Sinüzit hastalığının, ilaç tedavisi, geniz eti ve bademcik ameliyatlarına rağmen iyileşmediği durumlarda endoskopik sinüs ameliyatı ile tedavi edilmesi ve bu işlemin ertelenmemesi gerektiğine dikkat çeken uzmanlar önemli uyarılarda bulundular. 

Hastalığın çocuklarda tam bir burun tıkanıklığı, şiddetli baş ağrısı veya işitme kaybı gelişene kadar herhangi bir belirti vermediğini ifade eden uzmanlar, özellikle alerjenlere duyarlı olan kişilerde daha sık görüldüğünü belirtti.

Kulak Burun Boğaz Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Akdağ, çocukluk döneminde ortaya çıkan sinüzit ve tedavisi hakkında önemli bilgiler vererek belirtilerinin önemsenmesi gerektiği uyarısında bulundu.

Doç. Dr. Akdağ, çocukluk çağında ortaya çıkan bazı belirtiler için, mutlaka bir kulak burun boğaz uzmanına başvurulması gerektirdiğini belirterek bu belirtileri şu şekilde sıraladı:

“Geceleri veya sabaha karşı ortaya çıkan inatçı öksürük, sarı-yeşil renkli koyu kıvamlı burun akıntısı, göz çevresinde basınç hissi, nefeste kötü koku, koku alma bozukluğu, mide bulantısı veya kusma,10-14 günden fazla süren soğuk algınlığı, bazen hafif ateş yükselmesi, burun tıkanıklığı ve horlama, geniz akıntısı ile birlikte bazen boğazda yanma, davranış değişiklikleri,  özellikle 6 yaşından sonraki çocuklarda geçmeyen baş ağrısı”

Kronik sinüzitin belirtileriyle ilgili bilgilendirmede bulunan Doç. Dr. Akdağ , "Kronik sinüzitte belirtiler 3 aydan uzun sürer.Çocuk yılda 4-6 kez sinüzit atağı yaşıyorsa mutlaka alerji ve geniz eti açısından kulak burun boğaz muayenesi yapılarak değerlendirilmelidir." diyerek, çocuk sinüzitlerinde özellikle erken teşhis ve uygun bir ilaç tedavisi ile çok başarılı sonuçlar alındığını ifade etti.

“Doğru teşhis doğru muayene ile konulabilir”

Hastanın kulak burun boğaz muayenesine başlanmadan önce detaylı şekilde aile ve alerji hikayesi ve olası risk faktörlerinin sorgulanması gerektiğini söyleyen Doç. Dr. Akdağ,  endoskopik muayeneden sonra gerekirse görüntüleme yöntemlerine başvurulması gerektiğini sözlerine ekledi.

Doç. Dr. Akdağ, konuşmasının devamında, çocuk sinüzitlerinin tanısında sinüsleri mutlaka radyolojik olarak görmek gerekirse, başvurulacak görüntüleme yönteminin bilgisayarlı sinüs tomografisi olması gerektiğini vurguladı.   

Akut sinüzit ve tedavisine de değinen Doç. Dr. Akdağ, "Akut sinüzit, belirtileri 3 aydan daha az sürede tamamen düzelebilen, çoğu zaman virüslerin neden olduğu bir hastalıktır. Akut sinüzitlerin tedavisinde özellikle doğru antibiyotik kullanımı önemlidir. Tuzlu su spreyleri ile akıntıların kıvamı yumuşatılabilir. İstirahat, tedavide önemli bir seçenektir." dedi.

“Tedavi aşamalı olarak yapılmalı”

Sinüzit tedavilerinde kimi zaman ameliyatın tek başına yeterli olamayacağını sözlerine ekleyen, Doç. Dr. Akdağ "Çocuk sinüzitlerinde sinüslere yönelik ameliyat gerektiren durumlar, ilaç tedavisine dirençli olan vakalardır. Sinüzit nedeniyle göz etrafında oluşan iltihaplanma tedavisinde de ameliyat önemli bir seçenektir. Kronik sinüzit ile birlikte geniz eti olan veya sık bademcik enfeksiyonu geçiren çocuklarda, geniz eti ve gerektiğinde bademciklerin alınması tek başına kronik sinüziti tedavi edecek bir yöntem değildir." diyerek buna yardımcı bir tedavinin de uygulanması gerektiğine dikkat çekti.

Uygun zamanda verilen ilaç tedavisi ile gereken durumlarda yapılan geniz eti ve bademcik ameliyatlarına rağmen iyileşmeyen kronik sinüzitlerde tercih edilen tedavi şeklinin, endoskopik sinüs ameliyatı olduğunu söyleyen Doç. Dr. Akdağ son olarak, "Bu ameliyattaki en önemli amaç, sinüs ağızlarının açılmasını sağlamak ve sinüslerin içini temizlemek olmalıdır. Eğer çocuğa uygun en önemli tedavi seçeneği ameliyat ise vakit kaybedilmeden yapılması gerekir" uyarısında bulundu. (İLKHA)