimse, hiç bir kurum "sanarak" adam öldürme yetkisine sahip değildir.
Olayın meydana geldiği güzergâhın, sınırdan kaçak mazot ticareti yapan köylülerin de kullandığını tahmin etmenin, kahin olmayı gerektirmediği dile getirerek, "Kurunun yanında yaşı yakıp, sonra da "pardon" diyerek Güneydoğu`nun sorunu çözülmez. . öldürülen kardeşlerimiz için "kaçakçı" ifadesinin kullanılmış olması çok yanlıştır. Böyle bir ifade çok çirkin bir ifadedir. Bu insanlar kaçakçılık yapmıyor, bu insanlar sınır ticareti yapıyorlar. Dolayısıyla "bu insanları terörist zan ettik" veya bunlar "kaçakçıymış" denilerek bu cinayeti meşrulaştırıcı bir şekle sokulmaya çalışılıyor. Bu kabul edilemez. Hükümet yaşanan bu vahşeti araştırmalı ve sonuçlarını kamuoyuyla paylaşmalıdır. Hükümet ihmali bulunanları mutlaka cezalandırmalıdır."
Bu yüzden bir olayın vuku bulması, sebep sonuç üzerinde durulması, gereken bir hakikattir. Ancak bunun sebebi ne olursa olsun, ve kim yaparsa yapsın, herkes şunu iyi bilsin ki yapılan bu katliam üzerinden, spekülatif açıklamalar ,hiçbir insanı tatmin ve razı etmeyecektir."dedi.
(Ayhan Kaya-İLKHA)
(Ayhan Kaya-İLKHA)