Hüseyin Kaya / doğruhaber
İmralı görüşme tutanaklarında şok edici ayrıntılar var.
Tutanakları okuyanlar, devletin Öcalan ile ilgili hesaplar yaptığı dönemde Öcalan`ın açık açık nasıl örgütü yönettiği ve devlet heyetini tabiri caizse “kafaya aldığını” net olarak görebileceklerdir.
Bir örnekle meseleyi somutlaştıralım:
“S. Demirtaş: Önceki görüşmede aktarımlarınız yanlış anlaşıldı; Cemaat`e düşmanlık ve karşıtlık gibi yorumlandı. Gelmeden önce Sırrı Süreyya bazı temsilcileriyle görüştü. Onlar da bunu tam anlayamadıklarını, tedirgin olduklarını söylemişler.
S. S. Önder: Evet, Ekrem Dumanlı`yla görüştüm. Bunun nedenini anlayamadıklarını, Bahoz Erdal`ın Cemaat`e yönelik sert açıklamalarıyla da birleşince kaygılandıklarını, AKP ile anlaşıp kendilerine yönelmek gibi bir niyetlerinin olduğunu düşündüklerini aktardı.
A. Öcalan: Bahoz Erdal`ın açıklamaları mı olmuş? Dikkat edilmesi lazım. Aslında bu dönemde herkesin birbirine karşı kullanacağı dil ve üsluba dikkat etmesi gerekir. Cemaat`le ilgili şeye gelince, o dedikleri gibi değildir. Biz kendilerine Ortadoğu`da demokratik ittifak bile teklif ettik, değil mi? Öyle düşmanlığımız falan olmaz. Söyleyin, Gülen`i en iyi anlayacak olan yine benim. Hatta kendisi “Sulhta hayır vardır” demişti. Ben de aynen katılıyorum. O da barışı destekliyor. Ortadoğu`da demokratik bir uzlaşı sağlayabiliriz.”
Bu görüşme tutanağının tarihi 18 Mart 2013…
Dikkat edin, bu önemli bir tarihtir. Bu tarihten üç gün sonra yani 21 Mart 2013`te Diyarbakır`da Newroz etkinliğinde A. Öcalan`ın Türk liberalleri, bir kısım Türk İslamcısını heyecanlandıran, cuş-u huruşa getiren mektubu okundu.
Neler mi söylüyordu mektupta? İsteyen tümünü arşivlerden bulabilir; ama İslam bayrağı altındaki ortak yaşamdan, demokratik modernizmden, özgürlükten, silahlı dönemin bittiğinden söz ettiğini hatırlatabiliriz.
18 Mart 2013 tarihi MİT krizinin yaşandığı ve hükümet ile Gülen grubu arasında kılıçların çekildiği 7 Şubat 2012`den 1 yıl sonrasıdır.
Öcalan, Gülen grubuna “Demokratik ittifak” teklif ediyor, hem de Ortadoğu`da…
Tam da o sıralarda Beşir Atalay ve Yalçın Akdoğan`dan Öcalan`ın siyasi duruşuna övgüler yağıyordu.
Şimdi karar verin. Sizce kim kimi kullandı?