Hüseyin Sağlam / doğruhaber
İstiklal Caddesinde yaşanan bombalı intihar saldırısında ölenler arasında bazı İsrailli “turistler” de vardı. Derken Hahamlar, resmi görevliler tarafından ölenler Türkiye`den alınıp israil`e götürüldü. Hemen akabinde ise Netanyahu adına şu yazılı açıklama yapıldı:
“Biz her zaman Türkiye ile ilişkileri düzeltmek istedik ve bu ilişkilerin yönünü değiştiren biz değildik. Eğer mümkünse ilişkileri normalleştirmek istiyoruz. Türkiye ile temaslarımız sürüyor ve bu temaslarda ilerleme sağlanıyor. Yakında bir görüşme daha olacak ve bu görüşmenin ilişkilerin tamamen düzeltilmesi için olumlu sonuçlar doğuracağını ümit ediyorum.”
Ve Belçika`daki intihar saldırısı…
İstiklal Caddesindeki bombalı eylemin yankıları sürmekte iken daha büyüğü, daha beteri Belçika`da yaşandı. İki saldırıda da eylemciler örgütsel köken olarak “Eş Kardeş” çıktı.
Şimdi sıkı durun! Belçika`da sivillere yönelik eylemin aynısının tıpkısını Ankara`da yapan aynı seri kafileden diğer bir örgüt olan PKK, kendi saldırılarını “Fedai eylemi” ilan edip “Devrimciliğe” adarken, Belçika`daki saldırıyla ilgili çok ilginç bir açıklama yaptı.
Açıklama, aynı seri kafileden olan örgüt adına tepe isim Karayılan`dan geldi. Şunları söylüyordu Karayılan:
“DAİŞ bugün Brüksel`de vahşi bir şekilde sivil insanları hedef yaptı. Haberlere göre 34 kişi yaşamını yitirmiş, birçok kişi de yaralanmış. Öncelikle bu vesileyle tüm Belçika halkına başsağlığı diliyor ve bu insanlık dışı saldırıyı da şiddetle kınıyorum. İnanıyorum ki Belçika halkı bu vahşi saldırı karşısında toparlanacak ve böylece gereken cevabı verecektir.”
İlk göze çarpan durum şu: Birileri “İntihar” ederken, başkaları yaşanan intihar eylemleri üzerinden “İhya eylemleri” düzenliyor. Her iki kurumsal “örgüt” de duygularını, beklentilerini aynı minvalde dile getiriyor. Aynı duygularla hareket ediyor, aynı hissiyatı paylaşıyorlar.
İkisinin de sicili hafriyatlarla dolu iken şu mesajı veriyorlar:
“Artık bizi görün!”
israil, intihar saldırılarından birisini, çokça özlediği “İlişkileri normalleştirme” vesilesi yapma çabasında;
Küçük israil ise; Amerika`nın kendileri için gösterdiği “hassasiyeti” mülteci sorunu yüzünden gösteremeyen Avrupa`dan beklediğini ima edip, aynı “hassasiyeti/toleransı” göstermesini istiyor.
Sivil katliamı yapmakla meşhur iki kardeş örgüt, neticede aynı duyguları paylaşıp, “eş beklenti” sergilemiş oluyorlar.
Diyeceksiniz ki, ikiyüzlülüğün bu denli ilke edinildiği “uluslararası toplumda” iki kafadarın aynı tavrı sergilemesi normal değil midir?
Kesinlikle! Sonuna kadar haklısınız.