Sokağa çıkma yasağının devam ettiği Sur’un kimi mahallelerinde Diyarbakır Valiliği tarafından verilen geçici izinle evlerinin son durumunu görmeye gelen halk, duygularını dile getirerek, her ne olursa olsun kendi mahallelerinde, sokaklarında hayatlarına devam etmek istediklerini söylediler.

Bakanlar kurulu kararıyla “acele kamulaştırma” kararı alınan Sur’da, evleri yıkılmammış ya da az hasarlı olan aileler, kendi rızalarının alınmadan evlerinin kamulaştırılmasının doğru olmayacağını ifade ettiler.

Sur’da doğup büyüdüğünü dile getiren Nezahat Hanım, son yaşanan çatışmalara kadar da ilçede yaşadığını, ama sokağa çıkma yasağının ardından çocuklarıyla beraber evini terk etmek zorunda kaldığını dile getirdi.

Yetkililere seslenen Nezahat Hanım, Sur’daki evinde 25 yıllık hatıralarının ve emeğinin olduğunu belirterek, “Evimin bozulmasını, yıkılmasını istemiyorum. Ben o evde oturmak istiyorum. Benim hatıralarım, çocukluğum, geçmişim hep o evdedir. Benim rızam olmadan kimsenin evimi yıkmaya hakkı yok. Çocukluğumuzun geçtiği evlerimizi yıkmalarına müsaade etmeyiz. Her şeye rağmen evimde oturmak istiyorum.” dedi.

Valilikten aldıkları geçici izin ile Sur’daki evlerini görme imkânı bulduklarını söyleyen Nezahat Hanım, evinin kapı ve pencerelerinin kırık olduğunu, yiyeceklerinin çalındığını, eşyalarının kullanılamaz hale geldiğini vurgulayarak, sokaklarında çatışmanın yaşanmamasına rağmen evinin bu hale gelmesine bir anlam veremediğini söyledi.

Nezahat Hanım, “5 aya yakındır otellerde yaşıyoruz. Tek bir çay kaşığı bile almamışız. Bu devirde zor bela çocuklarımızın okul eşyalarını karşılayabiliyorken, evimizin temel eşyalarını tekrardan nasıl alalım. Kışı sokaklarda bitirdik.” diye tepki gösterdi.

Sur’da yaşayan başka bir kadın ise evini gördüğünü ancak tanınmayacak durumda olduğunu belirterek, ev eşyalarının kullanılmaz hale geldiğini ve yiyeceklerinin de koktuğunu söyledi.

Evinin kullanılmaz hale geldiğini söyleyen diğer bir kadın da “Eşyalarım paramparça olmuş, böyle vicdansızlık olamaz. İnsanlarımızın hakkını yediler. Kurşunlu Camimizi ne hale sokmuşlar. Allah hakkımızı bırakmasın. Sokaklar ve evler perişan halde. Her evde bir polis bulunuyor. Evlerimizi otel gibi kullanıyorlar. Eşyalarımız kırılarak sokağa atılmış.” şeklinde konuştu.

İçeride 20 yıllık anılarının olduğunu belirten bir genç ise “Evimizi yıkmışlar, talan etmişler. Yazık günah değil mi? Evimizin olduğu yer çatışmalardan çok uzak kalmasına rağmen, evimiz nasıl bu hale geliyor. Evimizi, önüne gelen kullanmış. Biz sokaklarda perişan halde yaşarken onlar evimizi, özel eşyalarımızı rahat rahat kullanıp tahrip etmişler.” diye konuştu.

Geçici izinle sokaklarına girebilen kimi ailelerin ise evlerindeki ihtiyaçları olan kimi malzemeleri alarak çaresizce tekrar ilçeyi terk ettikleri görüldü. (M. Sıddık Bilge/Yunus Sırat – İLKHA)