Bir milyondan fazla Müslümanın hayatını kaybetmesine, milyonlarcasının topraklarını terk etmesine, büyük bir tarihin yok olmasına neden olan ABD`nin Irak işgalinin üzerinden 13 yıl geçti.
13 yıl önce bugün 20 Mart 2003 tarihide, İslam coğrafyasında kapanması zor gediklerin açılmasına neden olan ABD, zehirli hançerini Müslümanların bağrına sapladı.
ABD, Irak'ın kitle imha silahlarına sahip olduğu ve bu silahların koalisyon ülkeleri başta olmak üzere birçok ülkenin güvenliğini ciddi şekilde tehdit ettiği gerekçesiyle, İslam topraklarına büyük bir taarruz başlattı.
İkinci Körfez Savaşı olarak da kayıtlara geçen bu işgal, aslında zalim Sadam`ın politikalarının gerekçe gösterilmesinden ziyade, İslam ümmetinin geleceğini dinamitleme projesinin ön ayağıydı. Irak`ın işgali; maddi ve manevi olarak Müslümanları zayıf düşürecek, zayıflatacak, parçalayacak, var olan ayrılıkları derinleştirecek bir projeydi.
Irak`a ve oradan tüm bölgeye ‘demokrasi` ihracının yapılabilmesi için Saddam`ın alaşağı edilmesi gerekiyordu. Oysaki yıllarca Saddam`ı besleyip büyüten, İran`a saldırtarak sekiz yıl süren ve yüzbinlerce insanın ölmesine neden olan savaşı besleyen, kimyasal katliamların lojistiğini sağlayan başta ABD olmak üzere Batı, dünya kamuoyunun, özellikle de Müslümanların gözünün içine baka baka, kirli planlarını icra ettiler. Kuklacılar yine kuklalarını yakmak suretiyle yeni bir oyun sahneye koymuştular ve maalesef bu sinsi oyun insanları etkisi altına almıştı.
1 Ekim 2011 tarihinde ABD Başkanı Barack Obama yaptığı açıklamada, Irak`taki ABD askerlerinin 31 Aralık 2011'e kadar geri çekileceğini açıklamış, 15 Aralık 2011 tarihinde Bağdat'ta bulunan Amerikan Üssü'nden son ABD Bayrağı'nın indirilmesiyle ‘savaş`ın resmen sona erdiği yalanı söylenmişti.
Hâlâ Irak`ta bulunan üsleriyle askeri varlığını devam ettiren ABD, geride sorunlar yumağı bırakarak Irak`ı sefil hale getirdi. İşgalden sonra Irak`ın petrolünü sülük gibi emmeye devam eden ABD, öte yandan mezhep savaşlarını besleyecek zehri Irak`ın farklı bölgelerine enjekte etti. O zehir bugün İslam coğrafyasının farklı noktalarına kadar tesirini göstermeye başladı. Gerçekleşen işgalden sonra Irak hâlâ kendini toparlayabilmiş değil.
‘Savaş` bittiğinde ise Irak`ta kimyasal silahların varlığına ulaşılamamıştı. Ama amaç hâsıl olmuştu. Dünyanın patronluğuna oynayanlar yine istibdat ile despotizmlerini göstermiş, milyonlarca Müslümanı gözyaşlarına gark etmişti. Büyük acılara sebep olan ABD, Müslümanların kanını oluk oluk akıtmış, kadınların iffetlerine el uzatmış, Ebu Garip gibi işkence merkezlerinde İslam ümmetinin yüreğini dağlamıştı.
“Tanrı bana Saddam'ı devirerek Irak'ı baskıdan kurtaracağıma yönelik ilham verdi” diyecek kadar küstahlaşan dönemin ABD Başkanı George W. Bush, tıpkı baba Bush gibi içtiği Müslüman kanına doymamıştı.
İslam coğrafyasında bir bölgeden diğer bölgeye işgaller gerçekleştiren ABD, bugün yine elindeki neşter ve yanına aldığı Batılı emperyal devletlerle Suriye üzerinde kirli oyunları icra etmekteler.
İslam dünyasını dizayn etmeye yönelik gerçekleşen Irak işgali, 20 Mart 2003'te 35 ülkenin askeri desteği, 15 ülkenin de siyasi desteğiyle başlamıştı.
ABD Irak savaşı için 300 bin asker seferber etmiş, İngiltere savaşa 47 bin askerle destek vermişti. Ayrıca Suudi Arabistan hava sahalarını ve üslerini bombardıman uçaklarına açmış, Türkiye de hava sahasını ABD bombardıman uçaklarına kullandırmıştı. Kuveyt, Bahreyn, Katar, Umman da askeri üslerini ve imkânlarını ABD hizmetine sunmuştu. (İLKHA)