Kimliği belirsiz şahısların İsrail`de yayın yapan Kanal-2 televizyonunu hackleyip dört dakikalığına adeta bir Filistin kanalına çevirip kanalda bu süre içinde işgal altındaki Filistin topraklarında devam eden intifadayı destekleyen açıklamalar yapmaları İsrail toplumunu şoke etti.

Verilen mesaj çok etkileyiciydi.

Çünkü Yahudilere Kudüs intifadasının gerçek sebeplerini anlatıyorlardı.

Görüntülerde işgal askerlerinin Kudüslü kadınlara saldırılarıyla ilgili örnekler verilirken, Filistinlilerin intifadayı sürdürmek için azimli oldukları mesajı ve işgal altında yaşayan bütün Yahudilere yönelik ciddi bir tehdit de yer alıyordu.

Televizyonun Filistinliler tarafından hacklenmesini değerlendiren İsrailli gazeteci şunları söyledi: Hiçbir şeye sahip olmayan Filistinliler her şeyi yapıyorlar. Filistinliler Gazze`de füze yapıp bize atıyorlar. Batı Yaka`da araçlı ve bıçaklı eylem icat ettiler, bununla bize saldırıyorlar. Bize ateş ediyorlar. Ve işte bugün İsrail`in Amos uydusunu hackleyip, tehditler savuruyorlar. Bu şekilde İsrail`deki her eve korku salıyorlar.

Hiçbir şeye sahip olmayan hiç bir şeyi yapamaz.

Haklı ve iradeye sahip olan Filistin halkının Allah`ın vadettiği zafere imanı da tamdır. Bu halk, sahip olduğu hakkı savunmakta, sahip olduğu irade ile yürümekte ve imanı amacına ulaşıncaya kadar onun ayaklarını sabit kılmaktadır. Ancak Siyonist gazeteciyle işgal hükümeti bütün bunları bilmiyor ve görmüyor. Aynı şekilde bazı Filistinliler, Araplar ve Müslümanlar da görmüyor.

Siyonist gazetecinin “Bu şekilde İsrail`deki her eve korku salıyorlar” sözü, doğru ve yerinde bir tespittir. Korkuyu haklı kılan ciddi nedenler var. Daha öne direniş güçlerinin Gazze`den attıkları füzeler Siyonist toplumun üçte birini sığınaklara doldururken, Kudüs intifadasını sürdüren gençler de Siyonist toplumu evlerine hapsetti. Bunun neticesinde işgal hükümeti Siyonist yerleşimcilerin güvenliğini sağlamakta zorlanmakta, eylemleri durduramamaktadır.

Lafın kısası şudur:

Filistin halkı Gazze, Batı Yaka, Kudüs ve 1948 yılında işgal ettiği Filistin topraklarında güven ve huzurdan yararlanmazsa işgal rejimi de yararlanamayacak, Siyonist toplum huzur görmeyecektir.

O nedenle herkese huzurlu bir hayatı garantileyecek geçici bir siyasi çözümün bulunması gerekir. Geçici diyorum, çünkü daimi çözüm nehirden denize kadar bütün Filistin topraklarının özgürleştirilmesiyle mümkündür. İşgal altındaki Filistin topraklarında Siyonistlerle birlikte yaşama çabaları, birlikte yaşama kültürünü oluşturma girişimleri başarısızlıkla sonuçlanacaktır. İşgal ilelebet devam edecek değildir. Filistin kutsal bir coğrafya olduğundan, üzerinde işgali veya zalim bir iktidarı asla kabul etmeyecektir.

Dr. İsam Şaver / Filistin Haber