Bediüzzaman Said-i Nursi`yi Isparta`da askerlik yaptığı süre içerisinde gören Salih ödemiş, Üstad`ı görmeye giderken yaşadıklarını anlattı.
1956 yılında Isparta`da askerlik yaptığı süre içerisinde Bediüzzaman Said-i Nursi`nin de Isparta`da bulunması münasebetiyle Üstad`ı ziyarete giden Salih Ödemiş, Üstadın ve geçtiğimiz ay vefat eden Mehmet Kırkıncı`yı Isparta`da ziyarete giderken yaşadıklarını İLKHA'ya (İlke Haber Ajansı) anlattı.
Üstad`ın talebesi sayesinde Üstad`ın yanına gittiğini söyleyen Ödemiş, “Ben, 1956 yılımda Isparta Tugay Komutanlığı'nda askerlik yapıyordum. Askerde Üstad`ın talebelerinden Özer Şenler ile sürekli oturuyorduk, O bize kitap okuyordu. Bir gün ondan ‘Beni Üstad`a götürebilir misin?` dedim, oda götürebileceğini söyledi. Tabi o zamanlar Üstad`ın yanına gitmek yasaktı, Üstad ile görüşenleri yakalayıp hapse atıyorlardı. Özer Şenler ile birlikte Isparta çarşısına gittik, şenler uzakta bulunan bir yeri göstererek oraya gitmemi söyledi. Ben giderken yolda bir asker beni durdurdu ve nereye gideceğimi sorunca, ona burada bir tanıdığımın olduğunu ve onu görmeye gittiğimi söyledim. Asker benim nereye gittiğimi anlamış olmalı ki bana ‘binbaşı evde değil, hazır o evde değilken birlikte gidelim` dedi. Asker ile birlikte gittik.” şeklinde konuştu.
Ödemiş, “Ben zili çaldım, siyah takkeli bir genç kapıyı açtı, bana, ‘ne istiyorsun` dedi. O esnada içeriden arapça sesler geliyordu, ders yaptıkları belliydi. Gence, Üstad evde midir? Eğer müsaadesi varsa zat-ını ziyarete geldim. Kısa süre içinde genç geri gelerek, biraz beklememi ve Üstad`ın geleceğini söyledi.” dedi.
Ödemiş, Mehmet Kırkıncı`nın da Üstad`ın yanında olduğunu belirterek, “Ben orada beklerken siyah bir araba geldi, şoför zili çaldı, genç şoförü karşıladı. Şoför onların çabuk gelmesini istedi. 3 kişi çıktı ikisi sakallı idi bir kişi cübbeli ve sakalsızdı. Ben şoföre gizlice sordum bu üçünden hangisi Üstad`tır diye sordum, bana sakalsız olanın Üstad olduğunu söyledi. Yanıma geldiler ben Üstad`ın elini ve yanında bulunan diğer iki kişinin elini öptüm, bunlardan biri de geçenlerde Erzurum`da vefat eden Mehmet Kırkıncı hoca idi. Üstad bana nerelisin diye sordu, ben ona Diyarbakırlı olduğumu ve Isparta da asker olduğumu söyledim. Üstad bana, niye daha önce gelmediğimi sordu, ben ona asker olduğumu ve gelemediğimi söyledim.” ifadelerini kullandı.
“Üstad`ım ümmete dua etmeni istiyorum”
Üstad`tan dua istediğini söyleyen Ödemiş, “Üstad`ın Heybetli bir duruşu vardı ve bana ‘şimdi işim var, Cuma günü veya Pazar günü, gün ortasında gel konuşalım` dedi. Ardından bir isteğimin olup olmadığını sordu bende ona, Üstad`ım önce ümmete ardından bana dua etmeni istiyorum. Üstad orda, kıbleye dönerek dua etti ve oradan ayrıldılar. Daha sonra bir daha Üstad`ın yanına gitmek için fırsat bulamadım. O arada zaten Üstad sürekli sürgünde idi.” diye konuştu.
Üstad`ın vefat ettiği gün köyde olduğunu söyleyen Ödemiş, o gün yaşanan gariplikleri de şu şekilde anlattı, “O gün gökyüzü farklı bir koyuluk/siyahlık vardı, ikindi vakti olmasına rağmen sarımsı bir karartı ve dumanlı bir hava vardı. Benim Nakşibendi Tarikatından Şeyhim, Şeyh Vecih, 'Bugün önemli bir şey olmuş fakat biz bilmiyoruz nedir' dedi. Sonraki gün öğrendik ki Bediüzzaman Said`i Nursi Şanlıurfa`da vefat etmiş. Vefat ettikten sonra kabrini dahi göremedik.” dedi. (Mehmet Ali Ekinci – İLKHA)