Bingöl`de İslami Kardeşlik ve Dayanışma platformu,  Halepçe katliamının 28. yılı münasebeti ile yaptığı yazılı basın açıklamasında, “Halepçe katliamını Halepçe ile sınırlamak doğru değildir. Baas rejiminin adına ‘enfal` dediği soykırım savaşı sonucu yüz binlerce insan katledilmiş ve on binlercesi de göç etmek zorunda kalmıştır.  İran-Irak Savaşı sırasında 16 Mart 1988 de Tarihin en mazlum halklarından biri olan Kürt halkı Halepçe de 28 yıl önce şer güçlerinin ittifakı ve Baas rejiminin tetikçiliğiyle büyük bir kıyımdan geçirilmiştir. Biz Müslümanlar açısından Tarih, bireysel, toplumsal, siyasal, ahlaki ve en önemlisi imani zaafların ortaya çıkarıldığı bu zaafların törpülenmeye ve aşılmaya çalışıldığı öğretici alandır. Tarihteki kırılmaları vahyin ölçüleriyle okumak ve geleceği inşa  ederken söz konusu okumalardan dersler almak, tarih anlayışımızı belirler. Halepçe bu açıdan bir tarihtir.”denildi.

Halepçe katliamını Halepçe ile sınırlamanın doğru olmadığının belirtildiği açıklamada,  “Bugün genelde İslam coğrafyasına bakıldığında sadece Suriye`de, geçen onca seneye rağmen anne baba bir Baas rejiminin zalimliğinden hiçbir şey eksiltmediğini hatta zulmü ve katliamı sistematik bir biçimde artırarak sürdürdüğünü müşahede etmekteyiz.” ifadelerine yer verildi.

Açıklamanım devamında, “Kaldı ki zalimler eskiden olduğu gibi bugün de işbirlikçilerinden güç ve destek almaktalar. Biliyoruz ki Baas rejimi geçmişte olduğu gibi bugün de İslam coğrafyasında efendileri ve sahipleri tarafından kendisine emredilmiş görevleri yerine getirmektedir. Ne var ki düne kadar mazlumlar safında olduğunu düşündüğümüz İran`ın ve uzantılarının da bu zalimler kervanına hem de en etkili bir şekilde katılması, Müslümanların duygu ve eylem dünyasında yeni hayal kırıklığına sebep olmuştur. Rabbimiz günleri aramızda döndürmektedir. Dün Halepçe katliamından dolaylı olarak zarar gören İran bu gün yeni Halepçeleri kendi eliyle yok etmektedir. Aynı şekilde dün baas rejimine verdiği gaz bombalarıyla Halepçe`de binlerce Kürd`ün ölmesine sebep olmuş Amerika ve diğer küresel istikbar odakları maalesef bugün kürtlere dost görünmekte ve kürtlerin temsilciliğini tekellerinde tuttuklarını iddia edenler tarafından da müttefik olarak görülebilmektedirler. Suriye`de başta baas rejimi olmak üzere kardeşlerinin kanlarını henüz elinden yıkamamış bu zalim taifelerle kol kola olmayı meşru saymakta bir sakınca görmemekteler.” ifadelerine yer verildi.

Halepçe katliamı yıldönümünde meydanları dolduran şovenistlerin pragmatist yaklaşımların,  halen aynı failler tarafından devam eden katliamları Halepçe`leri görmezden gelmeleri, ikiyüzlülüğün, çıkarcılığın, ölümler üzerinden hesap yaptıklarının açık beyanı olduğu ifade edilen açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

“Bizler Müslümanız ve Rabbimiz bize zalimler ve bozguncularla açık ve tevilsiz bir şekilde mücadele etmeyi emretmektedir. Müslümanın ülkesi bütün yeryüzüdür. Dolayısıyla İslam`ın emir ve yasaklarını uygulamaya çalışırken uydurulmuş masa başı sınırlar ufkumuzu belirlememelidir. Müslüman tüm yeryüzünün varisidir. Yeryüzünü imar etmekle yükümlüdür. Yeryüzündeki mustazaflara yardım etmek, yeryüzündeki muhacirlere Ensar olmak ve cihadı hayatın bir parçası olarak görmek ahlaki bir vazife değil, imani bir sorumluluktur. Ancak cihadı kıtalle sınırlamak doğru değildir.”

Açıklamanın sonunda, “Katliamları yıldönümlerinde gündemleştirmek ve katliamlar arasında cahili asabiyelerden kaynaklı fark gözeten yaklaşımlardan uzak durmak şahitliğimizin bir gereği olduğu gibi, halen devam etmekte olan katliamlara da açık tavır almak da aynı şekilde takvamızla irtibatı olan sorumluluğumuzun gereğidir. Katliamın yıldönümünde Halepçe de hayatlarını kaybeden, şehit olan tüm kardeşlerimize Allah`tan rahmet diliyor ve ‘zalimler için de yaşasın cehennem` diyoruz.” ifadelerine yer verildi. (İLKHA)